Önceki Haber Sonraki Haber

Geleceklerimiz konuştu!

Galatasaraylı genç futbolcularımız Ahmet Kesim, Caner Öztel ve Anıl Dilaver açıklamalarda bulundu.

18/07/2010 Pazar Webaslan.com

Galatasaraylı genç futbolcularımız Ahmet Kesim, Caner Öztel ve Anıl Dilaver Galatasaray Televizyonu'nda yayınlanan Kamp Günlüğü programına konuk oldu.

Altyapı sistemi Türkiye’de en çok konuşulan konulardan biri. Altyapıda hangi seviyelerden geçtin, bu günlere nasıl gelebildin?  Bugün Galatasaray’la Hollanda’dasın, neler söyleyeceksin?

Anıl:
Futbola Beylikdüzü’nde başladım,  daha sonra Galatasaray’ın seçmelerine girdim ve kazandım. Beni Küçükçekmece’ye gönderdiler,  dört yıl kadar orada oynadıktan sonra tekrar buraya döndüm. Geldiğimde Süper Genç yaş grubunda oynadım, daha sonra PAF takıma yükseldim ve iki yıl da PAF’ta oynadım.

Başka yerlere gönderilmenin size ne gibi faydaları oluyor?

Anıl:
Herhalde oynamam için gönderdiler beni oraya ve ben de oynadım. Galatasaray’la birçok hazırlık maçı oynadık ve kendimi gösterme şansım oldu, sonrasında da tekrar buraya geldim.

Caner sen buraya nasıl geldin? 
 
Caner:
Ben futbola amatör olan Merter Siteler adında bir kulüpte başladım. Galatasaray’a Suat Kaya Hoca’nın minik takımı çalıştırdığı zamanlar geldim ve 8 yıldır buradayım. Sonunda A Takım’a çıktım.

Peki seni hiç bir yere gönderdiler mi?

Caner: 
Hayır, ben geldiğimden beri buradayım.

Peki sen Ahmet?

Ahmet:
  Ben de amatör bir kulüp olan Ünyespor’dan Galatasaray’a seçmelerle geldim ve 10 yıldır buradayım.

On yıldır burada olmak nasıl bir duygu? Sen artık Galatasaray kültürünü sonuna kadar benimsediğini düşünüyor musun?

Ahmet:
Kesinlikle, Galatasaray’da bir aile ortamı var ve kendi adıma çok mutluyum burada olmaktan.

Bir jenerasyon yakalıyorsunuz ve o jenerasyon üste çıkmayı başarırsa bu da başarıyı kendiliğinden getiriyor değil mi? Herkes birbirinin her şeyini öğreniyor ister istemez?

Ahmet:
Ben, Caner , Anıl hep beraber oynuyoruz senelerdir. Bizim 1990-1991 jenerasyonu çok iyi zaten, çoğumuz da A Takım’la kamplara geliyoruz.

Bazen mevki değişikliği oluyor, sende de böyle bir şey oldu mu?

Ahmet:
Ben de forvet başladım baktım olmıyor, hocam da beni stoperde denemeye başladı. 10 yıldır stoper oynuyorum.

Caner, Ahmet nasıl biri, biraz ondan bahseder misin?

Caner:
Kendisi kişilik olarak çok iyidir. Futbol olarak da çok iyi bir kesicidir. Ters toplarda ve hava toplarında çok başarılıdır. Ben Ahmet’i forvet olarak hiç izlemedim ama savunmada gerçekten iyi olduğunu söyleyebilirim.

Sen hangi mevkilerde oynadın? Kendini biraz anlatır mısın?

Caner:  Recep Hoca minik takımda 8 kişiyle oynadığımız için ilk geldiğimde beni forvet oynattı  ama yıldız takımdan sonra sağ kanat, sol kanat ve forvette oynamaya başladım.

Şu an sağ açık mı diyelim yani?

Caner:
Sağ açık, sol açık, forvet bu üçünü diyebiliriz şimdilik.

Günümüz futbolunda oyunu geriden kuran oyunculara ihtiyaç var bunu biliyoruz. Sağ kanatta da sol kanatta da oynayabilen oyunculara da ihtiyaç olduğunu biliyoruz. Siz de bu özelliklere sahip oyuncularsınız, bu konuda neler söyleyeceksiniz? Sen de Caner’i anlat istersen Ahmet?

Ahmet: Caner çok hızlı bir oyuncu, izleyenler de bunu görüyordur. Sağ açıkta çok olumlu işler yapıyor. Orta yapıyor, tersten girip şut atıp, gol atıyor. İnsan olarak da çok iyi bir kişiliği vardır, sadece çok yakın arkadaşlarıyla samimi olur.

Maçlara çıkıyorsunuz, kendinizi takip ettiriyor musunuz? Galatasaray TV sizi çekiyor. Sizi izlemeye gelenler oluyor mu, ya da maçın kayıtlarını alıp izliyor musunuz neler yaptığınızı ?  Sizi eleştirenler var mı?

Anıl:
Var tabi ki, ailelerimizden  gelenler oluyor. Eleştirenler de öncelikle onlar oluyor. Herşeyin iyi olması için düşüncelerini söylüyorlar.

