Önceki Haber Sonraki Haber

Düşen değil düşürülen...

Oysa Aysal'ın dediklerini UEFA aynen söyledi. Kaos yaratmayın çare bulun! Bravo Ünal Aysal. Seni anlayan kim?

28/08/2011 Pazar Webaslan.com

Fenerbahçe her defa 'en büyük benim' demekle hatalar zincirinde küçük bakla tanımadı!
Her konuda hep en büyük Fener oldu!
Giderek bu egoyu kendi de taşıyamaz hale geldi ve sonunda Şampiyonlar Ligi'nden men edildi!
Fenerbahçe'yi hep bu havalar mahvetti!
Ben, ben, ben…
Benden başka büyük yok!
Bu 'kendini dev aynasında görme' hastalığı sonunda öyle bir hal aldı ki erkin ispatı gerekti.
Süper Lig'de şampiyonluk geldi ama şaibe bitmedi!
İşin özeti budur.

Basiretsiz Aydınlar derhal istifa etmeli
Gelelim TFF'ye;
TFF ve Başkanı M. Ali Aydınlar fevkalade başarısız bir yönetim gösterdi.
Bu federasyon gelmiş geçmiş en kararsız, en hatalı, en başarısız federasyon.
M. Ali Aydınlar'ın iki arada bir derede kaldığı kesin. İşinin zor olduğu da gözlerden kaçmıyor, ancak tavrı bu olmamalıydı. Her işi askıda bıraktı, her ettiği lafın altında kaldı.
Her kararı değişti!
Böyle başkanlık yapıyorsan adama sorarlar;
Kimin etkisinde kalıyorsun?
Zaten UEFA da o demeye getirdi?
'Neden hala karar almıyorsunuz? 26 ağır dosya Etik Kurulu'na gidiyor niye hala oradan çıkan sonuç üzerine bir karar almıyorsunuz. Ya Fenerbahçe aktır deyin ya gereğini yapın. Yapamıyorsanız, o zaman sizin alamadığınız kararı ben aldırtırım' dedi ve işi bitirdi.
 'Fenerbahçe kulübü' hak etmediği bir şekilde Şampiyonlar Ligi'nden men edildi.

Bunca günün azabı da Türk insanının omuzlarına çöktü. Rezil olduk!
Dünya milletleri Fener mener tanımaz, karar alamayan TFF'nin Türk futbolunu temsil eden kurum olduğunu bilir ve Türkiye'de yasalara uyum yok damgasını yapıştırır.
Fener'in reddine mi yanalım, düştüğümüz komik duruma mı?
Kendini yönetemez bir toplum damgası yedik.
Bizi üzen budur.



Burası Patagonya mı?
Bu kararsızlık Fenerbahçe'yi de zor durumda bıraktı.
Düne kadar muhteşem bir direnç gösteren Fenerbahçe yönetimi baktı ki kurtuluş yok, yiğitliğe soyundu, Federasyon'la pazarlığa girerek 'siz bizi düşüremezsiniz buna biz karar veririz' demeye getirerek;
'Bizi Bank Asya'ya düşürün' dedi.
Bu daha da feci bir durumdu. Akıllara hemen şu soru geldi;
Burası Patagonya mı? Bugün bunu diyenler acaba dün de;
'Beni, sakın Bank Asya'ya düşürmeyin' mi demişlerdi Federasyon'a?

Panik halindeki Fenerbahçe şunu da unuttu;
Bu kafayla giderse iki alt lige yollarlar adamı!

Aydınlar Federasyonu gitmelidir! Görevi bitmiştir!
TFF İkinci Başkanı Göksel Gümüşdağ da diyor ki;
"Biz Fenerbahçe'yi Şampiyonlar Ligi'ne göndermemekle, Türkiye'yi büyük yaptırımlardan kurtardık! "
Bu nasıl bir beyanat?
Türkiye neden kurtuldu?
Neden bu lafı zamanında başkanına söylemedin be Gümüşdağ!

Başkanı Aydınlar, Etik Kurulu raporundan sonra 'kanaate yetecek yeterli delil yok yargı sonunu bekleyeceğiz' diyor.
İkinci Başkanı Gümüşdağ;
"Biz Fenerbahçe'yi Şampiyonlar Ligi'ne göndermemekle, Türkiye'yi büyük yaptırımlardan kurtardık! " diyor!

