Önceki Haber Sonraki Haber

Üzülmemek elde değil

Dakikalar 50 olmadan 2-0’ı bulduğumuzda ASY’deki coşkuyu görmenizi, yaşamanızı isterdim.

20/03/2009 Cuma Webaslan.com

Milan Baros’un golü ile daha dakikalar 50 olmadan 2-0’ı bulduğumuzda ASY’deki coşkuyu görmenizi, yaşamanızı isterdim. Sahada, kenarda ve tribünde gerçekten inananlardan oluşan onbinler aynı hedefe kitlenmiş hep bir ağızdan içinde Şükrü Saracoğlu’nda UEFA’yı kaldıracağımız belirten tezahüratlarla yeri göğü inletiyorduk..

Aradan çok değil sadece 10 dakika geçtiğinde ise canı kadar sevdiği çok yakın bir akrabasının geçirmiş olduğu önemli bir trafik kazası  sonrası O’nun yoğun bakımdan çıkmasını endişe içinde hastane koridorlarında bekleyen insanlara dönüşüvermiş idik ne yazık ki.... Önümüzde yarım saat vardı ama canımız, ciğerimiz devam edemedi yaşam mücadelesine.. Üzülmemek, yanmamak elde değil.. Burada en önemli nokta son 7 sezonunun en iyi Avrupa Kupası performansını göstermiş olduğumuz ve seneye de bu performansı daha ileriye taşıyabilirsek tekrar Avrupa Fatihi’ne dönüşecek olduğumuzdur.. Galatasaray’ın Avrupa Kupalarındaki hedefi, oynuyor olduğu kupa farketmeksizin en azından çeyrek final vizesi almaktır... Bu seviyeye daha önce 6 kere “sonuna kadar hak ederek” gelmiş ve gelebilecek yegane Türk Takımı olarak vizyonumuz bunu kalıcı kılmak, Avrupa zaferlerini her 10 yılda bir değil, her sezon 10’larca kez yaşayabilmektir..

Maçın 2-0’dan 2-2’e gelme süreci bana ligin ilk yarısında Kadıköy’de oynanan maçı hatırlattı. Orada da nerdeyse maça 1-0 önde başlamamıza rağmen, gelip duruma geçtikten sonra oyunu bir an için soğutup, avantajımızın farkına vararak top dolaştıramadan golü kalemizde görmüş ve avantajımız bir anda dezavantaja dönüşmüş idi..

Rakip Hamburg  ilk 25 dakika baskılı bir oyun sergilerken 25 ila 55. dakikalar arasında oyunun hakimiyetini biz ele geçirerek 2 golü bulduk.. Durum 2-0 iken 50. ila 55. dakikalar arası bilhassa S.Kurtuluş’un yaptığı bindirmelerle 3. golü bulmamız ise işten bile değildi. Barış’ın ceza sahasında yaptığı vuruş şanssız bir şekilde takımımızın en iyisi Baros’un ayağına çarpmasa az daha 3-0’ı buluyorduk..

Bu noktada rakip hocanın Jansen’i Olic’e yakın oynatıp forvet Guerrero’yu bu ikilinin gerisine alması topun Hamburg’da daha çok kalmasına yol açtı ve ne yazık ki, bir an için oyunu soğutmayı skor 2-1 iken de beceremedik. Maç genelinde çok iyi oynayan Barış’ın bir an için oyundan düşmesi ile ortada açılan boşluktan sızan Guerrero’nun attığı 2. gole mani olamayarak mental olarak teslim oluverdik rakibimize. Normalde forvet olarak göre yapan ilk maçında etkili ismi Guerrero 2 gol atmasının yanı sıra son 30 dakikada topu da iyi saklayarak ve gerektiğinde uzun-çapraz oynayarak topun daha çok rakipte kalmasını sağladı. Bu anlarda yaşadığımız en önemli eksiklik çoğu zaman rakibin en önemli silahını orta sahada kilitleyen M.Topal’ın takımımız adına sahada olamayışı idi..

Şimdi önümüzde kayıpsız geçmemiz gereken bir Eskişehirspor maçı var; Sivas veya Beşiktaş’tan en az birinin puan kaybedeceği garanti olan ligin 25. haftasında Eskişehir engelini kayıpsız aşarak İspanya milli maçı sebebiyle lige verilecek arayı en iyi şekilde değerlendirip, sakat oyuncularımızdan bir kısmının da iyileşmesi ile son 9 maçlık viraja daha diri ve moralli gireceğimizi ümit ediyorum..

Umarım ve dilerim ki Büyük Galatasaray taraftarı Hamburg karşısında olduğu gibi karşılıksız ve sonsuz desteğini Eskişehir maçında da esirgemez Aslanlardan..

Sözlerimi takımımızın diğer çok önemli 2 oyuncusu Arda ve Kewell’a sırf Hamburg karşısında da gösterdikleri üstün performans için değil, sezonun başından beri ortaya koymuş oldukları profesyonellik ve iyi futboldan dolayı teşekkür ederek bitirmek istiyorum..Ayağınıza, yüreğinize sağlık sevgili “Bayrak Adam” ve “Sihirbaz Harry”...


Saygı ve sevgilerimle,

Webaslan mobil uygulamasıyla spor haberlerine herkesten önce ulaşmak için tıklayın
  Ana Sayfaya Dön
Webaslan Anasayfasına Dön