Taraftar gözüyle bakarsanız deplasmanda alınan iki gollü galibiyet sevindirir. Futbol konsepti açısından incelerseniz dudak bükersiniz!
Kısa paslarla zaman zaman güzel hareketler de yaparak oynamak, saman alevi gibi parlayıp sönmek, temposuz bir maç çıkartmak ve de rakip savunmayı rahatsız etmeden goller atmak ancak halı sahada olur. Üstelik rakip Kayserispor'sa iki farklı bu sonuca fazla sevinmemek gerek.
Kayserispor'a bir haller olmuş. Beşiktaş'ı yenen, Sıvas'a 6 atan takım bu mu?
Kendi sahasında forveti neredeyse yok!
Savunması iki golü de ikram etti.
Orta sahası baygın!
İkinci yarının başında biraz kıpırdadılar sonrası yine baygın…
Galatasaray adına;
Taraftar gözüyle bakarsanız deplasmanda alınan iki gollü galibiyet sevindirir.
Futbol konsepti açısından incelerseniz dudak bükersiniz!
Galatasaray dengesiz futbol oynuyor.
Kopuk kopuk ve yavan!
Rakip güçlü olsa bu oyun kurtarmaz!
Sağ kanat yine yok!Eboue savunmanın sağında,
Yekta sözüm ona onun önünde ama Yekta durmadan oyunun içine kayıyor. Eboue ataklara çıkıyor. Kayseri iyi günlerinde olsa rakibinin bu kanadını talan eder.
Solda Riera… O da alan değiştiriyor.
Hakan Balta ile kombine bir atakları yok. Araya Ayhan giriyor, o da etkisiz. Buna rağmen uzun aradan sonra Ayhan en azından hatasız oynadı. Oyuna katkısını sorarsanız; iyi niyetli çaba derim. Ötesi hoşgörü… O mevkideki oyuncu takımı gole itecek. Ayhan yine kadroda 11'i doldurdu…
Yekta'nın sakatlığı üzücü. Umarım hafiftir. İlk yarı Yekta da gayretliydi ama takıma katkısı Ayhan kadar bile olmadı. İkinci yarı
Aydın girdi.
Yeşil ayakkabıları daha çok dikkat çekti!
Söylemek istediğim şu;Galatasaray
kesik kesik oynuyor, futbol açısından
takım havası yaratmıyor. Forvette Yekta, Reira, Ayhan vasat. Galatasaray'da piston vazifesi göremiyorlar. Üçü
de 'Abdurrahman Çelebi' görünümünde…
Elmander'e ayrı bir paragraf açacağım.
Melo ve Selçuk'un randımanı düşükMelo, savunma önü kontrol görevinde. Rica etsen bile nedense ileriye gitmiyor.
Görev anlayışı açısından bu tarza bravo!
Melo gibi bir ismin oyuna katkısı açısındansa zafiyet!
Ya Terim onu bırakmıyor ya
Melo oyun kurucu değil kesici. Tek yönlü bir görev adamı.
Görevi nedir derseniz?
Savunmadan aldığı topu taşımadan orta alanda tevzi makarası. O zaman da
büyük transfer Melo olmaya gerek yok!
Selçuk bir başka etkisiz değer. Birkaç ara pası, birkaç çalım ve bir gol…
Kesmez!
Selçuk bir değer ama bu verdiğine kendi de razı olmaması gerek. Bu haliyle Selçuk'u beğenip alkışlayan varsa
Selçuk'a kötülük eder.Rakibe basmak yok, devamlılık yok. Ondan beklenene cevap yok!
Melo ve Selçuk'un randımanı düşükse takımın da pozisyon üretmesi azalır. Dikkat edin goller
duran toptan ve
rakip hatasından. Hazırlanmış bir pozisyon ve kombine bir atak yok. Olanlar da kısa paslarla ver-kaç olarak ve sahanın ölü noktalarında.
Rakip on sekiz içinde Galatasaray yok! Takımın rakibi bunaltan bir baskısı yok. Temposu yok.
