Galatasaray'ın yeni transferi Felipe Melo, ayağının tozuyla katıldığı idman sonrası açıklamalarda bulundu. İşte Melo'nun sarı-kırmızılılara gelme sebebi...
Galatasaray'ın İtalya'nın Juventus Kulübü'nden kiralık olarak transfer ettiği savunmaya dönük orta saha oyuncusu Felipe Melo, sarı-kırmızılı taraftarların kendisine gösterdiği ilgiden çok memnun kaldığını ve burada sergileyeceği performansın kendisine Brezilya Milli Takımı'nın kapılarına yeniden açacağına inandığını belirterek, ''Galatasaray'a gelmem Tanrı'nın bir lutfu'' dedi.
Transferi açıklandıktan sonra Galatasaray'ın Almanya'da sürdürdüğü kampa katılan Felipe Melo, Galatasaray Tv'ye açıklamalarda bulundu.
"ŞAMPİYONLUK YAŞAMAK İSTİYORUM"
"GALATASARAY'A GELMEM TANRI'NIN BİR LÜTFU"
"YÜZDE 100 OLMASA DA HAZIR OLDUĞUMU SÖYLEYEBİLİRİM"
"G.SARAY'A GELME AMACIM..."
"TARAFTARLAR BANA 'PİTBULL' DİYEBİLİR"
Galatasaray ailesine katıldın. Yeni bir ortam, yeni bir heyecan senin için. Hemen transferinle ilgili ilk duygu ve düşüncelerini alalım.Galatasaray Ailesi’ne, Galatasaray gibi büyük bir kulübe katıldığım için çok mutluyum. Çünkü buraya gelmeden önce zaten Galatasaray’ı tanıyordum. Ayrıca Elano ile konuştum. Elano çok yakın bir arkadaşım ve onunla telefon konuşması yaptım. Ondan da Galatasaray ile ilgili çok olumlu yorumlar aldım. Taraftarlarıyla ilgili bilgim var. Galatasaray taraftarı da Brezilya’daki taraftar gibi, Flamengo taraftarı gibi. Böyle bir aileye katıldığım için çok mutluyum.
Transfer süreci nasıl gelişti. Galatasaray’ı seçmende ne gibi etkenler rol oynadı?
Galatasaray’a transferimle ilgili olarak öncelikle yöneticilere teşekkür etmek istiyorum. Benimle çok ilgilendiler. Ne kadar iyi bir futbolcu olduğumu, önemli bir isim olduğumu bana hissettirdiler. Bu çok önemli bir unsurdu. Onun dışında Taffarel ile konuştum. Taffarel’den hem ülke hakkında hem takım hakkında hem de İstanbul hakkında çok olumlu yorumlar aldım. Dürüst olmam gerekirse Avrupa’nın diğer büyük kulüplerinden de teklif aldım ama dediğim sebepler bir araya geldi ve şampiyonluk yaşamak istediğim için Galatasaray gibi büyük bir camiayı seçtim. Çünkü benim kariyer anlamında en büyük hedeflerimden biri Brezilya Milli Takımı’na tekrar seçilmekti. Dolayısıyla Galatasaray’da şampiyonluk yaşadığım zaman bu hedefime ulaşacağımı düşünüyorum.
Zannediyorum transfer sürecinde Taffarel’in yanı sıra teknik direktör Fatih Terim’le de görüştün. Onlarla ne konuştun?Galatasaray’ı seçmemde tabii ki bazı sebepler var. Demin de söylediğim gibi Taffarel ile yaptığımız konuşma ki çok olumlu yorumlar aldım. Onun haricinde Fenerbahçe’de oynayan benim de tanıdığım birçok Brezilyalı var. Galatasaray ve Fenerbahçe arasındaki derbinin nasıl önemli bir rekabet olduğunu biliyorum. Bu da benim sevdiğim bir şey. Bu tip derbileri İtalya’da da oynuyordum. Galatasaray’a gelmemdeki en büyük faktörlerden biri hem kulübün büyüklüğü hem bu derbi atmosferini yaşamak. Bunlar bir araya geldi. Ayrıca Fatih Terim ile konuştum. Onun büyük bir isim olduğunu anlatmaya gerek yok zaten. Onun da söylediği olumlu sözlerle birlikte Galatasaray’a transferim gerçekleşti.
