‘Kriz dönemleri böyledir’
Goldman Sachs ile herhangi bir sorun yok. Ekonomik kriz nedeniyle de Goldman Sachs’ın bize kredi vermekten vazgeçtiğine ilişkin dedikodulardan ise haberim yok. Goldman Sachs yetkilileri zaten böyle bir açıklama yapmazlar. Sonuç itibariyle onlar bir banka; hem de son ekonomik krizle yatırım bankacılığından mevduat bankacılığına dönüş yapmış bir banka. Hiçbir banka da, batıyor olsa bile bu şekilde açıklamalarda bulunamaz. Biz Goldman Sachs’a, genel kurulumuzdan gerekli desteği aldığımıza dair kredinin akibetini soran bir yazı gönderdik, bundan sonraki işimiz beklemek. Böyle işlemler büyük gizlilik içinde olur. Kriz dönemlerinde de son derece yavaş hareket edilir. Bu tür dönemlerde herkes elindeki parayı daha dikkatli kullanmak için gayret ediyor.
‘Bu işlerde gizlilik şart’
Goldman Sachs bize bu krediyi verebileceğini belirttikten sonra 6 ay boyunca çeşitli incelemeler yaptık. Bu aşamayı da büyük bir gizlilik içinde sürdürdük. Bize ilk etapta gerekli miktar, krizden önce 90-100 milyon Dolar civarındaydı. O zamanlar Dolar 1,2 YTL’ye bile ulaşmamıştı ve hisse senetlerimizin değerleri 150-160 bin YTL arasında geziyordu. Şimdi durum biraz daha farklı, Dolar 1,6 YTL civarında, hisselerimiz de 120 bin YTL. Bu aşamada bize, 50-70 milyon Dolar iki şirketi birleştirmek için yeterli olacaktır. Tabii ki bu, bugünkü ekonomik şartlar altında geçerlidir. Goldman Sachs’ın bize ‘170 milyon Dolar’a kadar kredi verebilirim’ demesi ve anlaşmaların bu doğrultuda yapılması normal bir prosedürdür. Çünkü krediyi veren şirket kredi verdiği kurumu korumak zorunda hisseder kendini. Bizim başka bir şirketten borç almamızı da istemez. Öncelikle kendisini garanti altına almak ister, başka alacaklılarımız tarafından sıkıştırılmamızı istemez. Bu nedenle de marjlarını geniş tutar.
‘Şardan konusu doğru değil’
Bizi bu süreçte en çok sıkan konu, Yiğit Şardan’ın, ‘Bu kredi alımında birileri komisyon alacaksa, ben neden o biri olmayayım’ şeklinde çıkan söylentisiydi. Tüm detaylarıyla araştırdım, adı geçen herkesin bilgisine başvurdum. Böyle bir sözün edilmediğini öğrendim. Bu konunun Uludağ’da dile gelmesi de, bir şekilde Galatasaray’ın menfaatine olmuştur, en azında herkes her şeyi konuştu ve en sonunda doğru ortaya çıktı. Eğer Yiğit’i veya bu yönetimi yıpratmak istiyorlarsa, insanların yalanla dedikoduyla kimseyi yıpratamayacaklarını öğrenmeleri gerekir.
