Önceki Haber Sonraki Haber

Yapma dedim kaç kere...

Bünyamin Gezer, Garip bir şekilde yerde yatan Muslera'ya tepeden baktı, yaklaşık 1 saniye düşündü ve kırmızı kartını çıkardı.

22/09/2011 Perşembe Webaslan.com

ANT İPEK YAZIYOR...

Karabük deplasmanı kelimenin tam anlamıyla pis bir deplasman..Hemen hemen bir yıl önceki maç gibi sıkıntılı bir 90 dakika geçirdikten sonra yine galip gelemeden dönüyoruz ateşin mavi olduğu şehirden...

Şike ile yatıp “sırf kadın ve çocukları” ile bizden 5.000 fazla taraftarı tribünlere çeken camianın büyüklüğü ile kalkan Mümtaz Türk Basını ağız birliği etmişçesine hakemlerle ilgili en ufak bir eleştiriden bile kaçıyor bu sene... Oysa hakemler bildiğimiz hakemler…Yine gözlerinin gördüklerini değil duruma göre neyi çalmaları gerekiyorsa kendi akıllarına göre onu çalıyorlar..

Maçın en kritik pozisyonuna bakalım..Muslera, Gökhan kendisine zerre kadar güven vermediği için açıldığı topta Shelton ile çarpışınca hakem Bünyamin Gezer koşar adım olay yerine geldi..Garip bir şekilde yerde yatan Muslera'ya tepeden baktı, yaklaşık 1 saniye düşündü ve kırmızı kartını çıkardı..Benim için sorun Muslera'nın kızarması değil sevgili okurlar..Tam tersine hakemin takdiridir ama madem hakem Bünyamin Gezer pozisyonda faulu gördü, o zaman o anda çıkaracak kartını..Kartın rengi bana göre yanlış olsa da daha yanlış olan Bünyamin Gezer'in  saçma sapan bir şekilde Muslera'nın tepesine dikilip  bu kararı duraksayarak vermesi...

Aynı Bünyamin Gezer maçın 36. dakikasında rakibin en sert oyuncusu Birol'un Melo'ya orta sahada attığı dirseği görmeyerek “sözüm ona baskı altında olmadığını” cümle aleme gösterdi.. Olan aynı geçen sene olduğu gibi yine bize oldu Karabük'te... Gelelim biz içsel sorunlarımıza ve bugünkü yazımızın Gökhan köşesine.. Dakika 14…Gökhan adamını takip edemedi ve Muslera dengesiz çıktığı topta kırmızı kartı gördü.. Dakika 21..Oyun kuruculuğa soyunan Gökhan sol ayağı ile 40 metre derinlemesine top attı..Top rakip sahada taca çıktı... Dakika 24..Rakibin uç forveti Shelton Gökhan'ı aynı pozisyonda 3 kere geçti ama Ufjalusi'nin müdahalesi sonucu tehlike uzaklaştı.. Dakika 35.. Ceza sahamızın içinde topu sol ayağı ile uzaklaştırmak isteyen Gökhan topu daha tehlikeli bir pozisyondaki rakibe teslim etti.. Dakika 60..Gökhan Shelton'ı tekrar kaçırdı, Allah'tan rakip forvet ofsayta yakalandı... Dakika 79...Gökhan bu sefer riske girmedi ve sağ ayağı ile topu rakibe teslim etti..

Ve daha neler neler… Yazıktır günahtır hoca.. Sırf yıllardır İbrahim Toraman'ı yok sayıp Gökhan'ı Milli takıma aldın diye, bir dediğini iki etmiyor diye kıyma bize.. Gökhan Zan'ı da bu sezonun Mustafa Sarp'ı yapma.. Sırf bize inat olsun diye Kazım'ı 3 maçta 270 dakika oynattığın yetmezmiş gibi kenarda 20'lik Semih dururken Gökhan'da ısrar etme artık.. Son 9 yılda sadece 2'i de son haftada olmak üzere sadece 2 şampiyonluğumuzun olduğunu, son 8 yılda sadece 1 kere Şampiyonlar Ligi'ne katılıp 3'ü grup sonuncusu olmayı garantiledikten sonra sadece 4 puan aldığımızı ve kendinin de 17 Mayıs 2000'den beri herhangi bir kupa kazanamadığını lütfen ama lütfen unutma.. İkinci bir Ünal Aysal yok elimizde.. İkinci bir Terim ise hiç yok.

Yitip gitmiş bir sezonun ardından bu sene olduğu gibi harcanacak 10 milyon EUR'larda yok elimizde.. Hiçlikten yokluktan alıp çıkardığın kendi eserin olan bunca zafere alıştırdığın bizler senden mazeret değil iyi ve umut vadeden futbol oynatmanı bekliyoruz..Takıma zarar verdiği bu kadar aşina olan oyuncularda bu kadar ısrar etmeni değil… Kalecimizin atılması ile 10 kişi kaldıktan sonra en mantıklı oyun şablonu elimizdeki Mehmet Topal olan Ceyhun'u hem stoper hem de orta saha gibi oynatmak olabilirdi...

İlk 11 başlamayan ve doğasında geride iken panik oynayıp saha içindeki gerilimi daha çok arttıran Sabri ikinci yarının başında Sercan'ın yerine oyuna alınmayabilirdi..Sercan kenara alınmış, Baros kulübede iken Elmander sol açık değil Kazım'ın yerine santrafor oynayabilirdi..Son iki maçtır oyuna girer girmez gol atan veya penaltı yaptıran Elmander-Baros ikilisi 10-12 dakikadan daha fazla “beraberce” süre alabilirlerdi...

Selçuk Melo'nun yarısı kadar olmasa da çeyreği kadar mücadele edebilirdi..Maçın spikeri maçı kötü anlattığı yetmezmiş gibi saçma sapan yorumlarının arasına Muslera'nın geldiği günden beri güven vermediğini eklemeyebilirdi.. Belki bunlar olmasa biz yine 2 veya 3 puanı Karabük'te bırakırdık ama umutlarımız yeşerirdi sevgili okurlar.. Oysa bugün bırakınız umutların yeşermesini ligde ilk 3 maçımızı geçtiğimiz sezon Süper Lig'de ilk 8'e girememiş takımlarla yapmamıza  rağmen hala kazandığından daha çok puan kaybetmiş olmamızın savunulacak hiç bir tarafı yok..

Pazartesi günü sıkıntısız ve net bir galibiyeti size yorumlama ümidi ile..

Saygı ve sevgilerimle, Ant İpek

Webaslan mobil uygulamasıyla spor haberlerine herkesten önce ulaşmak için tıklayın
  Ana Sayfaya Dön
Webaslan Anasayfasına Dön