2008 Temmuz’unda “O zamanki Şampiyon” kim ise onun yazılarını yazmaya başlamış idim bu köşeden…2013 Eylül’ünde ise “bu zamanki Şampiyon” kim ise onun yazılarını bırakarak ayrılıyorum aranızdan…
2008 Temmuz’unda “O zamanki Şampiyon” kim ise onun yazılarını yazmaya başlamış idim bu köşeden…2013 Eylül’ünde ise “bu zamanki Şampiyon” kim ise onun yazılarını bırakarak ayrılıyorum aranızdan…
Dile kolay aradan 5 sene ve bu süreye sığdırılan onlarca kupa sığmış…Hep beraber parçalının ve armanın peşinden her zaman olduğu gibi “sarı ile kırmızı ile, alnımızın akı ile” onurla koşmuşuz…
Bugün gelinen noktada, İmparator’un futbolcu, Ergin Ataman’ın basketbolcu, Sedat İncesu’nun engelsiz Aslanları çıktıkları her karşılaşmaya galibiyet, oynadıkları her şampiyonaya şampiyon olma dürtüsü ile çıkıyorlar..
Ne mutlu bize..Vişneye çalan koyu kırmızı ve turuncudan izler taşıyan tok bir sarının sesi her geçen gün yükseliyor…Taa ufuklara kadar..Şampiyonluk bekliyenlerin beklentilerini karşılıyor Şanlı Galatasaray….
Ne mutlu bize…5 yılı aşkın süredir sizlerle birlikte bu sütunu paylaşmak benim için ömür boyu gururla taşıyacağım bir onur idi sevgili okurlar..
Ne mutlu bana…Hasan Şaş’ı, Kewell’ı, De Sanctis’i, Ufjalusi’yi, Ümit Karan’ı, Necati’yi, Ndong’u, Keita’yı, Neill’i, Ayhan’ı omuzlar üstünde beraberce yolcu ediverirken Selçuk İnan’ı, Burak’ı, Drogba’yı, Nando’yu, Cenk Akyol’u, Göksenin’i, Ferit Gümüş’ü bağrımıza bastık, armayı teslim ettik aradan geçen 5 yıl zarfında..
Ne mutlu bize…Gün geldi Karpaty Lviv’e 90+’larda mucizevi bir şekilde elendik, gözümüze uyku girmedi günlerce..Gün geldi Real’i yine dize getirdik Şampiyonlar Ligi’nde..Gün geldi Kadıköy’de kupa kaldırdık, gün geldi Kadıköy’e şampiyon gittik…Euroleague’in altını üstüne getirdik, geçen sene baskette tarih yazdık, kupaları şirketlere bırakmadık…
Ne mutlu bize…Şimdi gitmekten bu kadar keyif aldığım bir yol ayrımında “geçici” olduğuna kendimi inandırdığım bir sürecin başında sizlerden ayrılırken, içimden bir ses “Metin” olmamı salık verirken bir diğer yanım “Ali Sami Yen” coşkusu ile sizlere teker teker sarılıveriyor..
Ama öyle göstermelik değil,Milan’ı geriden gelirken bir anda darmadağın eden o özel günde Ümit’in attığı penaltıya sevinir gibi….
Kerem’in Aslı’ya, 14 Mayıs 2006’da Hasan’ın Ali Sami Yen’in ortasında biricik oğlu “Yusuf Deniz’e” sarıldığı gibi …
12 Mayıs 2012’de Kadıköy’de karanlıklar içinden günü doğuruvermiş gibi…
Çocukluk Aşkım, ilk ve tek gözağrım Galatasaray’ı gözlerim yaşlı olarak bırakıyorum sevgili okurlar..
Armanın peşinde koşanlarla, çok değil birkaç yıl sonra, örneğin 2019’da Caferağa’da Küçük basketçilerimiz Fener’i dize getirdikten sonra sahaya inip (saha komiserinden izin alarak tabii) şu anda 5.5 yaşında olan basket tutkunu oğlum Erk İpek’i ve takım arkadaşı tüm yavru Aslanları beraberce alkışlayacağımız günlere olan özlemim ve inancım ile..
Her Mayıs’ı önceki Mayıs’lar gibi geçirmemiz, her Anneler gününde “annelerimize kupa hediye etmeye devam etmemiz dileği ile..
Sarı-kırmızı ile, sevgiyle kalın sevgili okurlar…
Her ne kadar sürç-ü lisan etti isem affola…
Saygı ve sevgilerimle…Ant İpekWebaslan mobil uygulamasıyla spor haberlerine herkesten önce ulaşmak için tıklayın
Yorumları okumak veya yazmak için üye girişi yapmanız gerekmektedir.