Son yapılan Divan Kurulu Toplantısı’nda kürsüden yaptığı konuşmayla mevcut yönetimi yerden yere vuran Mükerrem Taşçıoğlu’na ve Galatasaray’la ilgili diğer kulüp yöneticilerinin sözlerine verdi, veriştirdi.
Ergün “Bugüne kadar susmamız efendiliğimizdendir” diyerek, “Bir rakip takım yöneticisi Galatasaray’ın, futbolculara karşı yükümlülüklerini yerine getirmediğinden bahsetmiş. Çok şaşırdım. Şu sıralar bazı problemlerden dolayı ödemelerimizin aksamış olduğu gizli bir haber değil. Benim şaşırdığım, anlı-şanlı bir rakibimizin anlı-şanlı yöneticisinin bu konuda, üzerine vazifeymişçesine beyanat vermesi. Kulübümüzün birer çalışanı olan ve aramızda karşılıklı iş akdi olan futbolcularımızla aramızda geçenler hakkında ahkam kesmek kimsenin haddi değil. Hele hele kendi kaptanını tesislerinde paralı adamlarına dövdüren bir kulübün yetkilisinin hiç değil... Herkes haddini bilsin ve işine baksın. Ben takımımın maçını futbolcularımın ellerinden geleni yapacaklarına inanarak huzur içinde, inançla ve güvenle seyrediyorum. Benim oyuncularım takım ruhu ve renk aşkıyla oynuyorlar, dayak korkusuyla değil. Oyuncularımızın hepsi birer kahramandır benim gözümde” ifadesinde bulundu.
Hızını alamayan Ergün, açıklamalarına Mükerrem Taşçıoğlu’yla devam etti. Taşçıoğlu’nun kendini politika yaptığı günlerde sandığını söyleyen Galatasaraylı yönetici bomba gibi sözlerine şöyle devam etti: “Birilerinin kendisine, konuştuğu yerin politika kürsüsü, muhatabının da rakip parti lideri olmadığını hatırlatmasında yarar var. Bu yaşa gelmiş bir büyüğüme, Galatasaray’ın Divan toplantısında kürsüden konuşma adabını hatırlatmak bana zul geliyor. Kimsenin, başkasının saygınlığına dil uzatmaya hakkı yok. Hele sayın Taşçıoğlu’nun hiç yok. Aslında Taşçıoğlu’nun bu yönetime haddini bu denli aşarak, her türlü teamülü hiçe sayarak saldırmasının nedeni gayet açık. Bu yönetim kendisini eskiden olduğu gibi bedava yurtdışı seyahatlere götürmedi ve eski uygulamayı da eleştirdi. Sayın Taşçıoğlu’nun cebinde eskiden alınmış bir yönetim kurulu kararının kopyasını dolaştırarak bedava gittiği seyahatleri haklı çıkartmaya çalışması, hala unutulmadı.”
“Taşçıoğlu, parası olduğunu ama Özhan Canaydın’a güvenmediği için kulübe vermediğini söylüyor. Allah servetini daha ziyade etsin. Ancak ben bugüne kadar Taşçıoğlu’nun kulübe beş kuruşluk bir yardımını görmedim. Tüm hatırladığım sadece bedava gittiği seyahatler ve bakanlığı döneminde kendisinden Galatasaray adına istenen bir yardımı “Ben Galatasaray’ın bakanı değilim” diye reddetmiş olması. Galatasaray Camiası’na beş kuruşluk yararınız olmayacak, elinizde güç ve yetki varken onu Galatasaray için kullanmayı reddedeceksiniz, bedava seyahat imkanınız ortadan kalkınca genel kurulca seçilmiş Galatasaray Başkanı ve yönetim kurulunu -saygınlığını yitirmiş- olarak niteleyeceksiniz. Sayın Taşçıoğlu’nun yaşı ona bu hakkı vermez. Ona Galatasaray’a yaraşan vakar ile davranmayı oğütlemek haddim değil, ancak sadece uzun yıllar önce büyükleri tarafından öğretilmiş olduğuna emin olduğum Galatasaraylılığını hatırlasın yeter. O yüce kürsüden söylediklerinin ancak o zaman bir anlam ifade edeceğini ve saygı uyandıracağını fark edecektir. Ergun Gürsoy Divan’da çok güzel söylemiş. Galatasaray, emekli olduktan veya işini kaybettikten sonra ilgilenilecek bir yer değil. Kaybolmuş kariyerlerinin veya şöhretlerinin hasreti ile ikinci baharlarında ikbal arayanlar, şanslarını başka adreslerde arasınlar.”