Madem kimlerle görüştüğünden bahsediyoruz o zaman daha önce Gremio’da birlikte oynadığın ve Galatasaray forması giymiş Fabio Pinto ile Christian ile görüşme şansın oldu mu?Saydığınız isimlerle konuşma fırsatım olmadı. Galatasaray’da oynamış Elano ile görüştüm. Burasıyla ilgili olarak hep pozitif ve olumlu yorumlar aldım. Onun için Galatasaray’ı seçtim.
Juventus’a bir orta saha oyuncusu için ödenebilecek en yüksek rakamlardan biriyle, 25 milyon Euro serbest kalma bedeliyle transfer oldun. Bu rakam o sezon için üzerinde baskı yarattı mı acaba?Tabii ki Juventus çok büyük bir kulüp, çok büyük bir camia ve baskı oluyor ama ben bu tip baskılara zaten alışığım. Daha önce de büyük kulüplerde oynadım. Brezilya’da büyük kulüplerde oynadım. Brezilya Milli Takımı’nda oynadım. Hepsinin üzerinde milli takımda da oynamış bir futbolcu olduğum için bu tip baskıları yaşadım ama bu unsunların sizi çok etkilememesi lazım. Juventus’ta çok büyük bir camiaydı ama çok da baskı hissetmedim.
Juventus’taki ilk sezonunda en büyük hayal kırıklığı yaratan oyuncu ilan edildin. Aslında Juventus da o sezon 7. oldu. Bu konuda haksız eleştiriye uğradığını düşünüyor musun acaba?Juventus kulübüyle iki sezon geçirdim ancak dediğiniz gibi ilk sezon çok başarılı olamadık ama bu bireysel değildi sonuçta bir takımdık. Bu başarısızlığı sadece bireysel anlamda değerlendirmemek lazım çünkü takım halinde oynadığımız oyun sonucunda öyle bir sonuç geldi. Ayrıca beni Juventus’ta tutmak istiyorlardı ve takımda kalmamı istiyorlardı ama ben yeni bir serüven, yeni bir takım istedim. Bu takım da Galatasaray olunca işler değişti. O yüzden burayı seçme kararı aldım.
Özellikle Fiorentina’daki başarından sonra milli takımının değişmez isimlerinden biri durumuna geldin. 2010 Dünya Kupası’ndaki Hollanda maçına çok iyi başladın ve bir asist yaptın ancak kendi kalene attığın bir gol ve ardından gelen kırmızı kart… Maçtan sonra da oldukça eleştiri aldın çünkü Brezilya o maç sonucunda elenmişti. Sanki o maçtan sonra Brezilya Milli Takım’ı yolu biraz sıkıntıya girdi gibi. Bu konuda ne düşünüyorsun?Sonuçta orta sahada oynuyorum bu yüzden özellikle bu tip maçlarda çok kaliteli oyunculara karşı oynuyorsunuz. Kırmızı kart da bunu bir parçası ve bunu çok büyütmemek gerekir diye düşünüyorum. O dünya kupası bittiğinde en iyi orta sahalardan biri de seçildim ve daha sonra milli takım teknik direktörümüz, milli takım yolu kimseye kapanmaz tarzında bir yorum yapmıştı. Benim Galatasaray’a gelme amaçlarımdan en büyüğü tekrar o milli takıma geri dönebilmek çünkü Galatasaray’da önemli başarılara imza attığım zaman, şampiyonluk yaşadığım zaman tekrardan Brezilya Milli Takımı’nda oynayabileceğimi düşünüyorum.
Baktığımız zaman sezon başına 35 maçtan aşağı oynamıyorsun. İstikrarlı bir performansın da var ama özellikle İtalyan basını Brezilya Milli Takım’ı ve Juventus’taki performansınla sana fazla yüklendi. Haksız eleştirilerin olduğunu düşünüyor mu?Juventus’ta oynadığım iki seneye baktığınız zaman altmıştan fazla maç oynadım ve hemen hepsinde ilk 11 oynadım. Benim için önemli olan buydu. Juventus gibi bir takımda oynuyorsunuz. Uzun zamandır şampiyon olamamış, başarıya aç bir takımda oynuyorsunuz. O zaman otomatikman bir baskı oluyor üzerinizde. Basından da gelen bir baskı oluyor mutlaka ve birkaç suçlu seçiliyor. Bu basının görevi ve hep yapacağı bir şey. İşleri bu onun için kesinlikle yadırgamıyorum. Juventus’ta taraftarla aramda çok iyi bir bağ vardı. Beni çok seviyorlardı. Gitmemi kesinlikle istemiyorlardı. Demin de belirttiğim gibi 2 sezonda 60-65 maç oynadım ve performansımın kötü olduğunu düşünmüyorum. Artık Galatasaray’ın formasını giyiyorum ve aynı performansı, istikrarı burada da göstermek istiyorum.
