Önceki Haber Sonraki Haber

Elmander'e 1 maç bile çok

Osman Tanburacı, son yazısında son günlerde yaşanan futbolda şike olayları ile ilgili yaşanan gelişmeleri ve Galatasaray'ın Gençlerbirliği deplasmanında aldığı 1-0'lık galibiyeti değerlendirdi.

05/12/2011 Pazartesi Webaslan.com

Gündem çok dolu. Lig maçları, Galatasaray'ın deplasmanda 1-0 galip geldiği Gençlerbirliği maçı, Cumhurbaşkanı'nın Şiddet Yasası'nda yapılması istenen değişikliği vetosu, UEFA'nın tetikte bekleme nedeni, başkanların istifası ve daha birçok aydınlanması gereken konu var. Hangisini yazmalı derken savcılık iddianameyi açıkladı. Türk futbolu derin dondurucuya girdi!
Galatasaray-Fenerbahçe maçının harareti bile bu buzları çözemez.

Önce UEFA

3 Temmuz'da patlayan şike olayından bu yana UEFA bizi takipte.
Bu konuda UEFA'nın tavrı kesin;
1-Marka değerime asla toz kondurmam
2-Siyaset futbola girmeyecek.
Bu iki kriter UEFA'nın olmazsa olmazları.

Bunları 3 Temmuzdan beri hep yazdım. Dikkatli okurlarımın gözünden kaçmamıştır.
Şike konusunda biz ne yaparsak yapalım. Kılıfına uydurmak konusunda ne yollar denersek deneyelim UEFA bunları sıkı sıkıya takip ediyor ve yasal kılıflar bile bulunsa 'tatmin olmadım' deyip hakkımızda ülke bazında 'cezai yaptırımlar' uygulama hakkının hep gizli tutuyor.
UEFA sonuçtan tatmin olmazsa, onu ikna edemezsek hakkımızda her türlü tasarrufta bulunabilir.
Bu biline!

İşte UEFA'nın bu süreçteki izlenimleri,
22 Ağustos; UEFA kesinlikle şike olayından dolayı ceza verecek. Adam yollayıp inceleyecekler.
23 Ağustos; UEFA, TFF'nin tavrını beğenmiyor. Türk futbolunda kaosa neden olmaması ve kararlı davranması için TFF uyarıldı.
24 Ağustos; Şampiyonlar Ligi kuralarına Fenerbahçe'yi almayacaklar.
25 Ağustos; TFF, Fenerbahçe'yi Şampiyonlar Ligi'nden men etti.
29 Ağustos; UEFA, şikeye adı karışmış kulüplere TFF ceza vermezse o kulüpler seneye dereceye girseler de UEFA onları yine Avrupa'ya kabul etmeyecek.
05 Eylül; UEFA bekle gör politikası uyguluyor. Fenerbahçe CAS'ta kaybedecek.
24 Eylül; Şike davası sürerken, siyasilerin Fenerbahçe hakkında olumlu konuşmalarını UEFA takip ediyor ve uygun bulmuyor.
30 Eylül; Fenerbahçe Başkanı Aziz Yıldırım istifa etmezse UEFA seneye Fenerbahçe'yi yine Avrupa'ya almayacak.
11 Kasım; UEFA tutumunda çok kararlı.
22 Kasım; UEFA, Şiddet Yasası'nın değiştirilmek istenen maddelerini çok sıkı takip ediyor. Cezaların hafifletilmesi ne oranda olacak. Bu girişim 'itirafları' getirecekse kabul edilebilir yok birilerini kurtarma operasyonuysa Türkiye'yi onaylamamız mümkün değil.

Geldik bu güne;
Cumhurbaşkanı Sayın Abdullah Gül değişim düzenlemesini veto etti.

Şimdi ne olacak?
Cumhurbaşkanı'nın vetosuyla üzerinde itirazı olan maddeler Meclis'te bir kez daha gözden geçirilip düzeltilerek tekrar Cumhurbaşkanı'nın onayına sunulacak.
On beş günlük süreçte yine onaylanmaz haldeyse bu kez Cumhurbaşkanı'nın Anayasa Mahkemesi'ne gitme hakkı doğacak.

İddianamenin açıklanmasıyla işler karıştı
Savcılık iddianameyi açıkladı, beklenen oldu, Türk futbolu çalkalandı.
Ana iddialar şunlar;
-Tutuklu olanlar suçları oranında ceza istemleriyle mahkemeye sevk edildi.
-Fenerbahçe, Trabzonspor, Beşiktaş, İBB, Manisaspor, Sıvasspor, Giresunspor ve Mersin İY hatalı görüldü.
-83 kişi hakkında takipsizlik kararı alındı. Yani; bu kişiler suçsuz görüldü.
-14 futbolcu şike girişiminde bulunmakla suçlandı.
-Trabzonspor Başkanı Sadri Şener ve yönetici Nevzat Şakar teşvik girişimiyle suçlandı.
-Beşiktaş yöneticisi Serdal Adalı ve Teknik Direktör Tayfur Havutçu ve güvenil görevlisi Ahmet Ateş şike anlaşması yapmakla suçlandı.
-Fenerbahçe, Trabzonspor, İBB, Manisaspor, Sıvasspor ve Giresunspor Başkanları kusurlu görüldü ve statlara girmeleri yasaklandı.
-Adı geçen kulüp başkanlarının istifaları istendi.
-Galatasaray Spor Kulübü ve diğer Süper Lig kulüpleri bu iddianamede yer almadı.

