Önceki Haber Sonraki Haber

Kampın yıldızı Arif ile söyleşi

15/07/2004 Perşembe

17 yaşında geldiği Galatasaray’a, kısa süreli İspanya macerası dışında tam 14 yıldır aralıksız hizmet veren Arif Erdem, Hollanda’dan seslendi. İlk kez Mustafa Denizli döneminde yine Hollanda’da Sarı-Kırmızılı formayla tanışan yılların deneyimi, geçmişte yaşadığı acı-tatlı anıları özetlerken, 100. yılla ilgili hedeflerini da açıkyüreklilikle aktardı. Arif, Fatih Terim tarafından kadrodışı kaldığı dönemle ilgili olarak da ilk kez konuştu...

* Geçen sene kadro dışı bırakıldınız. Bu konuyla ilgili düşüncelerin nedir?
- Hayatımda ilk defa böyle bir olayla karşılaştım. 13-14 sene hizmet ettiğim kulübümde hiçbir zaman problem çıkaran bir futbolcu olmadım. Ama nedense öyle bir duruma maruz kaldık. Son 10-15 yıla bakıldığında herkes benim nasıl bir futbolcu olduğumu görür. Bu olay bende üzücü bir anı olarak kaldı, ama onunla da yaşanmıyor. Geçen sezonla ilgili de fazla konuşmak istemiyorum.

* Ama o dönemde de hiç konuşmadınız... Ve kimse bunun sebebini anlayamadı. Üç ay sonra tekrar aynı formu yakalamak zor olmadı mı?
- Galatasaraylılık ruhu, yani 13-14 senede aldığımız terbiye bize bunu benimsetti. Bu kulüpte çok kötü günler de yaşadık. Yine yansıtmadık. Çok iyi günler yaşadık, hiç abartmadık. Galatasaraylılığımızla hareket ettik. Bunu yaşamak için hakettiğimiz bir şey yoktu ama öyle uygun görüldü ve sustuk. Tabii ki 3-4 ay çok uzun bir süre, tekrar aynı performansı yakalamak çok zor oldu. Geçen sene sonunda ancak idare edebilecek kadar oynayabildik. Burada tekrar eski formumuzu yakalayacağımıza inanıyorum.

* Hagi eskiden takım arkadaşındı. Şimdi ise hocan. O’nu nasıl bir antrenör olarak görüyorsun?
- Hagi her zamanki Hagi. Sadece mevkiisi değişti! O’nun da yükü çok ağır. O yükün altından hep beraber kalkacağız. Bu yıl Avrupa’da oynayamayacağız, onun biraz ezikliği var. Ama gelecek yıl Hagi’yle birlikte önce ligde sonra da Avrupa’da büyük işler yapacağımıza inanıyoruz.

* Hagi göreve gelir gelmez, ilk iş olarak size kucak açtı. Belki de futbol hayatınız bitebilirdi. O’na karşı kendinizi borçlu hissediyor musunuz?
- Tabii ki öyle bir durumda, O’nun işi de kolay değildi. Bizi tekrar takıma koyması gerçekten önemli. Yalnız şunu da gözardı etmemek lazım. İnsan hata yapar, bizde insanız, biz de yapabiliriz. Ama ortada bariz gözüken bir hata yok. Biz de neden kadrodışı bırakıldığımızı bilmiyoruz.

* 100. Yıl ile ilgili düşüncelerin nelerdir?
- Bu yıl tüm camia için çok önemli. Herkes özveri ile çabalayacak. Geçen yıl hepimiz birşeylerin netliğini gördük. Herkes takım kötü olunca, ne durumlara düşülebileceğini gördü. En tepeden en dibe vurduk. Geçmişteki başarılarla avunamayız. Artık o omuzlardan inmemiz lazım. Geçmişle yaşanmıyor. Hep önümüze bakmalıyız. Futbolda dün yok, yarın var.

* Kendinle ilgili bu sezonki hedeflerin nelerdir? Belli bir gol sayısı tahminin var mı?
- Öyle bir tahminim yok. Benim için gol değil, takımın başarısı daha önemli.

* 100. yılda sizi engellemek isteyenler olacak mı?
- Eğer kendi kendimizi adapte edersek ve kenetlenirsek, bize kimse engel olamaz. Galatasaray’ı ancak Galatasaray yenebilir! Bundan çok ama çok eminiz.

* Yeni transferler ve özellikle Conceiçao konusundaki düşüncelerin nelerdir?
- Conceiçao’yu konuşmaya gerek yok. Futbol adına yaptıkları ve kariyeri ortada. Adapte olursa, büyük katkı sağlar.

* Peki ya rakiplerin transferleriyle ilgili düşüncelerin?
- Türkiye Ligi, kalite olarak çok iyi bir noktada. Ama sonuçta herşey transferle bitmiyor. Real Madrid gibi dünya devi bir takım bile bu kadar transfer yapmasına rağmen çuvallayabiliyor.

* Daha önce abi-kardeşin aynı takımda oynadığını çok görmüştük ama ilk defa amca-yeğen örneği ile karşılaşıyoruz. Torpil yapmadan söyler misin, sence Mülayim nasıl?
- Torpilin tek geçmeyeceği yer futboldur. İsterseniz Cumhurbaşkanı’nın oğlu olun, yine de farketmez. Mülayim’i hocası uygun görmüş ve buraya kampa getirmiş. İnsana böyle şanslar bir iki kere gelir. O da bunun bilincinde, elinden geleni yaparak forma şansını kovalayacak.

* Peki yeğeninle aynı takımda oynamak nasıl bir duygu? Herhalde gurur duyuyorsun...
- Elimde büyüyen, çocukluğu elimde geçen yeğenimle aynı takımda, aynı amaç uğruna oynamak çok güzel. Gurur verici bir olay. Umut ediyorum ki Galatasaray’da, ‘Erdem’ furyası uzun yıllar daha devam eder. O da bunun kolay olmayacağını biliyor ve çok çalışıyor.

* Son olarak Galatasaraylı taraftarlara bir mesajın var mı?
- Başarıyla geçen yılların ardından alışık olmadıkları bir dönem yaşayınca haklı olarak tepki gösterdiler. Ama buralara hep beraber geldik. Hep beraber çıkacağız. Sonuçta herkes kendi görevini bilmeli. Onlar bizi destekleyen, itici gücümüz. Onların desteği ile tek dileğimiz bu yıl Galatasaray camiasına yeniden o büyük sevinçleri yaşatmak.
 



Webaslan mobil uygulamasıyla spor haberlerine herkesten önce ulaşmak için tıklayın
  Ana Sayfaya Dön
Webaslan Anasayfasına Dön