Galatasaray taraftarından bahsedelim. Galatasaray taraftarı da çok sıcakkanlı ve futbolcularına çok fazla sahip çıkan bir taraftar grubu olduğunu belirtmek istiyorum. Galatasaray taraftarı hakkında ne düşünüyorsun, onlarla da arasında özel bir bağ olacağını düşünüyor musun?Bu zamana kadar oynadığım bütün takımlarda taraftarlarla aramda özel bir bağ oldu. Taraftarlar beni hep sevmiştir. Onlara bir şeyler vermeniz gerekiyor. Göstereceğiniz performansla onlara bir şeyler vermeniz gerekiyor. Taraftar sizi desteklediği ve yanınızda olduğunuz zaman otomatikman sizin de motivasyonunuz artıyor. Onlar için ekstra şeyler yapmak istiyorsunuz. Gerekirse tekmeye kafa uzatmanız gerekiyor. Bu tip şeyler yapmak istiyorsunuz ve bu çok önemli bir şey. Galibiyetler geldiği zaman, takım kazandığı zaman mutlaka yanınızda olurlar. Ancak kaybettiğiniz zaman da yanınızda olurlarsa bu size ekstradan bir motivasyon oluyor. Daha önce de dediğim gibi şimdiye kadar oynadığım takımların hiçbirinde taraftarlarla sorun yaşamadım. Taraftar beni hep sahiplendi, sevdi ve ben de onlara hep iyi şeyler sunmaya çalıştım. Galatasaray’da da aynısını yapmak istiyorum.
İlk gözlemin neler Galatasaray taraftarı hakkında?Elano’nun ve Lincoln’un buraya geldiğinde taraftarın onları karşılamasını gördüm. İnanılmaz bir duygu ve inanılmaz bir taraftar topluluğu. Orada yaşananları görünce inanabiliyorsunuz. Böyle bir ilgiyi bekliyordum. Sonuçta İstanbul’dan kilometrelerce uzağız. Ama burada bile taraftar bizimle. Bize destek veriyorlar. Bu ilgiyi görür görmez odama geldiğimde eşimi aradım. Bu yaşadıklarımı anlattım. Ve buraya gelmem, Galatasaray’a gelmem, Tanrı’nın bir lütfu diye de nitelendirebilirim. Çünkü biraz önce de belirttiğim gibi başarılar kazanmak için geldim buraya. Bu ortamı görünce de daha motive oluyor tabii insan. Mutlaka ben de onlar için her şeyi yapacağım. Sahaya çıktığım zaman terimin son damlasına kadar oynayacağım.
Kampa bir an önce katılmak için can attığını biliyoruz. Açıklamalarından anlıyoruz ki çok ciddi bir şekilde motive olmuşsun yeni sezona…Bir futbolcu ilk önce kendisinin önemli olduğunu hissetmesi gerekiyor. Kendisinin önemli olduğunu hissettiği anda da zaten otomatikman motive oluyor. Galatasaray kulübü yöneticisinden taraftarına kadar bana gösterdikleri ilgiyle ne kadar önemli bir futbolcu olduğumu hissettirdi. Bu da beni motive etti. Belirttiğim gibi bu olayı Tanrı’nın bir lütfu olarak değerlendirmek istiyorum. Galatasaray’dayım burada başarılar yaşamak için geldim. Özellikle bu ilgiyi de gördükten sonra daha fazla motive oldum. En büyük amaçlarımdan biri olan Brezilya Milli takımına dönmenin yolunun buradan geçtiğini, elde edilecek başarılarla, düşünüyorum.
Brezilya’daki kariyerinden bahsedelim. Cruzeiro’da 2002-2003 sezonunda 37 sene sonra gelen bir şampiyonluk vardı. 100 puan, 102 gol en yakın rakip Santos’a 13 puan fark ve takımın kilit oyuncusuydun. O sezonu nasıl değerlendiriyorsun?Tabi ki çok önemli bir sezondu. Uzun süre sonra gelen şampiyonluk. Ben de o şampiyonlukta, o başarıda rol sahibi olduğum için, tabi çok mutluyum. Galatasaray’da da bunu tekrarlamak istiyorum.
