Gürsoy'un dün Hürriyet Gazetesi'ndeki köşesinde, "Seçimler yaklaştıkça, sevgili başkanımızın, Adnan Polat'a gelecek seçim için verdiği 'başkanlık sözü'nden nasıl çark edeceğinin sıkıntısı içinde olduğunu da yine en iyi ben anlayabiliyorum..." sözleri Polat'ın neden son dakikada Canaydın'ın listesine girdiğinin de bir anlamda açıklaması gibi. Seçimlerin üzerinden henüz bir yıl geçmesine rağmen son dönemde alevlenen Başkan Canaydın ve İkinci Başkan Polat arasındaki tartışmaların Sarı-Kırmızılı takımı nasıl etkileyeceği konuşulmaya başlandı. İşte Canaydın ile Polat arasında yaşanan bazı olaylar...
Başkan Canaydın'ın seçimlerde son dakikada Adnan Polat'ı listesine alarak yeniden başkanlık koltuğuna oturduğuna camia içinde inananların sayısı hiç de az değil. Yönetime geniş yetkilerle giren Adnan Polat, geçen sezon hem Sarı-Kırmızılı oyuncuların alacaklarının ödenmesini sağladı hem de yaptığı açıklamalarla Fenerbahçe'yi büyük bir strese soktu. Sezon sonunda gelen şampiyonluk yönetim içinde Adnan Polat'ın gücüne güç kattı adeta. Futbolun yanında Riva ve Seyrantepe projelerinde de etkin bir rol oynayarak adeta 'gölge başkan' gibi görülmeye başlandı.
Bu sezon başında Başkan Canaydın ile Adnan Polat ilk kez karşı karşıya geldi. Polat, Başkan Canaydın'ın göreve getirdiği hem Teknik Direktör Eric Gerets'i hem de Sportif Direktör Bülent Tulun'u göndermek istiyordu. Polat'ın bu hamlesini Canaydın, "Şampiyon hocayı ben bir kez kovdum. İkinci kez aynı şeyi yapamam." diyerek Polat'ın bu isteğini kibarca geri çevirdi. Belçikalı teknik adam konusunda geri adım atmak zorunda kalan Polat, Bülent Tulun'un yerine kendi adamı olan Adnan Sezgin'i getirmeyi başardı.
Başkan Özhan Canaydın, G.Saray Lisesi mezunu. Başkanı yönetim içinde koşulsuz destekleyen Şükrü Ergün ve Celal Gürcan da liseli. Bunun yanında Adnan Polat gibi yardımcıları Fatih Gökşen ve Haldun Üstünel ise liseli değil. Özellikle Haldun Üstünel'in Faruk Süren'in başkanlığı döneminde tribünlerde bazı olaylara karışması da Canaydın'ın liste çalışmaları döneminde büyük sorun oluşturmuştu. Buna rağmen Adnan Polat'ın aşırı baskısı yüzünden Canaydın, Üstünel'in istemeyerek de olsa yönetime girmesine razı oldu.
Aslında Sarı-Kırmızılı yönetim içindeki liseli-alaylı çatışması ilk kez Okan Buruk'un transferinde ortaya çıktı. Başkan Özhan Canaydın, Şükrü Ergün ve Celal Gürcan bu transfere şiddetle karşı çıktılar. Bu transferde Canaydın sessiz kalırken açıklamaları hep Şükrü Ergün yaptı. Adnan Polat ve ekibi ise 'Başkan'ın ağzı' olarak gördükleri Ergün'ün her konuşmasının Canaydın'ın düşünceleri olduklarını çok iyi biliyorlardı. Buna rağmen Okan'ın transferini Adnan Polat, Fatih Gökşen ve Haldun Üstünel onur meselesi yaptı. Okan, Sarı-Kırmızılı yuvaya yeniden dönerken Adnan Polat ve ekibinin de ne kadar güçlü olduğu böylece ortaya çıktı.
Bunun dışında da yönetim içinde fikir ayrılıkları yaşandı. Olaylar dışarıyı sızdırılmadı. Ta ki Başkan Özhan Canaydın'ın 'Bana seçimi Adnan Polat kazandırmadı.' sözüne kadar. Aslında bu söz ilk kez Canaydın ile Polat arasında yaşanan gizli çekişmenin televizyon ekranlarına ve gazete sayfalarına taşınmasına sebep oldu. Akabinde Şükrü Ergün ile Celal Gürcan'ın G.Saray Lisesi'nin önünde poz vererek yaptıkları röportaj ayrımı iyice körükledi.
Trabzonspor maçı öncesi tribünlerde açılan, "Galatasaray Spor Kulübü, lisecilerin değil, milyonlarca Galatasaray taraftarınındır", "Galatasaray, liseci zihniyetin değil hepimizin", "Alaylıyız alayımız, karşılıksız sevdalıyız", "Dışımızdan biri Özhan Canaydın istifa", "Pilav yemekle G.Saraylı olunmaz" pankartlarının arkasında kimin olduğu tartışıldı. Liseli yöneticiler, çok değil daha üç hafta önceki Denizlispor maçında Ali Sami Yen tribünlerine asılan "Haldun Üstünel içimizden biri" pankartını asanlarla Trabzonspor maçındaki pankartları astıranların aynı isimler olduğunu düşünüyor.