Bu federasyon derhal istifa etmelidir. Bunlar artık ne bir karar alabilirler ne de bir yaptırım uygulayabilirler. Güvenilirlikleri bitmiştir!
Görev başında kalmaları Türk futbolunda kaos yaratır.

UEFA; kararlı olun kaos yaratmayın
UEFA resmen uyardı!
'Futbolda kaosa meydan vermemek için kararlı olun'
İş bu kadar ciddi.

Ünal Aysal da içine düşülen şike olayından kurtulmak için savsaklamak yerine 'başka formüller bulmalıyız' deyince eleştirildi. Oysa Aysal'ın dediklerini UEFA aynen söyledi. Kaos yaratmayın çare bulun!

Bravo Ünal Aysal. Seni anlayan kim? Daha doğrusu anlamak isteyen…
Sen doğruları söyledin kazı koz anladılar!
UEFA söyleyince boyun eğdiler.

Tahminim o ki biz UEFA'nın mesajını da iyi alamadık.
Gazetelere baktıkça aykırı yorumlar görüyorum. İşin özü şudur;

UEFA diyor ki; başkanı ve önemli yöneticileri şike yüzünden hapiste olan bir takımı
ben Şampiyonlar Ligi'nde oynatmam. Bu kesin. İşin çözümü için TFF'ye de yeterince zaman verdim. TFF'nin basiretsiz kaldığını görünce de kura çekiminin arifesinde onları bir karar alınmaya zorladım.



UEFA'nın  radikal mesajları
Öyle yağıp gürlemeden, atıp tutmadan işin aslını bir anlayalım;
1-Türkiye'de yargının siyasi güdümlü olduğu söylentilerine karşı Fenerbahçe olayının siyasi mi yoksa geçekten şike mi olduğunu tam kestiremediklerinden, Fenerbahçe'nin Şampiyonlar Ligi'ne gönderilmeme kararını -aklanma durumda- UEFA tazminat ödemesin diye bizzat TFF'na aldırdılar. Bu olay Türkiye'nin iç meselesidir, günahı da sevabı da Türkiye'ye aittir demeye getirdiler.

 2-TFF'in hiç bir talebi olmadığı halde  Trabzonspor'un Şampiyonlar Ligi'ne alınması tamamen UEFA'nın inisiyatifidir.
Bu karar çok önemli.
Bunda Türkiye'nin her kurumuna; siyasete, TFF'na, halka, sivil toplum örgütlerine, basına, yargıya, takımlara ince bir mesaj var.
UEFA demek istiyor ki; siz ülkenin kurumlarını keyfi kararlarla yönetirseniz, kendi yasalarınızı çiğnemiş olursunuz. Bizim kurallarımızı çiğnetmeyiz! Şayet bizim kurallarımıza uymazsanız, biz de sizi ya Edirne'den öteye çıkartmayız ya da değer verdiğimiz Türk halkı ve bazı kuruluşlarla dayanışma içinde olmak için, suçsuzluğuna inandığımız Trabzonspor'u alır krallar liginde oynatırız.

 3. Türkiye'nin şike işinden kurtulduğunu iddia eden TFF bilmeli ki daha hiç bir şey bitmedi.  Sadece zamanı gelmiş çözüm bekleyen bir olaya acil bir karar verildi.
Burası da çok önemli.
Ama ne yazık ki bizler her olayda olduğu gibi verilen mesajı almıyor ve derhal savunmaya geçerek işimize geldiği gibi saldırgan bir edayla olayları yorumluyoruz.

Şu da çok iyi biline ki;
UEFA'nın iki dili vardır; biri resmi, diğeri kendi içlerinde konuştuklarıdır. Kararları ikinci dille alırlar.

FIFA ve UEFA birlikte hareket edecek, yasak gelecek!
TFF istifa etmez de göreve devamda diretirse başımıza çok daha kötü şeyler gelecek. Çünkü belli ki bu federasyon sorunları çözemiyor.

UEFA da ısrarla Türkiye'den şu konuların çözülmesini istiyor.
- Siyasetin derhal futboldan elini çekmesi.
- Özerk olması gereken TFF'nin, kendi inisiyatifleriyle seçim yapması.
- Kirlenen futbolun temizlenmesi.
- İç ve dış kurallara ve yasalara uyulması.

