Yeri gelince, "G.Saray'ın aldığı UEFA Kupası’nda katkım olmadığı için sevinemedim." diyerek futbolda emeğe saygı gösteren, yeri gelince de herkesin Avrupa Avrupa diye inlediği bir dönemde, "Ben duygusalım, Avrupa’da başarılı olamam." şeklinde özeleştiri yapabilen Emrah Eren'in futbol yaşantısını mercek altına aldık.
G.Saray'a geliş ve ayrılış sürecini anlatır mısın?
Futbola Gaziosmanpaşa'da başladım. Ardından 3 yıllık bir Adanaspor maceram oldu. Ondan sonra UEFA Kupası'nın alındığı sene G.Saray'a geldim. Ancak o sezon genelde yedek kulübesinde bekledim. Sadece iki maçta ilk 11'de oynadım. Fatih hoca sağolsun birçok maçta yarım saat, 45 dakika da olsa şans veriyordu; ancak bu bana yetmiyordu. Yedek kalmayı hiçbir zaman hazmedemedim. İkinci sezon İstanbulspor'a, bir sonraki yıl ise G.Antepspor'a kiralandım. Sonra Kocaelispor, ardından da Trabzon’a kadar uzanan bir futbol serüvenim oldu.
G.Saray'dan neden koptun?
G.Saray beni göndermedi, oynamak istediğim için kendim ayrıldım. Hatta Fatih hoca defalarca kalmamı ve sabretmemi söyledi. Ancak benim futbol oynama isteğim ağır bastığı için ayrılmaya karar verdim. Yedek kulübesi beni çok sıkıyor. Real Madrid'in bile olsa.
Futbol yaşantında seni en çok etkileyen ne oldu?
G.Saray'da biz UEFA Kupası’nı aldığımızda sevinemedim. Daha doğrusu şahsım adına sevinemedim. Çünkü o kupada kendime ait bir emeğin olmadığını düşündüm. Fakat Adanaspor formasıyla 2. Lig’de şampiyon olduğumuzda inanılmaz sevinmiştim. Hayatımın en mutlu günüdür. Evliliğimde, hatta çocuğumun doğumunda bile o kadar sevindiğimi hatırlamıyorum. O başarıda benim çok büyük emeğim vardı çünkü.
Kaynak: Zaman
