Dünya Kupası'nda belki yokuz ama Almanya'da Türkiye'yi seven, dönecekleri günü iple çeken futbolcular boy gösteriyor. Galatasaraylı Tomas gibi.
Fenerbahçe ile yaşanan müthiş şampiyonluk yarışından sonra Hırvat Milli Takımı'nda ağır bir hazırlık dönemi geçiren tecrübeli oyuncu hayli yorgun düşmüş. Ayrıca turnuvanın ilk maçını Brezilya gibi bir deve karşı oynayacak olmaları da Tomas üzerindeki baskıyı iyiden iyiye artırmış.
Almanya'da Hannover yakınlarında çok güzel bir köyde kamp yapan Hırvat oyuncu, daha biz soru sormadan söze giriyor;
"Zaten ligde büyük bir stres çektik. Şimdi ise bu heyecan. Gerçekten bir futbolcu için kritik bir dönem. Brezilya büyük bir takım. Yatıyoruz, kalkıyoruz hep aklımızda onlar var. Başka hiçbir şey düşünemiyoruz."
'Bir yere gitmem'
Tomas'ın Galatasaray ile iki yıllık daha sözleşmesi var. Hiçbir yere de gitmeye niyeti yok. "Niye gideyim ki? İngiltere'den Bolton ve Middlesbrough'dan teklif geldi, kabul etmedim. Çünkü iki takım da Galatasaray'dan üstün değil. Galatasaray gelenekleri ve hedefleri olan bir takım. Hep kazanmaya oynuyor. Böyle bir takımı bırakıp niye gideyim. Üstelik Türkiye'ye yerleşmeye, jübilemi burada yapmaya hazırlanıyorum."
Tomas ile sohbet ederken söz dönüp dolaşıp hep son maça geliyor. O günkü heyecanı yine yaşıyor; "Kayseri maçı bitti, sizin olduğunuz tribüne çıktım. Maçı biraz izledim. Ama sonra baktım olmuyor. Çünkü kalbim durmuyor. Deli gibi atıyor. Şimdi o kadar enerji harcamışsınız ve kalbinizi böyle zorlamak vücut için çok zararlı. Kalp krizi geçirebilirsiniz. Hemen maçı bıraktım. Ama izlediğim 5 dakika içinde Fenerbahçeli oyuncuların durumunu görünce ümitlenmiştim. Çünkü çok ağır bir baskı altındaydılar. Aslında çok iyi bir takım ama o maçta mental olarak kilitlendiler. Burada bile bana hep o anı, maçı soruyorlar."
'Tekmeye kafa koydum'
Ama Tomas'ın bir burukluğu var. Bu maçtan birkaç hafta önce Galatasaraylı bir kongre üyesinin hazırladığı video kasette Tomas'ın yaptığı hatalar medyaya verilmişti. Tomas bunun için, "Bunu duyunca şaşırdım. Ama şaşırmaktan çok üzüldüm. Sanki futbolda hata yok. Sanki dünyada hatasız oyuncu varmış gibi. Ben iki yıldır Galatasaray'a en iyisini vermeye çalışıyorum. Para krizlerinde bile konsantrasyonumu bozmadım. Tekmeye kafa koydum. Tüm arkadaşlarım bu mücadelenin içindeydi. Karşımızdaki takım çok iyiydi, ama biz daha fazla inanç yüklüydük. Kalbimizle ve Galatasaraylılık ruhu ile oynadık. Ve en iyi yanıtı şampiyonlukla verdik" yorumunu yapıyor.
Gerets çok iyi
"Hocamız Gerets daha ilk yılında ne kadar iyi bir hoca olduğunu gösterdi. Bizleri hep bir arada tuttu. Bizlere hep inandı. Biz nasıl sonuna kadar savaştıysak, o da sonuna kadar mücadeleyi hiç bırakmadı. Zorluklardan yılmadı, sürekli işine baktı, çalıştı. Bir hoca için inatçılık çok önemlidir. Onda bu fazlasıyla var."
Bir takviye yeter
"Çok iyi bir kadroya sahibiz. En iyi forvet bizde. Orta alan genç ve tecrübeli oyuncu bütünlüğü ile çok sağlam. Savunma zaten belli. Belki bir tek bizim önümüze Saidou'nun yerine bir adam alabilirler. Sonra yine aynı hedeflere koşabiliriz. Bu sene taraftarımıza bir Avrupa borcumuz var. Önce bunu ödemeliyiz."
Türkiyesiz olmuyor
"Gerçekten artık ikinci vatanım olan bir ülkeyle burada, aynı kulvarda mücadele etmek isterdim. Burada bulunmaları gerekirdi. Hele bir gol yüzünden gelememek daha acı. Türkiye'nin bulunmadığı bir Dünya Kupası insanda üzüntü yaratıyor. Ama şundan hiç kuşkum yok ki, Brezilya maçında tüm Türkiye bizi destekleyecektir."