Sanki Galatasaray ezici üstünlüğü sonucu galip gelmemiş de, hakem hataları sonucunda Fenerbahçe kaybetmiş gibi gündem değiştirme çabaları, maçın hemen ardından masaya sürüldü. Fenerbahçe Başkanı Aziz Yıldırım da, daha önce ‘Terörist’ dediği basın mensuplarının karşısına çıkıp, aslanlar gibi konuşmakta bir sakınca görmedi!.. Söyledikleri de, kendi yaptıkları hataları gündeme getirmekten öte, gündemi başka tarafa yönlendirmek isteğinden başka bir anlama gelmiyordu. Sayın Yıldırım, Sarı-Lacivertli kulübe başkan olduğu günden bu yana, takım ne zaman aciz durumlara düşse, bu ve buna benzer çıkışlarda bulunuyor.
Benim asıl kafama takılan ise, işler iyi giderken medya mensupları terörist, kötü giderken değil. Bu tavırdan açıkça görülen ve anlaşılması gereken şudur: Yıldırım, işler kötü gittiğinde taraftar kitlesine ulaşabilmek için medyayı yine kendi çıkarları doğrultusunda kullanmaktan öte durmadığını bir kez daha gösterdi.
Yıldırım, maçtan sonra, Galatasaray Yönetimi’nin yanı sıra, Futbol Federasyonu’nu ve yasaları uygulamadıkları iddiasıyla devlet görevlilerini suçlamaktan da geri durmadı.
Belki sizi eleştirmem yanlış görülebilir. Ama buna beni siz mecbur ediyorsunuz. Galatasaray Başkanı Canaydın’ın, birlikte izlediğiniz o ünlü 6-0’lık maçtaki tavrını, o zaman siz de övdünüz. Ama hiç gerekli dersi almamışsınız. Oysa Canaydın, o tavrıyla ‘Dünya Fair-Play Ödülü’ almasına rağmen hala eleştiriliyor. Ama o, en başta da kendi camiasından gelen bütün eleştirilere rağmen, kendi ilkelerinden en ufak bir taviz vermeden, tutumunu sürdürüyor.
Ama, çıkar amaçlı her eylemin, yapanın yanına kar kaldığı bir ülkede, ahlaki değerlerin masaya yatırılıp tartışılmadığı bir toplumdan ne bekleyebilirsiniz? Ben Özhan Canaydın hariç, hiçbir başkan ve yöneticinin samimi ve dürüst olduğuna inanmıyorum. Maçtan sonraki sözlerinizle benim bu düşüncemi kanıtladınız.
Tabii, size edilen küfürü kesinlikle onaylamam. Bunu, Galatasaraylı yöneticilerin ayıbı olarak görürüm. Ha bir insan ölmüş, ha bir insana küfür edilmiş. Burada sorumluluk o külüp yönetiminindir. Ancak, takımınız yenilmiş olsa da, tribünler aleyhinize sloganlar atsa da, sizin yapmanız gereken, daha sağduyulu yaklaşmak olmalıydı. Oysa siz öyle laflar ettiniz ki, adeta yeni bir savaş çağrısı yaptınız. İşte sözlerinizden ve vücut dilinizden benim çıkardığım şu oldu: ‘Bunun bir de Kadıköy’ü var!..’
Genel olarak bakıldığı zaman, başkanlığınız süresince bu tür tehditleri sürekli yaptığınızı da biliyorum.. Türkiye Cumhuriyeti varken, siz ‘Fenerbahçe Cumhuriyeti’ diyorsunuz ve cumhuriyet görüntüsü altında diktatörlük yapmak istiyorsunuz.
Asıl kaygım şu: Bu derbinin rövanşı geldiğinde, puan farklarının eşit ya da yakın olmasıdır. Bunun sonucunda nelerin olabileceğini, Galatasaray’ın Kadıköy’de geçmiş yıllarda yaşadıklarını hatırlayıp, kaygılanmaya şimdiden başlıyorum...
Gökmen Özdenak / Star