 Aldığım duyumlar o ki;
TFF bu problemleri çözemezse pek yakında FIFA'da işe karışacak ve Türkiye, UEFA ve FIFA işbirliği ile en az 5 yıl uluslararası müsabakalardan men edilecek.
(Affedin, bunları ben uydurmuyorum. Dünyadaki haber noktalarım bunları bana iletiyor. Ne de olsa…)

Geçmiş federasyonlara helal olsun!
Ne gariptir ki 88 yıldan beri FIFA üyesi olan Türkiye bugüne kadar bu işi iyi-kötü götürdü.
Bu zaman zarfında kayda değer yüz kızartıcı bir olay yaşamadık.
Ne zaman ki endüstriyel futbol kavramı gelişti, şahısların paraları ve siyaset futbola karıştı futbolun yüzü karardı!
 Herkes şapkasını önüne koyup düşünmeli!
Yoksa birileri bizim adımıza düşünür.
Nitekim öyle oldu!

Ben bunların hepsini daha ilk günden yazdım bazılarına dokundu.
Ne dediysem çıkıyor.
Kırık yıllık gazeteciyim ve biliyorum ki doğruları söyledikçe bıyıklarım birilerini rahatsız ediyor. O bıyıklar da ben kestikçe daha da gür çıkıyor.
Ve daha da ak!
Alnım gibi.

Bir kısım medya bu işe çanak tuttu!
Gazete başlıklarına bakıyorum;
Fener'e şok karar!
Neresi şok bu kararın.
Şok, beklenmedik olaydır.
Bu karar biliniyordu ama ne yazık ki TFF bunu açıklamıyordu. Bir kısım medya da bunun önüne perde çekiyordu.
Sonunda deveden büyük fil var dediler ve TFF'ye bu kararı açıklattılar.
Gözlere perde çeken medya da hemen agresifleşti!
Platini'nin altın dişini sökmeye kalkanlar bile oldu.
Değil Fenerbahçe sevgisi için, milleti kandırmada devam yolunda reyting için yaptılar bunları! Amaçları doğruları söylemek değil. Fenerbahçe'ye şirin gözükmek.

Sen üzülme Fenerbahçe;
Altın yere düşmekle değerinden kaybetmez.
Sizler üzülün bre gafiller;
Ahlak yere düştü mü alnınız da yere bakar!

Başkalarının arabalarına binenlerle, vücudunda kurşun taşıyanlara duyurulur.

Disiplin cezalarını özerk federasyon verir.
Milan ve Porto kapsama girmez!
Aklı başında Fenerbahçeli dostlara da bir çift söz;
Bu işin adli yargıyla ilgisi yok.
UEFA bekledi mi adli yargıyı?
Verdi kanaate dayalı kararını.
Çünkü adli yargı sportif cezalara karışmıyor. Bizim anayasamızda da bu var.
Adli yargının sonucunu beklemek ahmakça bir zaman çalma gayreti. Çaldırtmadılar işte.

Adli yargı şahıslar için. Kulüpler için değil.
Şayet adli yargı şahıslara hüküm giydirmezse, şahıslar aklanırsa o zaman da kişilerle birlikte  kulüplerin yasal hakları doğar.

Onun için de iç karmaşayı biz yaşadığımızdan Fenerbahçe'yle ilgili kararı TFF'ye aldırttılar.
Şu da unutulmamalı ki; özerk federasyonların kanaate dayalı kararları geçerlidir. Üst ve nihai karar da Tahkim Kurulu'nundur. Onun kararı adli yargıya taşınamaz!

Milan ve Porto örneğini gösteren uyanıklar var.
Onların suçu 2007'de değişen yasanın yürürlük tarihinden önceydi. Onun için Fenerbahçe'ye yapılan onlara yapılmadı.
Ama benim medyam bunları doğru olarak vermiyor ki…
Amaç olayı saptırıp Fenerbahçe'yi kurtarmak!
Medyanın görevi bu olamaz!
Yapanı da bu toplum cezalandırmalı!

UEFA da şahıslar yüzünden kulüplerin zor durumda kaldığını biliyor. Bunu önlemek için de cezada hiç tereddüt göstermiyorlar ki bir daha yapılmasın!
Bunları bilmemek için aptal olmak gerek.

Webaslan mobil uygulamasıyla spor haberlerine herkesten önce ulaşmak için tıklayın
  Ana Sayfaya Dön
Webaslan Anasayfasına Dön