Webaslan.com yazarlarından Osman Tanburacı, Galatasaray ile Kardemir Karabükspor arasında oynanan karşılaşmayı değerlendirdi.
Galatasaray maçları otomatiğe bağladı. Önüne gelene dört beş atıyor. Takım halinde işleyiş güzel, fizik güç daha da güzel. Kazanma azmi tavan yapmış. Nasıl nice gol bulunuyor. Golleri atanlar da farklı isimler. Bu hepsinden güzel. Pozisyona giren çok kişi var. Bunlar Galatasaray'ın artı değerleri. Ama bir tane artı var ki, o da Elmander.
Elmander'in takıma katkısı çok. Belki göze batmıyor ama her an futbolun gereğini yapıyor. Takım için olmazsa olmaz!
-Maçın başında Melo-Elmander-Baroş golü, çok güzel.
-Kornerden gelen topta belki rakip Elmander'i çok boş bırakıyor ama Elmander'in topa vuruşu derslik! Top çivi gibi ağlara saplanıyor ama hüner vuruşta. Elmander topa vurmuyor, topa ayağının içiyle sadece açı veriyor. Topun gol olmaması imkansız. Çok akıllı bir vuruş. Bu da çok güzel bir gol. Üstelik stoplu bir vuruş değil top yere değmeden havada vuruyor Elmander…
-Rakip, topu kaptığında Elmander yine orada, hem de kendi yarı sahasında ya da santra civarında… Sağda solda… Oyundan hiç kopmuyor,
bana ne demiyor. Tam bir nefer.
-Rakipten kaptığı topu oyuna sokuşu da güzel.
-Elmander her an golü düşünüyor. Topla boşuna zaman geçirmiyor. Çabuk ve kaleye oynuyor, ya atıyor ya attırıyor. Birkaç hamlesi var ki gol olmadı ama zeka ön plana çıktı. Kaçırdıkları bile helal dedirtiyor.
-İkinci golünde Baroş'un pasına hareketlenmesi mükemmel. Elmander devamlı pozisyonun gerektirdiği yerde.
Bu yüzden Elmander'in kasetini istedim. Bir daha bir daha seyretmek için.
Takım çok koşuyor ve diri Galatasaray'ın en belirgin özelliği forvetinin çok koşuyor olması. Bu en büyük kazanım. Bir takımın savunmasının sağlam olması ne kadar şartsa, o savunmayı sağlam hale getiren de forvetin rakibi önde basmasıdır. Kaçırdığı adamını kovalamasıdır. Galatasaray bunu yapıyor. Başta Elmander, Selçuk, Baroş ve Emre en çok koşanlar. Bunu sadece istatistik olarak değil gözle de takip edebiliyorsunuz. Yardımlaşma da çok. Galatasaray için güzel sözler söylemek yakındır.
Terim bu konuda başarılı.
Eksiklere rağmen oyuna giren çıkan tempoyu düşürmüyor, takımın entegrasyonunu bozmuyor. Tam tersine güç katıyor. Takımın fizik kapasitesi çok yüksek. Beğenilmeyen Hakan Balta bile sol kanatta her zaman ileri çıkıyor. Bu az iş değil çünkü Balta'nın önü boş. Onu takviye eden belirgin bir isim yok.
Beş gol Arena'nın hakkı ama… Galatasaray'ın hala aşamadığı kötü tarafı da var. Bazen kontrolu elden kaçırıyor, hakimiyet rakibe geçiyor ama yine de
topa daha fazla sahip olan taraf olarak gözleniyor. Galatasaray maçın başında gol atmasına rağmen uzun süre kalesinde tehlike yaşadı. Karabükspor da sadece Cernat ve Shelton'la gol kovalarsa, galibiyeti zor bulur. Geçen sene Emmenike vardı, bu sene Emenikesizliğin acısını çekiyorlar.
Galatasaray savunması da akıl almaz hatalar yapmaya devam ediyor.
Arena'da beş gollü bir galibiyetin üzerine keyif kaçırmak olmaz ama merak ediyorum Galatasaray sıkı bir takım karşısında bu hatalarla ne yapar?
Üç pozisyon var ki akıllara seza… Bilhassa Selçuk'un hatalı pası gol olmadıysa büyük şans! Melo'nunki…
Shelton'un direkten dönen topu,
Cernat'ın karşı karşıya kaldığında Muslera'nın ayak ucuyla çıkardığı gol,
Mustafa Sarp'ın en arkadaki adam olarak attığı kafa golü,
Daha birkaç pozisyon. Üstelik Karabükspor 10 kişi…
Hakem Abitoğlu daha adil olmalı Abitoğlu'nun Karabüklü Mabiala'yı ikinci sarıdan atışı biraz ağır.
Pozisyonda top ortada, yetişen vuracak. Kasıt yok. İkinci sarı fazladan…
Bir hakemin maçı eşit yönetmesi, kadrolar arasında sayısal eşitliğe dikkat etmesi gerekmez mi?
Kamil Abitoğlu biraz da ikaz yoluyla futbolcuyu ve oyunu kontrol altına almalı. Yardımcı hakem ikazı ile verilen kartları pek yerinde bulmuyorum.
Yoksa hakem her çaldığı düdükte yandan mı ikaz alıyor?
Peki o zaman neden kartlarda yardımcısına kulak veriyor. Hakem sahada her şeyi daha yakından görmüyor mu?
Futbolcuyla dialogu bizim hakemler ihmal ediyor. Bu yüzden bütün futbolcular her zaman hakemlerin üzerine yürüyor. Bunda haksızlığa isyan da var.
Büyük takımlara karşı hakemlerin de bir koruma içgüdüsü gelişmiş sanki.
Aynı kartları babalara gösteremiyorlar.
Güvensizlik de buradan kaynaklanıyor.
Penaltı da tartışılır.
Elmander topa giderken düşmeye aday!
Ayrıca rakibe ayağının burnuyla vuran da Elmander.
Bunlar da maçın kasetinde gizli.
Zaten maç 48'deki penaltıyla bitti. Üç oldu, Karabük'üm ümidi söndü.
Karabükspor da 10 kişiyle oynarken gol buldu!
Tuhaf.
Terim'in 11'i de değişiklikleri de akılcı Eboue olmayınca Ujfalusi savunmanın sağında…
Servet aksayınca, takım da üç gol atınca Ujfalusi göbeğe, Sabri sağ beke…
O da doğru.
Sabri'yi maçın başında koyarsa yanlış. Hele bir de Shelton'a karşı…
Engin de girdi golünü de attı.
Dakika 87
Galatasaray maçı kopardım işi rölantiye alayım demiyor. Bu da güzel…
Şimdi geriye transfer kaldı.
Yiğit Gökoğlan geldi,
Bir de Shaqiri gelse…
Terim'in eli rahatlar.
Webaslan mobil uygulamasıyla spor haberlerine herkesten önce ulaşmak için tıklayın
Yorumları okumak veya yazmak için üye girişi yapmanız gerekmektedir.