Önceki Haber Sonraki Haber

Çok iyi bir başlangıç yapabiliriz!

Hoca 1.5 aydır görevinin ve takımın başında..Söylem ve ifadelerinden çıkardığımıza göre kale ve defanstan ziyade orta saha ve forvete ağırlık veriyor.

05/07/2011 Salı

Geçen hafta Gökhan Zan ile sözleşme yenilenmemeli diye görüşünüzü ifade etmenizden saatler sonra, Gökhan ile 3 yıllık sözleşme yenilemiş olmamıza ne diyorsunuz?

Hoca 1.5 aydır görevinin ve takımın başında..Söylem ve ifadelerinden çıkardığımıza göre kale ve defanstan ziyade orta saha ve forvete ağırlık veriyor. Kafasında olan Ceyhun-Semih, gerektiğinde Hakan-Çağlar takviyeli Servet – Ufjalusi - Gökhan tandeminin yeterli olduğunu düşünüyor. İsmini şimdiden unuttuğum ve geçen hafta anlaşma sağlayıp Başkanın vetosunu yiyen Brezilyalı kalecinin alınmasına “evet” demesi de  kale konusunda da bizim kadar telaş etmediğinin göstergesi. Muslera alınmış olmasına rağmen, önünde stoperde oynayacak 2 tam, 1 yarım stoper ve ihtiyaç halinde bu mevkiide  görev verilebilecek 4 oyuncu bana yeterli gelmiyor. Daha geçen sene zorunluluktan stoper oynayan Cana’nın ne durumlara düştüğünü, Hakan’ın sezon başında bizi nasıl yaktığını, Çağlar’ın sezonun sonunda “top yapma” konusunda “Orhan Ak’ı” arattığını gözlemledik beraberce. Sezon sonunda yaş ortalaması 32 olacak olan Servet-Ufjalusi-Gökhan 3’lüsünün arzuladığımız ve bizi istediğimiz noktaya götürmeyeceni net bir şekilde belirtelim.

Yenilenmiş Hoca ve Kaptan gücümüze güç katacak gibi görünüyor, ne dersiniz?

Aynen katılıyorum. Arda, Hoca 2004’de takımdan ayrıldıktan 1 yıl sonra A Takım formamızı giymeye başlamıştı. Milli Takım dışında ilk defa beraberce parçalının başarısı için ter dökecekler. Kaptanlıkta geride bıraktığı 2 senede olgunlaşan ve artık basınla daha az vakit harcayacağını belirten Arda ve 3. döneminde öğrencisine paralel bir tutum sergileyen Hoca en büyük kazancımız. Sadece Hoca’yı değil, arzulanan ve özlenen Arda’yı da transfer etmiş gibi duruyoruz şu an itibariyle.

Geçen seneye göre hangi alanlarda fark yaratabiliriz?

Sezon açılışında. Pazar gününden beri yaşananlardan bağımsız olarak geçtiğimiz sezonun tersine sezona çok iyi bir başlangıç yapma ihtimalimizi kuvvetli görüyorum. Geçtiğimiz sezonun ilk maçı olan Sivas deplasmanı önceki senelerde saçma sapan puanlar bıraktığımız Eskişehir deplasmanını andırıyordu. Formalar aynı, oyuncularda genel olarak aynı tutum. Yenilen golde kalecimizin direkt suçu olmasa da bir kısmımıza söylettiği “ya bir topu da tut” söylemi, orta sahada top ayaklarına dolanan Mustafa’nın sahanın ortasında topu istenen yere gönderememesi üzerine kollarını açıp “ne yapayım?” demesi, hakemin çoğu pozisyonda rakibin yaptığı faulden sonra bize gol atmasını es geçmesi ve bunun gibi onlarca farklı örnek… Bütün bu negatif olguların zıttına, çok daha güçlü bir kenar yönetimi ile kenardaki dinamizmin sahaya yansıması durumunda ilk haftadan itibaren zirveye oynayarak bize yakışan bir sezonu geçirmemiz kuvvetle muhtemel..

Peki ya transfer politikamızı genel olarak nasıl buluyorsunuz?

Son 3 yılda 30’una merdiven dayamış ve ülkemizden çok daha kötü daha doğrusu iddiasız liglere gidecek oyuncular transfer edildi. Keita, Elano, Kewell, Neill, Jo, Nonda, Linderoth, Dos Santos, Lincoln, Misimoviç gibi yabancıların hemen hepsi alındıkları gün / hafta büyük yankı uyandırıp ya daha doğumuzda olan liglere ya da 1-2 yıl içinde tekrar kulüp değiştirecekleri takımlara transfer oldular. Diğer bir deyişle Mehter Marşı ile gelip, İzmir Marşı ile gittiler. Şu anda ihtiyacımız olan İzmir Marşı ile gelip, Mehter Marşı ile gitmeyecek oyuncular... Zira artık alır almaz vitrine konulan oyunculardan kimseye fayda sağlanamayacağı sınanmış durumda...

Peki ya pazardan beri olanlar?

Fenerbahçe en son 2007’de şampiyon olduğunda sayıları pek de çok olmayan Fenerli  arkadaşlarımı, dostlarımı arayıp tebrik etmiştim. Bu sene rakibi sadece basketteki muhteşem seriden sonra tebrik etmek gelmişti içimden, zira yaşadıkları şampiyonluk içime sinmemişti. Son 2 günde yaşananlar farkında olarak veya olmayarak tebrik olayını bu sene pas geçmekte haklı olduğumuz gösterir nitelikte... Beşiktaş’tan toplam 4 puan alabilsek 4. bitireceğimiz bir sezonu 8. bitirdikten sonra rakipten çok daha fazla kendi içimize dönmüş, konsantre olmuş durumdayım. Zira bundan önceki 3 yıllık süreç içinde yaşanan “3 yılda 2 şampiyonluğun” bile çare olmadığını gördük. O yüzden hedef kalıcı başarı ise bu sezonu iyi geçirip seneye Avrupa’da gerçek anlamda başarı elde etmek için kendi iç hedeflerimiz önceliğimiz olmalı.



Webaslan mobil uygulamasıyla spor haberlerine herkesten önce ulaşmak için tıklayın
  Ana Sayfaya Dön
Webaslan Anasayfasına Dön