Terim konuşurken, Türkiye'deki o sessizlik, o TT Arena'yı uzun süre etkisi altına alan sessizlik, toplantı odasını da sardı. Haklı isyana, susuldu. Ardından hocanın lafı bitti ve alkışlar arasında Terim odayı terketti.
EVREN GÖZ YAZIYOR
evrengoz@yirmidort.tvBazen, kelimelerin canı sıkılır...
Cümle oluşturmak için gereken o kelimeler, başka zamanlarda aynı harflerden oluşmuşsa da, bir türlü ağzınızdan çıkmak istemezler.
Terim, Kasımpaşa maçı sonrası düzenlediği basın toplantısında canı sıkılan kelimelerini paylaştı tüm Türkiye'nin huzurunda. Ortada canımızı yakan bir durum vardı, Terim o durumu içindeki isyanla dışarı vurdu.
Futbol, bugün Türkiye'nin her noktasına dokunabiliyor. Evlerde, okullarda, kahvehanelerde, sokaklarda milyonlarca insan bu satırları okuduğunuz anda futboldan bahsediyor. Kimi transferleri, kimi şikeyi, kimi unutulmaz şampiyonlukları anlatıyor. Renkler üzerinden ayrışan düşünceler, son yıllarda öfkeye dönüşse de futbol, Terim'in basın toplantısında gücünü bir kez daha gösterdi.
Galatasaray, Kasımpaşa'yı yenmişti ama bu kimsenin umrunda değildi. Terim, basın toplantısına hızlı adımlarla girdi. Birkaç dakika önce yayıncı kuruluşa verdiği röportajın etkisi omuzlarındaydı, aldığımız haberler Terim'in basın toplantısında da Gaziantep'teki olayları değerlendireceğine işaret ederken, o biraz daha fazlasını yaptı. Hatta, bugüne kadar pek kimsenin yapmadığını yaptı. Futbol konuşmadı. Futbolu, ilk kez bir araç olarak kullanıp mesaj verdi. İnsanların evlerine ateş düşmüşken burada futbol konuşamam dedi. Oyunun bu denli öfkeye dönüştüğü zaman diliminde Terim, daha büyük öfkelere çevirdi dikkatleri. O öfkelerin yarattığı üzüntülere ışık tutup, futbol topunu dinlendirdi.
Terim konuşurken, Türkiye'deki o sessizlik, o TT Arena'yı uzun süre etkisi altına alan sessizlik, toplantı odasını da sardı. Haklı isyana, susuldu. Ardından hocanın lafı bitti ve alkışlar arasında Terim odayı terketti.
Samimiyet, karakter ve sorumluluk duygusu Fatih Terim'i böyle bir konuşmaya itti. Neden bu noktaya gelip, dahası neden hala bu noktada dimdik durduğunu anlatan unutulmaz bir açıklamaydı.
Galatasaray'a gelince, gecenin tesellisi Emre Çolak'tı. Harika oynadı. Maçtaki 3 golde de onun imzası var, yüreğini sahaya koyup sonunda ödülü aldı. Yenilen gol, onun hırsından kaynaklanan bir faul sonucu oldu. İlk golde Terim'in isteği ile Selçuk varken serbest vuruşu o kullandı ve son golde de kornerden dönen topu taç çizgisi üzerinde sıçrayarak durdurması ve harika kesmesi galibiyeti getirdi.
Özellikle skor açısından sıkıntılı maçlarda Emre'nin sahne alacağı beklenen bir durumdu. Abdullah Avcı'nın Çolak'ı artık A Milli Takım için düşünmesi gerekiyor. Emre Çolak, hayallerini gerçekleştirmeye devam ediyor. Galatasaray taraftarı da bu koca yürekli küçük adama her zaman destek vermeyi sürdürecek. Çünkü Galatasaray kültürü bunu gerektirir.
Önümüzde daha futbolu konuşmak için 33 hafta var. Terim'in basın toplantısı bu maçın analizinden çok daha kıymetli ve bu konuşulmalı, göz ardı edilmemeli. Galatasaray da böyle bir değeri kendi bünyesinden çıkardığı için gurur duymalı.
Webaslan mobil uygulamasıyla spor haberlerine herkesten önce ulaşmak için tıklayın
Yorumları okumak veya yazmak için üye girişi yapmanız gerekmektedir.