Önceki Haber Sonraki Haber

"Geleceği yaratıyoruz!" İmparator Fatih Terim, A'dan Z'ye merak ettiğiniz her şeyi yanıtladı

13/01/2004 Salı

Evet Galatasaray ilk devre taraftarlarını üzdü, istenilen performansını gösteremedi. Sarı-Kırmızılı taraftarlar böyle bir başarısızlığa alışık değiller. Onlar UEFA Kupası'nı ve Süper Kupa'yı müzesine taşımış takımlarını sahada görmek istiyorlar. Onlar Avrupa'da ve Süper Lig'de destanlar yazan takımlarını özlüyorlar. Herkes merak ediyor ne olacak bu Galatasaray'ın hali diye? Yapılan "gençleştirme operasyonu", Kaptan Bülent'e yapılanlar, yanlış transferler ve aklınıza gelecek tüm bu soruların cevabını Galatasaray'ın bir numaralı adamı Fatih Terim cevapladı...

*Samimi cevabınızı çok merak ettiğini bir soruyla başlamak istiyorum: Nasılsınız? Sıkıntılı mısınız, öfkeli misiniz, durgun musunuz...

"Samimi olarak söyleyeyim mi? İyiyim. Gerçekten iyiyim Allah'a şükür."

*İyiyim diyorsunuz ama geceleri yattığınızda ne düşündüğünüzü merak ediyorum. Yürürken, televizyon seyrederken neler düşünüyorsunuz? Çok zor bir dönemden geçiyorsunuz? Gerçekten nasılsınız?

"Çok kolay değil tabii. Ama özellikle ben en güçlü, en sağlam, en ayakta durması gereken kişiyim. Bunu biliyorum. Benim kaygılı, endişeli halim olamaz, öyle bir lüksüm yok. Bu, yapmacık bir tavır gerçekten. Ama kendi evime gittiğim zaman, Fulya ile çocuklarımla oturduğum zaman, bazen bana söyledikleri şeyleri bile duymuyorum. Kafamda bir sürü fikir dolaşıyor.

Bir takım sorumluluklar almak, düşündüğünüz şeyi yapamamak... Bunlar, çok kolay karşılanacak şeyler hep. Bu arada da "Fırsat bu fırsat" deyip acımasızca üstünüze gelen arkadaşlarımızı da düşünecek olursak, bu saldırıları kaldırmak her bünyenin harcı değil.

Ancak dediğim gibi hayatım boyunca hiç ümitsizliğe kapılmadım. Hayatım boyunca direncim hiç kırılmadı. Şu günlerde çok daha zinde olduğumu söyleyebilirim. Muhakkak ki beynim çok meşgul, muhakkak ki çok şeyler var kafamda... Aynı anda belki 10-15 tane şey düşünüyorum. Bunların beni üzdüğü, zaman zaman da yıprattığı doğaldır. Ama bundan şikayetçi değilim. Hayatın getirisi bunlar. Hani derler ya, "Hayatın ne getireceği belli olmaz" diye... Aslında hayat söylendiği kadar fazla sürpriz yapmıyor insana. Yapıyor belki ama ben o kadar abartılı sürpriz diye düşünmüyorum bu başıma gelenleri. Bazı şeyler tam da düşündüğüm, beklediğim gibi çıkıyor."

*Nasıl? Her çıkısın bir inişi olur gibi mi?

"Hayır, o manada değil. Birinden beklediğin kötülük, eninde sonunda ortaya çıkıyor. Zamanında bunları söylediğimde "Yok hoca, o kadar da olmaz" cevabını verenlere "Biraz bekleyelim" dediğimde, işte tam da bunu kastediyordum. Kimin ne olduğu ortaya çıkıyor, kimin ne yapmak istediği belli oluyor. Bunlar bana sürpriz gelmiyor.

Ancak hem buranın hem de ailemin reisiyim. İkisini de mükemmel götürmek zorundayım. 'Buranın reisi' derken G.Saray futbol takımını kastediyorum."

*Sorulara cevap vermekten sıkıldığınızı gözlerinizden okuyabiliyorum.

"Doğrudur. Sıkılıyorum ama aslında sıkılma lüksüm de yok. Sorulara cevap vermek durumundayım. Ama aynı şeyler böyle kısır döngü gibi etrafınızda dönünce, dolayısıyla sıkıntı biraz suratımıza yansıyor. Ama bunlara cevap vermek zorunda olduğumu da
biliyorum."

*Peki o zaman, uzun zamandır bir operasyondan bahsediyordunuz. Gerçi artık bunun adına 'değişim' diyorsunuz. Kaptan Bülent, Arif, Hakan Ünsal ve Baliç'in kadrodan çıkartılması mıydı bahsettiğiniz operasyon?

