Bu sezon ASY’de çok pozitif bir hava içerisinde oynanıyor maçlar. Seyircimizin 4 sezon önce olduğu gibi stadı doldurduğuna ve yapılan tezahüratlara herkesin son derece içinden gelerek katıldığına şahit oluyoruz.
Bu sezon ASY’de çok pozitif bir hava içerisinde oynanıyor maçlar. Seyircimizin 4 sezon önce olduğu gibi stadı doldurduğuna ve yapılan tezahüratlara herkesin son derece içinden gelerek katıldığına şahit oluyoruz.
Attığımız her golle tezahürat şiddeti artıyor ve bir gol daha geliyor hemen arkasından. Hani diyorlar ya “Cim Bom daha güçlü bir rakiple oynamadı” diye; seyirci hazır kıta bekliyor.
Tallinn karşısında diri olan as oyuncuları ile oynamak için güçsüz Denizli karşısında yedek oyunculara şans veren Rijkaard beklendiği üzere şu anki ideal 11’i ile sahaya sürdü Galatasaray’ı.
Aynı Denizlispor karşısında olduğu gibi Keita ve Mustafa’nın performans açısından takımın en iyileri olduğuna şahit olduk bir kez daha.
Sağ açıkta görev yapan Keita kendi simetriğinde oynayan Aydın’dan daha geride topla buluşup “adam geçme yeteneği”ni kullanarak rakibi eksiltmeyi planladı ve bunda da başarılı oldu.
Yeri gelmişken maçın ilk yarısında Ayhan’la Keita arasında yaşanan bir diyaloğu aktarmak istiyorum. Keita’ya ara top atmak için sağdan bindirme yapmasını isteyen Ayhan; Keita bunu yapmayınca eliyle içeri gir diye işarte yaptı Keita’ya. Keita’nın cevabı ise “hayır” der gibiydi; yukarıda yazdığım gibi topla daha geride buluşup içeri kat etmeyi planladığını gösterdi Ayhan’a.
Sonuç ortada; maç boyunca rakip defansı hallaç pamuğu gibi dağıttı Abdul Kader ve son golde varlığı ile defansı zorlayarak bir anlamda kendi kalelerine gol atmalarına sebebiyet verdi.
Önümüzdeki 11 günde ikisi deplasmanda dört maç oynayacağız. Rijkaard’ın Kayseri karşısında Tallinn benzeri bir kadro ile çıkıp, yedek oyuncuların tamamına Estonya deplasmanında şans vereceğini tahmin ediyorum.
Keita’yı önce 25, sonra 45 daha sonra da 90 dakika oynatan hocamızın şimdilerde aynı planı Elano üzerinde uygulaması ve Brezilyalı yıldızımızın Kayseri maçında oyuna devre arasında girmesi kuvvetle muhtemel.
Maçın sonunda seyircimizin kendisine üçlü çektirme talebinde bulunmasına önce kaptanlık pazu bandını gösterip teşekkür eden kaptanımızın; yoğun ısrarlara dayanamayıp hemen akabinde üçlü çektirmesi maçın en hoş anlarından biriydi.
Üzerine aldığı sorumluluğu gayet iyi taşıyan ve bunu yaparken özünden ve kişiliğindne vazgeçmeyen bir profil çiziyor Arda. Dün maçın sonunda O’nu mutlu bir şekilde izlerken; insanların ne yaptıkları kadar o şeyi nasıl yaptıklarının da ne kadar önemli olduğunu bir kez daha hatırladım. Umarım dün üçlüyü çektirdiğin eller Mayıs ayında kupaları kaldırır Sevgili Arda.
Saygı ve sevgilerimle.
Webaslan mobil uygulamasıyla spor haberlerine herkesten önce ulaşmak için tıklayın