Canaydın ile 5 dakika süren bir konuşma sonrasında anlaştıklarını ifade eden Mondragon, "Başkana (Ne yapıyoruz?) dedim ve sohbetimiz ancak 5 dakika sürdü. Başkan bana (Gitmek istemiyor musun?) diye sordu. Ben de (Gitmemin acaba kulübe faydası olur mu?) diye sordum. Doğruların ortaya çıkmasıyla birlikte dedikodular açığa çıktı. Benim başkan ile profesyonelliğin ötesinde iyi ilişkim var. Kendisi benim için baba gibi, onunla herşeyi konuşuyoruz" dedi.
Kolombiyalı file bekçisi, yeni sözleşmede başkanın kendisine yapmış olduğu ücret artışının sembolik anlamda olduğunu da bildirdi.
"Benim için sözleşmenin boş olması, 'sıfır' yazması ya da imzasız olmasının önemi yok" diyen Mondragon, "Yenilenen sözleşmede eskisinden bir kuruş fazla yoktur, eskisinin aynısıdır. Yalnızca, opsiyonlu olan 1 yılımı kapatan ve onu içeri alan bir sözleşmedir. Bu yapılsa ya da yapılmasa birşey farketmeyecekti. Biz o sözleşmeyi yalnızca imzaladık, ne olduğuna dahi bakmaya bile gerek görmeden el sıkıştık ve odadan çıktık" diye konuştu.
Mondragon, Galatasaray'ı evi, Türkiye'yi de ikinci vatanı gibi gördüğünü söyledi.