Önceki Haber Sonraki Haber

Uclu tehlike!

Kale, defans göbeğinin yarısı, sol bek, orta sahada Melo'nun yanı ve sol açık mevkiisi hala istenen seviyede değil

27/08/2011 Cumartesi Webaslan.com

Futbolumuzda saha dışında kan gövdeyi götürürken saha içindeki Cimbom için neler söyleyeceksiniz?

İlk 11'inin yarısı değişmiş  olmasına rağmen değişmeyen daha doğrusu değişemeyen kısımlarındaki sıkıntı devam ediyor. Kale, defans göbeğinin yarısı, sol bek, orta sahada Melo'nun yanı ve sol açık mevkiisi hala istenen seviyede değil ve bugün çok istediğim Podolski transferi olsa da 3-4 mevkii de zorlanmaya devam edeceğiz sezon boyunca..

Fatıh Hoca ve yönetimin oluşturmaya calıştığı 2012 model Cimbom'a hiç bir şekilde uymayan ve uyamayacağı belli olan Çağlar, Gökhan, kendine bir türlü çeki düzen vermeyen Hakan ile daha çok zorlanırız biz..Real karşısında yediğimiz ilk gole bakın; Ramos kafayı altı pastan vururken stoperler Hakan ve Gökhan ortalarda yok..Sol bek Çağlar'da hiçbir temas olmamasına rağmen yere düşmüş…Çaresiz Muslera yine karşı karşıya kalmış rakip oyuncu ile ve aynı bir sonraki yiyeceği gol gibi ve top ağlarımızla buluşmuş…Hocanın elinde Eboue, Ufjalusi var…Her ikisi de sağda oynayabiliyorlar ama Onlar sağda oynadıkca söz konusu 3 oyuncu sahada daha çok yer alıyor ve buradan goller yiyoruz..

Peki ya ne yapmak lazım?

Cevabi çok açık; hem de çok açık..Gökhan-Hakan ve Çağlar'ın dakikalarını minimize etmek..Bunun içinde yapılması gereken ilk şey Ufjalusi'yi stopere çekmek..Hakan'a da sol bekte şans vermek..Gerçi kendisinin solbekte göstereceği performans Fatih Hoca tarafından bu seneki kadroda düşünülmeyen 21'lik Serkan'dan da vasat ama elde baksa oyuncu yok sevgili okurlar…Sezon bittiğinde yazdık; olmadı ..Sadece stoper oynayıp Servet'e eslik edecek oyuncu olarak Ufjalusi'den başkası yok elimizde, Emre Aşık futbola dönmeyeceğine, Semih Kaya'ya 3 yıldır verilmeyen şans 3 haftada verilmeyeceğine göre bununla idare edeceğiz..Mustafa Sarp ile Barış'ı diline bıkmadan dolayıp istediğini alan camiamızda sıra ne yazık ki bu 3'lude artik...

Yoksa yapılan bunca transferin anlamı azalacak..En büyük şanssızlıkları gecen sene devre arasında alınmak olan Culio ve Stancu'ya bu 3'lu kadar şans verilse çok daha başarılı olurlardı. Burada Fatih Hoca ile ilgili bir yorum yapmakta da fayda var; hoca bu ikiliye gerçek olarak şans vermedi, vermek istemedi…Arda apar topar kaçtıktan sonra Stancu'ya sol açıkta şans verip ‘aradığımız Arda Stancu değil' demek tek taraflı bir bakış açısı..Madem öyle günümüzün Ümit Davala'sı Ceyhun'u de bir devre forvet oynatsın hoca; sonrasında da 'Aradığımız forvet Ceyhun değil' desin…Diyebilirsiniz ki; Culio-Stancu anca gecen seneki kadroda oynayabilirdi; bu tartışılır..Ama elmayı elma ile için elmayı elma ağacında yetiştirmek lazım..

Mevcut oyuncu kadrosu içinde daha iyi ne yapılabilir peki?

Ceyhun ve Yekta…Bu çocuklar Ayhan sonrası donemde uzun yıllar bu formayı üzerlerinde taşısınlar diye alındılar bu kadroya..Her ikisi de istenen seviye de henüz değiller..Bilhassa Yekta sahip olduğu ofansif özellikleri de daha çok koymalı oyunda iken…Bunun ışıltılarını bize ligde son 2 yılda fazlası ile gösterdi..Ceyhun'un ise güçlenmesi lazım; alacağı örnek ise belli..Barcelona'lı Bosquets…Vücut ve oyun yapıları cok benzer bu iki oyuncunun, Bosquets oyuna nasıl katkı yapıyor bunu iyice irdelemeli Ceyhun ve bir an evvel vücudunun bilhassa üst kimsini güçlendirmeli..Yoksa bal yapmayan ariya dönüşür önümüzdeki sezon itibari ile...