Biraz da sen kendinden bahset , hangi mevkide oynuyorsun? Hangi aşamalardan geçtin buraya gelinceye kadar?


Anıl: Futbola başladığımdan beri forvet oynuyorum. Mahalle takımından ve Beylikdüzü’nden beri bu mevkide oynuyorum.

Siz Anıl için neler söyleyeceksiniz?

Ahmet:
Gol vuruşları çok iyidir Anıl’ın. Çok enteresan ve değişik bir stili var.

Caner: Çok değişik bir oyun stili var Anıl’ın, beklenmedik yerlerden golle sonuçlanan vuruşları var. Bu yüzden çok beğeniyorum gol vuruşlarını.

Ahmet, Anıl’la rakip olsaydınız nasıl durdururdun onu?

Ahmet
: Zorlanıyorum açıkçası. Fizik olarak hemen hemen aynı olsak da beni bazen geçebiliyor, bazen geçemiyor. Çalım yemeyecek oyuncu yoktur sonuçta.

Senden bahsedelim biraz da, sen en çok kimden eleştiri alıyorsun? Kimden destek alıyorsun, kendini izleyebiliyor musun?

Ahmet:
Tabi ki öncelikle ailemden çok destek alıyorum.  Zaten evden de izliyorlar maçı. Ben de evden özetleri izleyerek ona göre olumlu ya da olumsuz hareketlerime bakıyorum.

Eleştirileri önemsiyorsunuz değil mi?

Ahmet:
Kesinlikle.

Caner: Benim özellikle babam benimle birebir konuşur, nasıl oynadığım, neler yapmam gerektiği konusunda.

Siz altyapı anlamında Türkiye’nin en iyisi, Galatasaray’dasınız. Aradaki farklılığı görebiliyor musun? Senin bu konuyla ilgili fikrin nelerdir?

Caner:
Galatasaray Spor Kulübü’nde Ağabey-kardeş yaklaşımı var. Bu konuda şanslı olduğumuzu düşünüyorum. Her şeyimize dikkat ediyorlar, birebir konuşmalarımızda da böyle yani.

İyi bir futbolcu olabilmek için altyapı eğitimi çok iyi olmalı. Bunun temel kuralları neler?

Caner:
Antrenmanları çok iyi olmalı, neyi nerede yapmamız gerektiğini öğreniyoruz.

Anıl: Burada samimi bir ortam var. Ben ailemden çok arkadaşlarımlayım, illa ki samimi bir ortam oluyor. Ben Küçükçekmece ve Beylikdüzü’nde de oynadım ama Galatasaray diğer kulüplere nazaran çok farklı. Diğer kulüplerdeki arkadaşlarla da konuşuyoruz bunları. Kardeşim, ağabeyim, babam gibi arkadaşlarım, hocalarım. Biz kampa gelmeden önce kulüpte kalıyorduk.

Peki senin bireysel hedefin nedir? Bununla ilgili düşüncelerin nelerdir?

Anıl:
Şuan da biz alt yapı oyuncularıyız ilk temel amacımız Galatasaray’ın A Takımı’na çıkabilecek benim de arkadaşlarımında tek hedefi ve amacı bu.

İstanbul’daydın, beraber kalıyordunuz ve haber geldi. A takımla beraber Hollanda’ya kampa gidiyorsunuz. Nasıl bir duygu,neler hissediyorsun?


Ahmet: Çok iyi bir duygu, herkese nasip olmaz bu şans. Biz de bu şansı değerlendirmek için elimizden gelen en iyisini yapmak zorundayız. Ağabeylerimizden daha çok çalışmak zorundayız. Umarım başarılı oluruz, kalıcı olmak istiyoruz.

Bir hayal kuruyorsunuzdur geleceğe dair,  kendinizi belki şu an A takımdan bir ağabeyinizin yerine koyuyorsunuzdur. Var mı böyle küçük küçük anılar?

Caner:
Öncelikle hayalini kurduğumuz şey ailemizi huzura, rahata erdirmek. Bir de Ali Sami Yen’de oynamak diyeceğim, orada oynamak nasip olmadı. Umarım yeni statta...

Türk Telekom Arena’da... Orası da çok büyüleyici bir yer olacak.

Caner:
Dilerim ki orada oynayacağız. Bütün hayallerimiz o yönde.

Ali Sami Yen’e çıktığınızı düşünüyor musunuz?

Caner:
Küçüklüğümden beri kurduğum hayal bu... Bir gol atsam, Caner Öztel diye bağırılsa gerçekten güzel olur.

Hangi takıma, ezeli rakiplerden?


Caner:
Fenerbahçe’ye atmak isterdim.

Ahmet: Anıl Fenerbahçe’ye çok gol atar.

Anıl: A takımda gol atmak nasip olmadı belki ama  A2 takımda 2 kere gol attım. Bir kere deplasmanda, bir kerede kendi sahamızda. Çok güzel bir duygu. A takımda gerçekleştirmek nasıl bir duygu tahmin edemiyorum.

