Önceki Haber Sonraki Haber

İlahi adalet, zamanında adalet

'Enkaz devraldık' muhabbeti günün en önemli klişesi... Hayır beyler... Enkaz devralmadı kimse... Hep beraber enkazı haline getirdik toplumun uyuşturucusu olan futbolu...

28/07/2011 Perşembe Webaslan.com

Bizim başkan acil ve adil çözüm istedikçe Futbol Federasyonu alması gereken kararları erteliyor... Bu arada başarıdan başarıya koşan Türk Milli Takımı'nın 2014 Dünya Kupası Elemelerindeki rakiplerinin belli olacağı kura çekimine gidyor Hiddink, Oğuz Çetin ve camiamızın gözbebeklerinden biri olan Cüneyt Tanman... Türkiye uzun yıllar sonra Norveç, Yunanistan gibi ülkelerin ardından tam 3. torbadan katılıyor kura çekimlerine... Son yıllarda katılmaya hak kazandığı turnuvalarda genellikle kura çekimine 2. torbadan girip aynı şekilde grubu 2. bitirerek elemelerden şampiyonalara katılabilen bir ülke olarak 3. torbaya düşmüş olmamız son derece net bir dezavantaj...

Toplumu saran 'yönetme' yerine 'idare etme' hastalığı Türk Futbolu'nu tam anlamıyla esir almış bugünlerde... Hemen hemen hiç kimse yapması gerekeni yapmıyor, yapamıyor... Kendi kazdığımız kuyuya düşmüş durumdayız ve etraftaki kimse 'kral çıplak' diyemiyor... Zira spor yöneticiliği toplumda hemen hemen başka hiç bir yerde elde edilemeyecek fors ve kudreti beraberinde getirmiş olduğu için kendi yaratmış olduğumuz algının içinde debelenip duruyoruz..

İddaaların ve suçlamaların bu kadar net ve belirgin olmasına rağmen herkes topu birbirine atmakta.. Türk Futbolu 'futbol' değil 'ıstop' oynuyor adeta...

'Enkaz devraldık' muhabbeti günün en önemli klişesi... Hayır beyler... Enkaz devralmadı kimse... Hep beraber enkazı haline getirdik toplumun uyuşturucusu olan futbolu... İkinci lig temsilcilerinin 'aman büyükleri düşürmeyin, biz Onlarla başedemeyiz' tarzı ne sportmenliğe ne de rekabet ruhuna yakışmayan tavırlarını ele alın mesela... Bu mantık ve düşüncede olan bir yönetici demek ki takımının Süper Lige çıkmasını düşünmüyor ve istemiyor olmalı... Zira büyüklerle aynı ligde oynamak için illa Onların düşmesine gerek yok, siz de bir üst lige çıkıp mücadele edebilirsiniz, etmelisiniz de... Ama mevcut şartlar zihniyet bunu düşündürtmuyor bile bu yöneticilere... Kuvvetle muhtemel farklı bağlantılar ile spor pardon futbol kulüplerinde yöneticiliğe soyunmuş olanlar 'cesur' adımlar atamıyorlar ve sistemin bir şekilde devamı yönünde tavır sergiliyorlar..Aynı Kulüpler adına açıklama yapan Gençlerbirliği Başkanı İlhan Cavcav gibi... Kim istemez 2-3 yılda bir onmilyon Eur'lara varan bonservis bedelleri ile 2-3 oyuncusunu satmayı... Aman diyorlar, sistem işlemeye devam etsin, Türk Futbolu'nun marka değeri düşmesin..Kimse Türk Futbolu'nun komada olduğuu söylemesin bu arada..Oyuncular üzerinden götürelim tartışmamızı, Onların sahada terlettikleri formalar üzerinden yapalım konuşmalarımızı...

Son 5-6 yıldır maçları o anki skora, takımların klasmandaki yerlerine, ev sahibi-deplasman takımı ayrımına göre kararlarını şekillendiren hakemler futbolculara da yaptıkları faul ve itirazları bazı ortamlarda (bilhassa kendi saha ve seyircisi önünde) daha rahat yapmaları için ortam sağlamış oluyorlar... Kimse bundan bahsetmezken bunun adı da maç yönetmek oluyor... Oysa herkes biliyordu düne kadar 'eyyam' denen müessesenin Türk Futbolu için ne demek olduğunu..Bugünde bilinmesine rağmen yine ortaklıkta bir 'yönetim' göremiyoruz..

Herkes durumu ve haftaları idare etmenin derdinde... Hele bir Ağustos geçsin, hele bir ortalık durulsun... Karar verilmesi gereken yerde biraz daha oyalanalım..Hele bir 2014 kuraları çekilsin... Hele bir Avrupa Kupaları maçları başlasın, ortalık biraz durulsun nabza göre şerbet veririz... İyi de beyler 'adalet' kavramının en önemli alt kırılımlarından biri 'doğru zamanlama' değil mi? Kendi şirket ve ailelerinizi yönetirken hata yapan çalışanınıza, sizin sözünden çıkan aile fertlerinize de bu kadar geniş bir zamanda mı açıklıyorsunuz kendileri hakkındaki duygu ve düşüncelerinizi?

Hiç sanmam..

O tarz kararları nasıl zamanında veriyor ve kararlılıkla uyguluyorsanız bugünde çıkıp yapmanız gereken budur... Ülkenin 100 milyon avroları har vurup harman savrulurken, 1 milyon Eur 2.5 Milyon Türk Lirası olmuş iken, futbolu sevenlere karşı yapmanız gereken sadece biraz dirayetli olup adalet duygusunu ön plana alarak kararları cesaretle uygulamak zorundasınız.

Yoksa sizin de zamanınınız çabucak geçer ve tarih sayfalarına ‘iz bırakamamışlar’ arasında alırsınız yerinizi..

Futbolu gerçekten seviyor ve sevdirmeye çalışıyorsanız yapmanız gereken sadece ve sadece budur..İlahi ve kalıcı adaletin temelleri kurulmadan futbola dair yapılacak tüm yorumların geçerliliği kısıtlı kalacaktır..

Saygı ve sevgilerimle,

Ant İpek

Webaslan mobil uygulamasıyla spor haberlerine herkesten önce ulaşmak için tıklayın
  Ana Sayfaya Dön
Webaslan Anasayfasına Dön