Başarıyla biten sezonun ardından...

...Hep biz olduk mutlu olan... İlahi adalet bir kez daha yerini buldu... Bayram Cimbom'un, arefe Onların oldu sevgili okurlar...

Basta kaptanlarımız Ayhan ve Sabri, Fatih Hocamız ve muhteşem üçlü yardımcıları Taffarel, Şaş ve Davala, klası her geçen gün daha da etkin bir şekilde tüm kamuoyu tarafından takdir edilen başkanımız Ünal Aysal, emektar Abdurrahim Albayrak ve siz Büyük Galatasaray taraftarı olmak üzere bu başarıda emeği geçen herkesi 'analarımızın ak sütü kadar helal olan şampiyonluğumuz için' tekrar tebrik ediyorum...

Tarihinin en buyuk yanlışlarını zincirleme bir şekilde gaflet içine düşerek ısrarla bir sezona sığdıran Türk Futbolu, Cimbom'un şampiyon olması ile inanin rahat bir nefes almıştır... Bir yanda önceki sezonun ayıp ve günahlarını sözüm ona bu sene almayi hayal ettikleri kupa ile örtmeye calışan ezeli rakip, öte yandan Türk oyuncu nuvesini yıllar önce kaybedip Post-Sergen sonrası donemde 9 yılda sadece 1 şampiyonluk yaşayabilmiş ve bizi gereksiz yere karşısına alıp mücadelesine bu şekilde devam etmek isteyen diğer ezeli rakibimiz, öte yandan kendini şampiyon yapabilecek oyuncu nuvesinden orta sahadaki 3 tane oyuncusunu 1 kuruş tahsil edemeden bize kaptıran Karadeniz Fırtınası ve de Anadolu'dan çıkıp bir sezonda elde ettikleri başarıyı sonraki sezonlarda asla tekrarlayamayan ve herşeyden önce adamakıllı bir stada ihtiyacı bulunan onlarca Anadolu takımı...

Ülke futbolu bu sarmal içinde çıkış yolunu ancak ve ancak Galatasaray'ımızın önderliğinde bulabilir. Ülkenin en iyi oyuncularına, teknik direktörüne, stadına, taraftarına ve futbol kültürüne sahip olan Galatasaray'ımızın önderliğinde..

Ne yazık ki daha kupayı alalı dakikalar olmasına rağmen akla ve hayale gelemeyecek şekilde stadın ışıklarını bir kez daha kapatmayı akıl edebilen camia için söylenebilecek pek birşey kalmadı... Söylenmesi gerekeni Selçuk ve arkadaşları sezon boyunca eze eze söylediler ve normal şartlar altında çok daha önceden yine bizim şampiyonluğumuzla bitecek olan bu sezonda iki kere şampiyon olarak tarihi bir kez daha yazdılar...

Şimdilerde bizim 18, Fenerbahçe'nin 17 + 1, Beşiktaş'ın 11 + 2, Trabzon'un 6, Bursa'nın ise 1 şampiyonluğu var... Ezeli rakiplerin biri eski kalecilerinin (Serdar Kulbilge) kendilerine karşı 7 Mart 2011 tarihinde oynadigi macta şike yaptığı kararı çıkıp 3 yıl hak mahrumiyeti cezasına uğradığı sezondan + 1 i, diğeri ise İstanbul Şampiyonu olduğu 2 sezonu hesaba katarak yıldız savaşlarına katılıyorlar... Eğer eski kalecilerinin kendileri ile oynadıkları maçta şike yaptığı resmen kabul edilmesine rağmen + 1'den vazgeçme cesaretini kendilerinde bulamıyorlarsa bize diyecek birşey kalmıyor... Buradan tarihe not düşmekte fayda var, Galatasaray Futbol takımı hepsi alnı ak olmak üzere kazandığı 18 şampiyonlukla her anlamda rakiplerinin önündedir. Sporun her dalında öncü kulüp olarak Türkiye'nin emrindedir... Centilmenliği düstur edinerek rakibine centilmence yaklaşıp, kendi hatalarının üstünü örtmek için başkalarına çamur atmaktan son derece çekinen, ait olduğu Şampiyonlar Ligi'ne bizim için uzun sayılabilecek bir aradan sonra geri dönmüş ve 2/3 ekleme ile yine başkalarının hayallerinin bittiği yerde gerçeklerini başlatacak dirayeti birlik ve beraberlik ile göstermeye çoktan başlamıştır...

Kupa nasıl kendisini hakedenin, arma nasıl kendisi uğruna bir ömür feda edenin emrine amadeyse, bu satırların yazarı Cim-Bom-Bom'u ölesiye tuttuğu için dünyanın en mutlu yazarı, en umut dolu taraftarıdır...

Ali Sami Bey'in sınıf, Taçsız Kral Metin Oktay'ın takım arkadaşları ve Fatih'in Aslanları için imkansiz diye birşey asla var olmamıştır, gerçekleştirmesi biraz zaman alır sadece..

Alınmadık tek kupa olan Şampiyonlar Ligi Şampiyonluğu'dur bizim esas hedefimiz...

Yürüdüğümüz yolun sonunda hep hakettiğimiz zaferlere 'inanarak ve beraberce ulaşarak her Mayis ayının 2. pazarını dünyanın en kıymetli varlığı olan annelerimizle defalarca daha kutlamak, beraber ağlayıp beraber gülmeye devam etmek üzere 2012-2013 sezonumuz şimdiden hayırlı, uğurlu olsun sevgili okurlar..

Şen ola Cimbom, Şen-Ola!

Saygı ve sevgilerimle,

Ant Ipek