"Hayır, kastettiğim değişim bu değildi. Benim bahsettiğim G.Saray'ın değişimiydi. Çünkü değişim sadece bununla kalmayacaktır. Haziran ayında, bugünden Haziran'a kalan olan bölümde de, bundan sonraki yıllarda da G.Saray'la devam edecek arkadaşlar kalacak, diğerleri ise yine değişimin bir parçası olacak. Herkes bunu böyle bilsin. Bu sayısal olarak 4 değil, daha fazla. Şampiyonlar Ligi'nden uzak kalınca, ligde şampiyonluktan uzak kalınca bu önümüzdeki 5-6 aylık zamanı diğer arkadaşlarımızı görmek, değerlendirmek adına bir firsat olarak düşündük ve bu kararı aldık."

*Genellikle futbolda işler iyi gitmediği zaman bu takımdaki eksikliklere bağlanır. Ama sizin bazı oyuncuları takımdan göndermeniz, sorunun eksiklerde değil, fazlalarda olduğu gibi bir izlenim doğurdu. G.Saray'daki sorunların nedeni bu dört futbolcu muydu?

"G.Saray'ın sorunu muhakkak ki, bu 4 ya da 7 futbolcu değil. Bunu böyle de sunamam zaten, çünkü o zaman bu futbolcuları suçlamış olurum. Bizim öyle bir niyetimiz yok. Suçu biz üzerimize aldık, hatalı olduğumuzu ifade ettik. Ortada bir suç varsa eğer, bunun bizim olduğunu hep söylüyoruz zaten. Olaya niye bu gözle bakılıyor, anlamıyorum. Herkes dar açıdan bakıyor bu olaya, böylesi hepinizin daha çok hoşuna gidiyor sanırım. Yeni arkadaşlara şans verip ilerinin G.Saray'ını, bundan sonraki 10 seneye damgasını vuracak G.Saray'ını ortaya çıkarmak için yapıyoruz herşeyi. Ligden kopmasak, Şampiyonlar Ligi'nden kopmasak, 14 puan dezavantajlı duruma gelmesek, belki de sezon sonu yapacaktık operasyon denen bu değişimi. Bu aşamada ilerde kimler bizimle devam edebilir, onun şansını vermek istedik oyuncularımıza."

*Bu yıl için başarı ve başarısızlık tarifinizi merak ediyorum? Ne olursa başarılı, ne olursa başarısız sayarsınız kendinizi?

"İkinci yarıda çok daha iyi oynamalıyız, çok daha fazla mücadele etmeliyiz. Zaten bu mücadeleyi gören G.Saraylılar da netice ne olursa olsun hiçbir şeye üzülmeyeceklerdir, ondan eminim. Çünkü o zaman belli olacak ki, bir takım geliyor. Hiçbir komple iyi takımın yaratılması kolay olmuyor. Ama 14 puan fark böyle devam ederse tabii zor oluyor. Çünkü size en çok yardım edecek şey netice. Neticenin olması için de sahada mücadele olması gerekiyor."

*Canınızı sıkmak istemem ama ya olmazsa? İşler yine düzelmezse ne yapmayı düşünüyorsunuz?

"Yooo, canım sıkılmaz. "Top oynayana gelir", bunu biliyorum. "Çok talihsizdik", "Burada hakem bizi yaktı", "Top direğe çarptı." Tabii ben böyle şeyler kullanmıyorum. Onun için olmazsa eğer, bizim G.Saraylılar'a zaten herşeyi olduğu gibi söyleme gibi bir borcumuz var. Olmazsa, "Olmuyor kardeşim" derim. Onun için bu benim canımı sıkmaz. Bahane üreten adam değilim. Yoksa sığınacağım çok şey var. Futbol dünyasına bakarsanız, hem de biraz da zekiyseniz, üretemeyeceğiniz bahane yok.

Topu başkalarına atar, kendinizi sıyırmaya çalışırsınız. Hiç böyle bir huyum olmadı. Yapmadığım şeyleri bile üstlendim bazen. Dolayısıyla onu da çok açık ve net söylerim: Olmadı Uğraştık, didindik, çalıştık, olmadı." Ve gereğini de yaparım."

*Bir transfer sorunu yaşıyor G.Saray. Epeyce oyuncu aldınız ama çoğu takıma uymadı. Transfer politikasının sorumlusu kim?

"Suçlu mu arıyorsunuz?"

*Hayır, bir cevap arıyorum.

"G.Saray futbol takımının... Bir türlü anlatamıyoruz.....Gerçi bizim dışımızda bazı arkadaşlar anlatıyor da... Tabii söylenenlere inanmayı tercih etmemek de karşıdakilerin problemi artık. Şimdi, transferi seyredersiniz, beğenirsiniz ve alırsınız. Hiçbir transferin garantisi yok. Geçmişte belki de %100'e yakın bir isabetle gittik. Bazen çok önemli yıldızlar bile takıma intibak edemez. Bunların hepsi, ligdeki kötü gidişle ilgili. Buna rağmen şampiyon olsaydık, bütün oyuncular aslan gibi yerli yerine oturmuş olurdu. Aynı oyuncular, kötü gidişten dolayı eleştiriliyorlar. Tabii ki bazı oyuncuları deneyeceğim, beğenmezsem göndereceğim."

*Ama mesela Felipe için "Hagi'nin yerine yeni 10 numara" da demiştiniz. Ya da Pinto'yu çok övmüştünüz. Bazı şanssızlıklar vardır ama bazılarında da başka hatalar var...