Şimdi A2 takımı oyuncusu olarak kampa geldiniz  ama tabi ki hedefleriniz var. Bunun için antrenmanlarda bütün gözler üzerinizde olacak, baskı var. Nasıl geçiyor kamp ortamı, neler yapıyorsunuz, ekstra bir motivasyon var mı?

Anıl:
Kamp çok iyi gidiyor, ağabeylerimiz hep bizi kolluyorlar. Arda Ağabey hep konuşuyor bizimle, nasihatler veriyor, kendinize güvenin diyor.  Mustafa Ağabey olsun, Ayhan Ağabey olsun, hepsi bizimle olumlu konuşuyorlar. Sahada da Arda Ağabey bizi çok iyi motive ediyor.

Siz neler söyleyeceksiniz?

Ahmet:
Kamp oldukça yorucu, antrenmanlar yoğun geçiyor. Saha dışında heyecanlanmamak mümkün değil ama bütün büyüklerimiz bize destek oluyor saha içinde, saha dışında... Biz de ona göre çalışmaya çalışıyor, daha çok çaba gösteriyoruz.

Caner:
Antrenmanlar gerçekten yorucu geçiyor ama tatlı bir yorgunluk yaşıyoruz. Bizim için iyi olacak bu yorgunluk. Sezonun sonuna doğru sakatlık olmasın diye yapıyoruz bu antrenmanları.

Frank Rijkaard da altyapıdan yetişmiş bir futbolcuydu, Ajax’ın altyapısından çıkıp, dünya vitrinine önemli gençleri kazandırmış bir teknik adam oldu ve bugün Galatasaray’da. Bu sizin için de ekstra bir şans, belki de motivasyon kaynağı. Bu konuyla ilgili bir şeyler söylemek ister misin?

Caner:
Kesinlikle şans bu bizim için. Ben geçen sene de kampa katılmıştım, geçen sene 7 , bu sene de 5 kişi geldik kampa. Hocamız bizimle bire bir konuşuyor bazen bir şey olduğunda, neler yapmamız gerektiğinden bahsediyor.

Anıl sen Frank Rijkaard hakkında neler düşünüyorsun?

Anıl:
Diyecek söz bulamıyorum, Rijkaard’dan bahsediyoruz. Şu anda bizim hocamız, bu bizim için çok büyük bir şans diyorum.

Sürekli olarak ondan birşeyler kapmanız gerekiyor değil mi?

Ahmet:
Kesinlikle,  Frank Rijkaard Barcelona'dayken onu televizyondan izliyorduk,  şu anda A takım kampına geldik, o bizim hocamız konumunda. Kendi adıma çok gururluyum.

Peki bundan sonra A takıma alınmazsanız, daha yaşınız çok genç olmasına rağmen bir hayalkırıklığı oluşur mu?

Ahmet
: Tabi ki ama hayat yine devam eder, yine A2 takımında oynayabiliriz, başka takımlara gidip orada kendimizi gösterip tekrar Galatasaray’a gelebiliriz.

Sen kendini stilini bir futbolcuya benzetiyor musun?

Caner:
Öyle bir benzetmem yok ama Anıl beni Simao’ya benzetiyor.

Anıl:
Atletico Madrid’de oynayan Simao’ya benziyor. Sürati ve tarzı ona benziyor.

Anıl kendini Torres’e benzetiyor.

Caner: Kendisi Torres’i örnek alıyor.

İdollerden bahsediyoruz aslında..

Caner: Benim idolüm yok.

Anıl:  Ahmet’i de biz Terry’e benzetiyoruz.

Ahmet:  Benimde idolüm John Terry, o tam bir lider.

Sen kendine idol olarak John Terry’mi seçtin?

Ahmet:
Evet.

Önümüzdeki yıllarda kendine bir kariyer hedefi çizsen, yurtdışında hangi takımda oynamak isterdin?

Ahmet:
Yurtdışı için şu en erken, ama Türkiye’de Galatasaray.

Yurt içinde Galatasaray da, yurt dışında var mı böyle bir hedefin?

Ahmet:
Burada başarılı olduktan sonra İngiltere benim hayalim. Orada oynamak istiyorum, ama çok zor.

Neden çok zor?

Ahmet:
Önce burada başarılı olmak, sonra oraya gitmek gerekiyor.

İlerleyen zamanlarda böyle bir hedef var yani...


Ahmet: Kesinlikle..

Son olarak kampla, bu seneyle ve gelecekle ilgili eklemek istediğiniz birşeyler var mı?

Anıl: Umarım bu kamp bütün gençler adına, bütün Galatasaray camiası adına hayırlı olur.

Caner:
2010-2011 sezonu Galatasaray camiası adına hayırlı olur, umarım  şampiyonluklar yaşarız.

Ahmet: 2010-2011 sezonu dilerim ki sakatlığın az olduğu bir sezon olur. Galatasaray camiası için hayırlı bir sezon olsun.

Webaslan mobil uygulamasıyla spor haberlerine herkesten önce ulaşmak için tıklayın
  Ana Sayfaya Dön
Webaslan Anasayfasına Dön