Eldeki kadro tek forvetli, sağdan Kazım soldan da Arda sonrası donemde Podolski tarzı bir ekleme ile oynayabilecek yapıda..Orta 3'lu de ise Melo ve Selcuk banko..Real gibi orta sahada top yapma kapasitesi yüksek takımlara karşı Sabri ortada yetersiz kalıyor; Eboue burada oynar Sabri tekrar sağ beke, Ufjalusi'de stopere çekilirse elimizdeki denklem çözülmüş oluyor…İdeal 11'de Elmander ve Baros'un dönüşümlü oynayacağı hesaplandığında Podolski'ye de yer açılmış oluyor bu sayede..

Muslera'dan bahsetmiyorsunuz hiç?


Harika bir kaleci..Düne kadar 86 numaralı formayı giyiyordu; geldi baktı o forma kendisi ile yaşıt olan mevkiidaşı Ufuk'ta..Hemen doğduğu yılı temsil eden formayı değil, su anki yaşını gösteren numarayı seçti..(Geçtiğimiz senelerde 10 numarayı Ondan Ona verip kaos yaratan, Kewell'ın elinden formasını alıp 1 sene tutulacak olan Cana'ya veren zihniyete bir kez daha selamlarımı iletiyorum)..Muslera net ve sade bir kaleci..Defansın hatasından dolayı gol yedikten sonra deli danalar gibi bağırıp cağırmıyor, mantıklı bir şekilde ikazını yapıyor..Karşı karşıya kendisine atılan sut veya kafalarda devamlı müdahale ediyor ve kendisi gibi büyük kaleciler gibi kimi zaman kontrpiyede kalıyor..Bu asla ulaşamayacağı toplara karşı vücudunun verdiği diğer bir refleks ve Orkun Uşak hariç diğer iyi kalecilerde olan bir özellik...

Real karşısında defanstaki iki adamımıza çarpıp direği sıyırarak kornere çıkan topta yerde kaldıktan sonra, ufacık alanda geri takla atıp ayağa kalktığını görünce gülümseyerek 'kedi yutmamış bu çoçuk, kendisi kedi' diye içimden geçirdim..Mesafe fark etmeksizin kendisine gelen toplarda sade ve çok seri hareketlerle kurtarışlar yapan Uruguaylı Muslera'yı, uçarak 90'dan top çıkardıktan sonra yerde defalarca dönüp, skora göre rakip takimin taraftarını çıldırtmak için taklalar atıp sonra basın karşısında Emre kardeşi ile mağduru gayet iyi oynayan Türk Volkan'a 1000 kere tercih ederim..

Konu ile alakası olmadan lafı bir kez daha Fenerbahçe'ye getirdiniz...

Aykut Kocaman'ın kamuoyunun dikkatini çektiği bazı konular doğru...Suçlunun bir an evvel sucunu belirleyip bir an evvel cezasını çekip 10 milyonları belirsizlikten kurtarmasını bende tüm gönlümle istiyorum.. Sadece Karabük kalecisinin takimini mağlup durumda kurtarmak isterken rakip kaleye gitmesini irdelemeye çalışarak doğru bulunmaz..Sivas kalecisinin 35 metreden gelen aheste şutu nasıl yediğini de analiz edelim o zaman meşhur kozmik odada..Adama 'her söylediğin doğru ama her doğruyu söylemiyorsun' derler..Son 25 yıldır gerçek centilmen olarak bizimde hayranlığımızı kazanan Aykut Kocaman”dan bir Cimbom'lu, bir futbolsever olarak beklentim bu kadar net ve açıktır..

Peki ya play off sistemi?

Tek kelime ile rezalet, lüzumsuz bir sistem..Tek amacı gündem değiştirmek, güneşi balçıkla sıvamak..Futbolu 3-4 yıldır futbolun içinden gelmeyen yöneticiler yönetiyor görünüyor; tek yaptıkları ise yönetmek değil idare etmek…Futbolun doğasına aykırı olan play-off sistemi anca 34 haftada şampiyon olamayıp derbilerde nispeten daha basarili olan takımlara yarar.

Biz su ana kadar bu tanıma uymuyoruz; Fener'e ayni sezonda 2 kere yenilmeyi becerip 6 puan ve 2'li averajı kaybettikten sonra 2 puan ara ile şampiyon olabilen bir bünyeyi temsil eden bir ruhun sözcüsü olarak, bu sistem bize uymaz..Uyanlarında işine gelir zira 4 maçta oluşacak puan farkı sihirli bir elle yarıya inecek..Yani sezon başında -20 puan ile lige başlanacaksa, bu -10 olacak..Böyle bir uygulamayı pek çok takimin lige eksi puanla başlaması söz konusu iken yapmak sizce de 'bana göre adalet' değil mi sevgili okurlar?
Saygı ve sevgilerimle,

Ant Ipek.

Webaslan mobil uygulamasıyla spor haberlerine herkesten önce ulaşmak için tıklayın
  Ana Sayfaya Dön
Webaslan Anasayfasına Dön