Ayrıca Savcılık, yetkisini kullanarak şike olayına adı karışmış futbolcuların iddianamenin açıklanması ve 16. Ağır Ceza Mahkemesine sevkiyle beraber kulüplere ve Emniyet'e bir yazı yazarak bu futbolcuların stada ve sahaya alınmamalarını istedi.



Şimdi ne olacak?
Kamuoyunda tartışılanlar şunlar;
-TFF bu durum karşısında ne karar alacak?
-TFF, 16. Ağır Ceza Mahkemesi'nin kararını bekleyecek. Mahkeme iddiaları kabul ederse şimdiye kadar zanlı olanlar bundan sonra suçlu konumuna geçecek ve TFF bunlar hakkında özerk federasyon talimatlarını uygulamak zorunda kalacak.
Mahkemenin bu iddianameyi kabul veya reddetmesi mümkün. Ya da bazı çelişkilerin önüne geçilebilmesi için kanaatleri doğrultusunda hareket edebilir. Zira Savcılık iddia makamıdır. Genelde de hukuk adına katı bir tutum sergiler. Mahkeme bunları muhakeme eder. Bu süre de on beş gündür.

-Başkanların istifalarının istenmesi hak mahrumiyetinin kibarcasıdır. İstifa etmezlerse yaptırım gelmesi kaçınılmazdır..
--83 kişi hakkındaki takipsizlik kararı bu kişilerin suçsuz olduklarının ifadesidir.

Şimdi bütün dikkatler 16. Ağır Ceza Mahkemesi'nin vereceği karardan sonra TFF'ye çevrilecektir.
TFF Başkanı M. Ali Aydınlar'ın daha önce söylediği; 'bu yıl böyle tamamlanacak' sözü devam mı edecek özerk TFF'nin talimatları derhal uygulanacak mı?

Can Arat'ın ve benzerlerinin oynatılmaması doğrudur
Tartışılan bir başka konu da iddia dosyasında adı geçen futbolculara oynama yasağı getirilmesidir. Bu karar doğrudur.
6222 sayılı Şiddet Yasası'nın 18. Maddesi 3. Bendi gereği fiili durum başlamıştır ve savcılık bu konuda tedbir koymaya yetkilidir. TFF de savcılık yazısı üzerine kulüplere bunu tebliğ eder. Futbolcuların oynaması engellenir.

Ancak;
1-Tebliğin maç saatine kadar kulübe ulaşmaması halinde yasaklı futbolcu oynar.
2-Kulüp avukatlarının ilgili mahkemeye yapacakları başvuruyla eğer mahkeme uygun görürse bu tedbir kaldırılabilir.
3-Şimdiye kadar adı geçen futbolcuların oynadıkları maçlar geçerlidir. Karar tebliğ tarihinden itibaren uygulanır.

Elmander'in cezası hakem hatasını telafidir
Televizyon görüntüleriyle nasıl ceza veriliyorsa, hakemin hatalarından dolayı da hafifletme uygulanması gayet doğaldır.
Elmander orada kasdi bir fiil yapmadı. Her ne kadar Terim 'hakem kararlarında haklıydı' dese de  hakemin kararı yanlıştı. Tahkim Kurulu da bunu doğruladı.
Şu da biline ki; ceza uygulamasında vicdan da önemli.

Eboue'nin golü Galatasaray'a hediye paketiydi

Ankara'daki Gençlerbirliği maçı için söylenecek pek fazla bir şey yok!
Galatasaray hala futbol oynamıyor.
Galibiyet Baroş'un gayreti, Eboue'nin kalitesiyle gelmiştir. Terim 90 dakikanın analizini iyi yapmalıdır.

Galatasaray'da hırs yok, tempo yok, pozisyon yok, Riera var-yok, Sercan var-yok!
Eboue var gol de var.
Riera yaştan değil, malulen emekli. O çıktı gol geldi. Riera'yı kim aldıysa parasını cebinden ödemeli. Sen Culio'yu yolla, Stancu'yu yolla, Riera'ya çuvalla para ver al! Hangi akla sığar? Bunu yapanın aklına şaşarım.
Melo bu maçta sanki kafasına göre takıldı. Kah geride, çoğunca ileride.
Melo'nun takıma katkısı tribünlere salgıladığı adrenalin.
Melo artistik hareketlerde 9, yer hareketlerinde 2. Koparmada 9, Silkmede 3. Takımın toplamda aldığı puan Üç!
Maçın sonlarında Galatasaray yine panik yaptı, geriye çekildi.
Bu oyunla şampiyon olunamaz!
Bu çirkin futbolla maç sonrası demeçlerle göz boyanamaz.

Gençlerbirliği gol yollarında zayıf olmasa Galatasaray da savunmasında bu kadar rahat olamazdı. Gençler'in yediği gol usta bir vuruşun ürünüydü yoksa onlar 1 puanı hak etmişti.
Galatasaray iki puan daha fazla aldı.
Bu futbol derbiye de yetmez.
Adama da sorarlar; 'bu safraları nereden, kim dedi de aldınız?'
Elinizdekileri neden saldınız?
Kewell bile Riera'dan iyiydi.
Neill de mevcut savunmacılardan…

Webaslan mobil uygulamasıyla spor haberlerine herkesten önce ulaşmak için tıklayın
  Ana Sayfaya Dön
Webaslan Anasayfasına Dön