Önceki Haber Sonraki Haber

"Gol kaçırmadan gol atamazsınız!"

04/09/2003 Perşembe

Galatasaraylı milli futbolcu Hakan Şükür, ayrı kaldığı süre içinde Galatasaray sevgisinin kendisi için bir öğreti durumuna geldiğini söyledi. Hakan Şükür, Galatasaray Dergisi'nin bugün piyasaya çıkan eylül sayısının kapağını süslerken, verdiği röportajda geçmişte yaşadıklarını ve geleceğe dair düşüncelerini anlattı. Takım sevgisinin çok farklı olması gerektiğini dile getiren Hakan Şükür, "Bu sevgi hiç kimseye dayanmadan olmalı. İçimde inanılmaz bir sevgi yaşadım. Galatasaray dışına çıkınca, sevgisi bir öğreti oldu benim için. Öğrendiğim en güzel şey oldu. O sevgiyi biz de taşıyoruz, demek ki bizim de çok daha güzel, çok daha mantıklı davranmamız gerekiyor" diye konuştu.

Hakan, yeni bir kadronun kurulduğunu ve geçmiş başarıların henüz yinelenmediğini de kaydederek, sözlerini şöyle sürdürdü: "Yeni bir yapılanma var. Bunun ilerisinde çok daha güzel başarıların da geleceği bir gerçek. Yakında çok istikrarlı bir takım olarak ortaya çıkacağız. Tabii ki büyük oranda takımda arkadaşlık ortamı değişmiş. Çok farklı kültürlerden gelen arkadaşlar gelmiş. Bu kadar değişik insanın biraraya gelip takım olgusunu oluşturması zaman alır. Ama geçmişten çıkarılacak çok önemli dersler var ve biz bir örneğiz onlar için. Eğer biraz özümseyecek insanlar olursa bence önemli başarılara beraber gidebiliriz."

6-7 yıl önce Galatasaray'da inanılmaz bir mücadele ruhunun oluştuğunu anlatan Hakan Şükür, devamında da çok önemli başarıların geldiğini söyledi. Hakan, iyiniyet ve mücadelelerle birlikte, teknik direktör Fatih Terim'in kendilerin verdiği emek ve yönlendirmeleriyle sonuca gittiklerini dile getirdi.

Hakan, şöyle devam etti: "Hocamız yine aynı ama arkadaşlar farklı. Belki daha önceki arkadaşlardan biraz daha farklı yetenekleri olan arkadaşlar da var. Ama tek eksiğimiz o mücadeleci ruhu sahaya yansıtmak. Bu sadece düşünmekle olmaz. Sosyal yaşamdaki hareketlerinizle, oturup kalkmanızla, kendinize dikkat etmenizle, yapacağınız en kötü şeyi bile kaliteli bir biçimde yapmanızla gerçekleşir. Bu şekilde hareket edebilirsek, sorumluluklarımızı bilirsek yeniden başarırız. Arkadaşlarımıza bunları söylemeye çalışıyoruz. Çünkü birimizin emeğini diğerimiz baltamamalıdır."

Takımda "ağabeylik"in yanısıra oyun olarak da kendisinden çok şey beklendiğinin farkında olduğunu ifade eden Şükür, öncelikle takımdaki eski oyuncuların örnek mücadele sergilemeleri gerektiğine inandığını vurguladı. Hakan Şükür, "Bu yıla veya geleceğe dair daha büyük başarılara gidecek bir nüvenin oluştuğunu hissediyor musun?" biçimindeki bir soruyu ise şöyle yanıtladı: "Bunu şimdiden söylemek zor ama öyle görüyorum. Aslında bir tılsımdır. Hep başarıya endeksli, idealleri olan bir takımda oynamaya alışmış ve bunları yaşamış bir oyuncu olarak hissediyorum. Bu duyguları diğer arkadaşlarım da hissediyor. Neden olmasın. Çünkü hepimizde bu yetenek var. Eğer bu ruhu taşır, çalışır ve mücadele edersek başarıyı yakalarsınız. Bizim şimdi yapmamız gereken şey, çok çalışmak."

