Önemli olan iyi mi oynaması yoksa Fenerbahçe – Beşiktaş derbisi öncesi galip gelmesi mi idi?
Birkaç sezondur lige verilen aralardan önceki haftalarda bolca puan kaybeden takımımız, lig sonlarına doğru daha da kıymetlenecek bir üç puanla Diyarbakır deplasmanını hasarsız atlattı. Peki iyi mi oynadı? Hayır.. Önemli olan iyi mi oynaması yoksa Fenerbahçe – Beşiktaş derbisi öncesi galip gelmesi mi idi? Elbetteki galip gelmesi...
Rijkaard beni şaşırtmadığı son dönemlerin gözdesi 4-3-3'ü ile yerleştirdi takımını yine sahaya..Cezasının son maçını çektiğinden dolayı Keita'sız olacak olan kadroda Kewell'ın son haftalarda artan formuna da güvenerek gol yemeden iki gol atarak maçı kazanmayı planlamıştı hoca..
Kırkıncı dakika geçildiğinde bile durum 0-1 aleyhimize olmasına rağmen ekran başında maçı kazanacağımızdan emindik. Ne yazık ki rakip Diyarbakırspor'un bu sene kurulmuş ve kümede kalsa da düşse de kuvvetle muhtemel seneye değişecek olan oyuncu yapısı ile ortaya koyduğu bu oyunu bile alkışlamak lazım. Diyarbakırspor, Kasımpaşaspor gibi takımların ortak sorunu olan “kadroyu Eylül ayında bir araya getirebilme” sendromu; Süper ve Birinci Lig arası mekik dokuyacak olan asansör takımların sayısını önümüzdeki yıllarda daha da arttırabilir. Bu olgunun ana sebebi; takımların maddi açıdan çektikleri sorunları başkan ve belirli bir yönetici tarafından çözmeleri ve bir anda aynı tarzda 30 yaş üstü Tolga ve Şener gibi Süper Lig tecrübesi olan oyuncuları transfer etme yoluna gitmeleri..
Lafı Galatasaray'ımıza getirelim artık.. Barış'tan başlayarak elbette... Bırakın Barış gibi 3 senedir parçalıyı giyen bir oyuncumuzu, defansımızın ilerideki belkemiği olacak 19'luk Semih'in bile rakibin bu kadar yıldırıcı oyununa karşı bu kadar sinirlenmesine hiç ama hiç gerek yok.. Barış ilk yarıda özgeçmişinde uzun yıllar Trabzonspor'da oynamış olmayı barındıran Celaleddin'in kendine yaptığı faulden dolayı kart görmemesinin hırsını aynı hareketi Şener'e yaparak çıkarmaya çalıştı ve ilk sarı kartını gördü.. Tamam sana yapılan hareket ceza gerektiriyordu ve hakem yine es geçti ama şunu düşünmen lazım; ligin başında forma bulamıyordun, tam bulacakken sorunlu Eskişahir maçı öncesi disiplinsiz davranışından dolayı kadrodan çıkarıldın ve yaklaşık 1 ay 18'e bile seçilmedin.. Şimdilerde forma girdin; kendini yetiştiren topraklarda gönül verdiği parçalıyı sarı kart cezasından dolayı giyemeyen Mustafa'nın, sakatlıktan tam olarak dönemeyen Linderoth'un, Brezilya Milli Takımı'nda ilk 11 oynamasına rağmen bizde yedek kalan Elano'nun önünde bu maça ilk onbirde başladın.. Daha ne istiyorsun? Üstelik Rijkaard seni Mehmet'in bir nebze önünde gol yollarına daha yakın bir yerde oynatırken.. Şimdi lige verilen 2 haftalık ara, üzerine kırmızıdan dolayı en az bir maç ceza.. Al sana 3 hafta, Kasım ayında artık resmi maç oynamayacaksın.. Sence oldu mu Barış?
Diyarbakırspor karşısında takımımızın en önemli oyuncusunun Kewell olduğunu söylemem herhalde çok da sürpriz olmaz sizler için. Daha önce Süper Lig'de oynayan çoğu dünya yıldızının aksine İstanbul'dan uzak coğrafyalarda da performansını bir nebze bile azaltmayan tam bir profesyonel Kewell... Ezeli rakibimize transfer olup sadece bir sene oynadıktan sonra, Ada'ya tekrar dönen ve şimdilerde Chelsea formasını giyen Türkiye'de oynadığı deplasman maçlarında hep düşük performans gösteren Anelka gibi değil, en unutulmaz gollerini ve performanslarını Malatya'da, Elazığ'da, Van'da gösteren Hagi gibi idi Diyarbakırspor karşısında.. Arda'ya kafayla verdiği asist her ne kadar gösterişten uzak gibi görünse de “ihtişamını sadeliğinden alan sanat eserlerine” benziyordu...
Haldun Üstünel'e buradan bir mesaj daha iletelim: Kewell'ı bizim için tekrar karşına al ve de ki; “Sevgili Harry seni Şampiyonlar Ligi için aldık 1.5 sene önce.. O veya bu sebepten dolayı bu iki sezonda bu isteğimiz gerçekleşmedi.. Oysa 2010-11 sezonunda bu kadro ile Aslantepe'de Şampiyonlar Ligi'nde gruptan çıkma mücadelesini senin önderliğinde vermek istiyoruz. Eğer başarısız olursan devre arası Premier Lig'e dönmek için sana uygun ortamı hazırlayacağız ama bizimle Şampiyonlar Ligi'nde en azından çeyrek finale kalma mücadelesinde olman için seni en az bir sene daha kadromuda tutmak istiyoruz.”
Lige verilen arada takımımızda saha dışında yaşanan gelişmeleri ele alacağımız bir sonraki yazımızda görüşmek üzere,
Saygı ve sevgilerimle,
Ant İpek.
Webaslan mobil uygulamasıyla spor haberlerine herkesten önce ulaşmak için tıklayın