"Ne hata olabilir?"

*Bunu siz bilirsiniz ama oyuncu seçiminde hatalar olduğu gözüküyor.

"Felipe'nin sezona başladığı zamandaki performansının sürmesini istedik. Ama o arkadaşımız gün geçtikçe yürüyerek oynamayı, başka türlü oynayamayacağını düşündü. Takımın içinde aklı, başka şeylerde oldu. O zaman biz de ilişkisini kestik. Neyin araştırması içindesiniz, merak ediyorum. Biz çok büyük, çok önemli oyuncuları oynattık. Hem de oynatılması mümkün olmayanları... Onun için ilişkide herhangi bir arıza yok. Tabii ki insanları kazanmak için uğraşmak lazım. Yoksa kaybetmek çok kolay. Ama o değişmeyince, siz değiştirmek zorunda kalıyorsunuz."

*Neye göre alıyorsunuz oyuncuları?

"25 oyuncu almışız. Bunun 17'sini sıfır bonservise almışız. Sıfır. Bana bir ekonomik maliyeti yok. Bunu alıp deneyeceğim, kullanacağım. İyi çıkarsa sıfır maliyetli bir oyuncunun G.Saray'a uzun yıllar hizmeti sözkonusu. Bu bir deneme. Kulübüme ne kazandırabilirim, buradaki asıl gayem o. Olmazsa bir kaybım yok veya çok küçük bir kaybım var. Bu denemeye değmez mi? O zaman çok fazla transfer yaptık, çok fazla geldi, çok fazla gitti oluyor işte.

Transfer, bir bütündür. Yönetim rakamına bakar, uygun gelir, gelmez... Sonra da "evet" veya hayır" denir. Burada tabii ki teknik kararı ben veriyorum. Yöneticilere de uygun gelirse alınır. Ancak o oyuncu iyi çıkmayabilir. Maalesef buna alışkın değiliz. Para verip de aldığımız oldu, tabii. Bonservis paraları Fatih Terim'in harcattığı paralardır."

*Futbolcuya ödenen yıllık ücretleri harcanan toplam parada saymıyor musunuz?

"Futbolcu para ödenmeden mi oynayacak? Genelde buna bakılmaz. Önce bonservislere bakılır. Onları almanız için ödettiğiniz para, harcattığınız paradır."

*Sadece bonservis paraları 12 milyon $...

"Buna Mondragon da dahil. 4 milyon $'a yakın Mondragon'a verdik. Bu, transfer kabul edilmemeli. Şartların bizi getirdiği noktada hareket ettik. Tabii ki bazı yanlışlıklar olacak. Bir liste yaparsınız, "bam, bam, bam" diye en iyileri alabiliyorsanız mesele yok. Türkiye'de hiçbir takımın bu şansı yok. Kulüp için en iyisini, en ucuzunu en ekonomiğini, en faydalı olanını almaya çalışıyoruz. Bunlarda da yanılmış olabilirim."

*Küçük takımların çok ucuza iyi oyuncular alabildiklerini görüyoruz. Eskiden G.Saray da bunu yapardı. Şimdi neden olmuyor?

"Onların belirli bir zamana ihtiyacı vardır, birdenbire büyük takımlarda ne yapacağını bilemezler. Riski daha büyük bir tercihtir bu. Onların bir zaman ihtiyacı var. O süreç içerisinde adapte olmaları lazım. Genç takımdan gelenlerde bu sorun yok. G.Saraylılığın ne olduğunu zaten ders olarak veriyoruz. Çıkarken hazır çıkıyorlar. Bunları çoğaltmak zorundayız. İnanılmaz rakamlarla, inanılmaz oyuncular alamayacağımıza göre...

G.Saray birkaç sene daha iyi gitse, zaten 3-4 sene sonra 15 sene yetecek kaynak bulur. Öyle bir 12-14, 14-16 yaş takımı var ki... Yani birkaç seneye ihtiyaçları var. Öyle futbolcular var ki, yeteneklerini anlamak kabil değil. Bir tanesini değil, blok halinde alırsınız. Üzerlerinde titizlikle duruyoruz. Ama G.Saray hiçbir zaman beklemez. Bu bekleme süresini de en başarılı şekilde geçirmeliyiz. O basan devam ederken, buradan almanız kolay olacak. Zaten kurtuluş da bu.

Biz de bu tip genç yetenekleri yavaş yavaş takıma katıyoruz. Şimdi Sabri'yi biz kaça satarız? Sabri burada elimizde duruyordu. UEFA şampiyonu olduğumuzda da söylemiştim, ekonomik açıdan güçlü değilseniz, gidişatınız ne kadar iyi olursa olsun, bir gün tökezlersiniz. Ama kurum olarak ekonomik açıdan güçlüyseniz, her zaman başarıyı yakalama şansınız var demektir."

Röportaj: Sanem Altan/Vatan Gazetesi



Webaslan mobil uygulamasıyla spor haberlerine herkesten önce ulaşmak için tıklayın
  Ana Sayfaya Dön
Webaslan Anasayfasına Dön