Yurtdışına gidip geldikten sonra gol kaçırma takıntısının ortadan kalktığını belirten Şükür, "O konuda artık tecrübeliyim" dedi. Türkiye'de bu olayların bazı kesimlerce çok öne çıkartıldığını ifade eden Hakan, "Belki beni pasifize etmek için 'Gol kaçırdı, morali bozuldu' demek içindi bunlar. Ancak artık deseler de beni etkilemez. Çünkü dünyanın her yerinde bunlar oluyor, goller kaçıyor. Gol kaçırmadan, gol atamazsınız. O duyguyla hareket ederseniz, pozisyondan kaçmaya başlarsınız. Bu da bir takım için en kötü durumdur. Ama artık böyle bir takıntım yok, elbette ki gol kaçıracağım" diye konuştu.

Milli futbolcu, haklı olduğu halde geçmişte, gereksiz yere bazı konuları uzattığını kabul ettiğini söyledi. Hakan, geçmişte yaptığı açıklamalar konusunda, "Tabii o dönemde bir tecrübesizlik, toyluk ve gençlikten dolayı insanlara kendimi anlatabilme kaygısıyla bunları yaptım. O dönem sanki, 'Bunu sana nasıl yaparlar?' gibi bir doldurma da vardı. Ben de tepki veriyordum. Ama şimdi çok rahatım, sevdiğim bir takımdayım, arkadaşlarımın arasındayım ve huzurluyum" dedi.

Taraftarların, başarılı olunan dönemlerde beklentisinin ortaya çıktığına değinen Hakan, "Seyirciler sahada canını dişine takan bir futbolcu ister" dedi. "Seyirci, futbolcu atlasın, zıplasın, mücadele etsin ister" diyen Hakan, "Ben de bu duyguyla hareket ettiğim için farklı bir yapı ortaya çıkıyor. Futbolun kalıplarıyla oynamıyorum. Öyle olsaydım 'Ben santrforum, gol atarım, duracağım, bir şey yapacağım' derdim" diye konuştu. Hakan, "Senin dönemin nasıl başladı?" biçimindeki soruyu ise, "Piontek, ilk röportajında 'Futbolcu mücadele edecek' demişti. Bunu unutmuyorum. Ben de mücadele ediyordum. Piontek oyunculara 'Hakan gibi" diyordu. Yardımcısı da Fatih Terim de bu felsefeyle hareket ediyordu. Bir şekilde bu zihniyet milli takımda oluştu ve başarı geldi" yanıtını verdi.

Atatürk Olimpiyat Stadı ile ilgili bir soruyu da yanıtlayan Şükür, şunları söyledi: "Bizim için kolay değil tabii. Ali Sami Yen Stadı çok farklı. Ama CSKA Sofya maçında seyirci bütünleşmişti, toplu şekilde bağırdıkları zaman etkilendik. O tezahürat sahaya yansıyor ve orayı ısıtıyor. İten güçtür seyirci ama daha sonra ne olur bilemeyiz. Hava şartları, rüzgar gibi faktörlerle kış döneminde nasıl olacak bilemiyoruz. Yalnız, kışın zemin ağırlaşır. Ama gördük ki, dört tribünün birarada yaptığı tezahürat çok güzel oluyor." Ligde çok takdir ettiği Metin Oktay'ın bir sezonda 38 gol attığını, Tanju Çolak'ın da bu rekoru 39'a çıkardığını belirterek, "38 gol attığım sezonda Bursaspor'a golümü 65. dakikada atmıştım. Ondan sonra girdiğim 2 pozisyonda da atmadım, çizgiden Bülent'e çıkardım. Bu rekoru kırardım ama istemedim. Benim için önemli olan takımın kazanması. 1-0 kazanalım, ben maçtan sonra yorgunluktan uyuyamayım farketmez" diye konuştu.
Hakan, en sevdiği tezahürat'ın ise "Kalplerde yıldız, gönüllerde ay" biçiminde olduğunu dile getirdi.

 



Webaslan mobil uygulamasıyla spor haberlerine herkesten önce ulaşmak için tıklayın
  Ana Sayfaya Dön
Webaslan Anasayfasına Dön