Hakan, kendisine ait internet sitesinde yaptığı açıklamada, Avrupa'nın her alanda olduğu gibi futbolda da Türkiye'ye çifte standart uygulamasını içine sindiremediğini kaydetti. Şükür, "Bu çifte standarta en iyi cevabı yine futbol sahabında verebileceğimizi düşünüyorum. Şampiyonlar Ligi'nde Galatasaray ve Beşiktaş, UEFA Kupası'nda da Gaziantep ve Gençlerbirliği olarak elde edeceğimiz başarılarla bunu gerçekleştirebiliriz. Bunu yapmak bizim elimizde. Biz üzerimize düşeni yapacağız ve Juventusu yeneceğiz başka yolu yok. Hemen ardından da Real Sociead'ı devirerek yolumuza devam edeceğiz. Hem kendimiz için, hem de ülkemiz için bu şart" ifadelerini kullandı.
Milletçe büyük bir üzüntü içinde olduklarını kaydeden Hakan Şükür, Kasım ayının ülke açısından pek de iyi olmayan olaylar yaşandığını dile getirdi.
Hakan, şöyle devam etti: "Eli kanlı teröristler, önce İstanbul'da iki sinagoga düzenledikleri saldırılarla, hepimize uzunca bir süredir unuttuğumuz, hiç yaşamak istemediğimiz terör olaylarını anımsattılar. Daha bu saldırının üzüntüsünü henüz üzerimizden atamadan, sportif alanda belki de son on yılın en büyük hüsranı sayılabilecek Letonya faciasının şokunu yaşadık. Hemen ardından da belki de Cumhuriyet tarihinin en büyük terörist saldırısı ile karşı karşıya kaldık. Hiç birimiz gördüklerimize inanmak istemedik. Bu nasıl bir vahşetti, nasıl bir katliamdı. Kimler hangi insafsız düşüncelerle bunu yaptı bilmiyorum ama tek bildiğim bunu yapanlar insan olamazdı. Allah bir daha böyle bir acıyı ülkemize ve milletimize yaşatmasın."
İstanbul'un şüphesiz dünyanın en güvenli metropolü olduğunu öne süren Hakan, bir çok yabancının kendini bu rüya şehirde, New York, Londra ve Tokyo'dakinden daha güvenli hissettiğini söyledi.
İstanbul'daki suç işleme oranı bütün büyük metropollerden daha alt düzeyde olduğunu kaydeden Hakan, açıklamasını şöyle tamamladı: "Son olayı saymazsak, terör olayları da yok denebilecek kadar az. Kaldı ki, terör dünyanın her yerinde var. İngiltere'de, İspanya'da, hatta ABD'de gün geçmiyor ki benzeri olaylar bu ülkelerde yaşanmasın. Özellikle İngiltere'de yaşanılan bombalı saldırılara o kadar çok örnek verebilirim ki bu sayfaların sonu gelmez. Şimdi bizim bir takımımız kalksa İngiltere'de yüksek miktarda patlayıcı madde ele geçirilmiş, hem de hedef doğrudan sportif alanlarmış diyerek UEFA'ya itirazda bulunsak maçımız başka bir sahaya alınacak mı ? Ya da Avrupa Şampiyonası'nın başlamasına bir hafta kala Portekiz'in göbeğinde bombalar patlasa Şampiyona bir başka ülkeye alınabilecek mi? Hiç sanmıyorum. Bence, Avrupa Futbolu'nda yeni bir dönem başlıyor. Futbola feci şekilde siyaset bulaşmıştır. UEFA bu verdiği kararla teröre destek vermekle kalmamış, çifte standardını belgelemiştir. Ya bundan sonra da benzeri bir olayda herhangi bir ülkenin, herhangi bir takımının itirazını da dikkate alacaktır, ya da gün geçtikçe prestij ve güç kaybedecektir. Bu prestij ve güç kaybının sonuçları ne olur bilemem ama bundan futbol zarar görecektir."
