Canaydın, Adnan Polat gibi flaş bir isimle birlikte yola çıkarak hem kongre üyelerinin güvenini kazandı, hem de muhtemel bir başkan değişikliği bekleyen taraftarların baskısına karşı önlemini aldı.
Buna karşın Şardan, daha önce 2 seçim kaybeden bir iskeleti koruyarak yönetim kurulunu oluşturdu. Adaylığının ilk günlerinde gösterdiği kararlığı son günlerde sergileyemedi.
Canaydın, hisse senedi işlemleri ile ilgili olarak Ünal Aysal ile yaşayabileceği olası zorluklar için de yönetim listesine finans dünyasından Ahmet Dedehayır’ı aldı. Bu, kongre üyelerine mesajdı.
Kongre üyelerinin geneline bakıldığında eğilim 50 yaş üstü bir başkan adayından yanaydı. Üyeler, kriz ve geçiş süreci içinde bulunan Galatasaray’ı genç bir başkanın iyi bir şekilde yöneteceğine ikna olmadı.
Galatasaray Futbol Takımı’nın -tüm olumsuzluklara ve yaşananlara rağmen- ligdeki başarılı mücadelesi ve şampiyonluğa yarı yarıya ortak olması Canaydın’ın kampanyası için itici güç oldu.
Canaydın ve Şardan’ın seçim programlarının neredeyse tıpa tıp aynı olması, değişim söylemiyle fark yaratmaya çalışan Şardan’ın söylemini güçlü kılmadı. Kongre üyeleri, "İkisi de aynı, niye değiştirelim ki?" diye düşündü.
İki aday arasında tek fark vardı; Futbol A.Ş’nin halka açılması. Şardan’ın desteklediği bu formüle üyeler sıcak bakmadı.