Galatasaray galipken bunları yazıyorsam testi kırılmadan tokat hikayesini hatırlayın!...
Galatasaray gibi bir takımı sırtlayacak oyuncular gerek.
Düşük voltaj oyunu kabul edemiyorum. Maç sonrası söylemleri de hiç anlamıyorum. Galatasaray kazanırken bile futbolunu alkışlatmıyor.
Ne demişti Terim;
'Kazanamazsak bile güzel futbol oynayan alkışlanacak bir takım yaratacağım.'Galibiyet güzel ama alkışlanacak daha bir şey yok.
Zor zamanda alınan üç puana eyvallah!
Hakem Cüneyt Çakır da mis gibi bir maç yönetti.
Elmander ve SemihTakımda iki oyuncuyu ayırırım. Başta
Elmander.Elmander görevini tam olarak yapan takımdaki tek adam. Bir de arkadaşları ona daha çok yardım etse
Elmander harikalar yaratır.
Sağ kanat zayıf, solda Riera pasif… Ayhan bilinen Ayhan…
Melo geride, Selçuk temposuz.
Ne yapsın Elmander?
Yine de golü atan da o, attıran da o…
İlkinde kalabalık savunma arasından vurduğu kafa güzel.
İkincisinde rakibe o kadar
ısrarlı basmasa savunma topu rahat çıkaracak. Elmander basınca hatalı bir top uzatılıyor ve
Selçuk bu hatayı golle sonuçlandırıyor.
Ya bir de Galatasaraylı futbolcular Elmander kadar gayretli ve devamlı olsa… İşte o zaman Galatasaray yenilse de ben
bu takım iyi derim.
Dünkü Galatasaray pozitif futbol oynamadan, çok kötü oynayan Kayserispor karşısında bir galibiyet almıştır.
Kayserispor biraz kıpırdamış olsa bu sonuç zor elde edilirdi.
İkinci beğendiğim isim genç Semih,Tövbe ötekilerden daha iyi. Hatasız oynadı. Fizik ve akıl açısından sırıtmadı. Hatta güven bile verdi. Gönül ister ki Semih gibi gençlere forma bir başkaları sakatlanınca ya da cezalı olunca verilmesin. Onlara o forma cesaretle verilsin. Gösterdikleri çaba karşılığında verilsin.
Galatasaray savunması hakkında daha fazla bir şey yazmaya gerek yok çünkü karşılarında onları taciz edecek bir takım yoktu!
Kayserispor bekleneni nedense veremiyorSakatlıkları var kabul ama maç kazanacak havaları yok!
Gökhan Ünal hayal-i fener… Yerine giren
Ömer Şişmanoğlu'nu çok beğeniyorum ama daha çok eksik ve acemi hareketler yapıyor.
Orta sahalarında
Santana formsuz.
Sefa ile
Okay iyi futbolcular ama şu anki durumları yeterli değil.
Şota'nın işi zor. Bir tek
Amrabat'la bu geminin yol alması mümkün değil.
Amrabat'a ver topu gerisine karışma ve meraklanma.
Alır götürür satamadan getirir!Tek adamla takım olunmaz!
Sonuç,Galatasaray üç puanla Kayseri'den dönüyor, lige tutunuyor. Sakatlar, cezalılar varken bu sonuç en azında memnunluk verici ama Galatasaray asla umut vermiyor.
Ocakta golcü aranıyor ama bu takımın ihtiyacı orta sahaya ve kanatlara…
Gol noktalarına top taşıyacak rakiple mücadeleden kaçmayan adamlar gerek.
Ve de savunma kurgusu…
Tekrar ediyorum;
Galatasaray'ın futbol değerini biçmek açısından Kayserispor iyi bir örnek değil.
Webaslan mobil uygulamasıyla spor haberlerine herkesten önce ulaşmak için tıklayın
Yorumları okumak veya yazmak için üye girişi yapmanız gerekmektedir.