O sezon efsane bir sezon geçirmiştin Cruzeiro’da ama sonraki sezon Gremio’ya transfer oldun. O transferin niçin olduğunu merak ediyorum. Çünkü efsane bir sezon geçirmiştin Cruzeiro’da.Cruzeiro’da geçirdiğim 3 önemli sezon var. Tabi ki inanılmaz tekliflerde geldi Avrupa’dan. Sonrasında zaten Gremio’da çok uzun süre kalmadım. Oraya gitmemde şöyle bir nokta var, şu an çocuklarımın annesi olan eşimle orada tanıştım. Oradan sonra da zaten çok uzun bir süre oynamadım. Oradan da direkt Avrupa’ya, İspanya’ya, Mallorca’ya geçme fırsatı yakaladım. Kısa bir geçiş oldu.
Futbolunda en çok hangi futbolcuların etkisi var? Çünkü Flamengo’da Leonardo gibi isimlerle forma giydin.Çok genç yıllarda profesyonel kariyerime başladım. 16 yaşındayken…Ve o zamandan bu zamana çok önemli oyuncularla, çok önemli yıldızlarla oynama şansı buldum. Brezilya’da Leonardo gibi, Juventus’ta Buffon gibi çok önemli yıldızlarla oynadım. Bu nedenle bir isim seçmek zor. Ama illa ki bir isim seçmem gerekiyorsa Leonardo ve Romario’yu söyleyebilirim.
Lineker oğlunun adı. Kendisi yıldız bir İngiliz oyuncusunu adı aynı zamanda. Neden oğlunun ismini Lineker koydun acaba?Küçükken kardeşim olduğunda babam koydu bu ismi. Ama tamamiyle isme karşı olan bir sempatiden. Sonra da ilerleyen yıllarda da ben de kendi oğlumun ismini, babam da bu ismi sevdiğinden öyle koyma kararı verdim.
UEFA şampiyonluğundan bahsedelim. Kalede Taffarel vardı. Teknik direktör Fatih Terim’di. Galatasaray UEFA şampiyonu olduğu, Kopenhag’daki o final mücadelesini seyrettin mi?O maçı seyretme şansım olmadı ama ondan sonra o maçın videosunu seyretme şansım oldu.Galatasaray gibi büyük bir takımın oynadığı bütün turnuvalarda hedefinin şampiyonluk olması lazım. Benim buraya gelme amaçlarımdan en büyüğü de bu zaten. Galatasaray gibi büyük bir camiada şampiyonluklar yaşamak. Umarım daha önce yaşanan başarıları tekrar etme şansımız olur.
Teknik direktör Fatih Terim ile ortak bir noktaları da var. Kendisi Fiorentina’da forma giydi. Fatih Terim de Fiorentina’yı çalıştırdı ve Floransa halkının asla unutamayacağı bir teknik adam oldu. Aynı zamanda Fiorentina taraftarının unutmayacağı bir isim tabi ki. Neler söylemek istersin bu konuda?Evet, tabi ki ortak noktamız bu. İkimiz de Fiorentina’da görev aldık. Onun da mutlaka hem taraftar ile ilişkileri hem orada bıraktığı izlenim çok büyük. Aynı şekilde benim de orada bıraktığım iz çok büyük. Tekrardan yollar kesişti Galatasaray’da. Umarım burada güzel şeyler yaparız beraber.
Türk futbol tarihinin ve Avrupa’nın da sayılı teknik adamlarından biri Fatih Terim. Buraya gelmesinde transferinde etkisi nasıl oldu?Tabii ki Galatasaray’a gelmemde Fatih Terim’in çok büyük bir etkisi oldu. Mutlaka bana gösterilen ilginin, yöneticiler ve diğer kişilerin de etkisi oldu ama en büyük pay Fatih Terim’in burada olması. Çünkü büyük bir takımın çok büyük bir teknik direktöre sahip olması gerekiyor. Büyük bir mantaliteye sahip olan bir teknik direktörüm takımın başında olması gerekiyor. Çünkü küçük şeyler düşünen bir teknik direktörle başarılar gelmez. Ama Fatih Terim zaten çok büyük başarılara sahip olan bir isim. Dünya çapında tanınan bir isim. Bu nedenle onun burada olması beni pozitif anlamda etkiledi. En büyük etkenlerden biri diye nitelendirebilirim.
Brezilya’nın futbol stili daha çok tekniğin ve zarafetin önde olduğu bir ekol. İtalya Ligi ise daha çok sertliğin ön planda olduğu ve Avrupa’nın en sert liglerinden bir tanesi. Bu anlamda neler söylersin, İtalya Ligi’nde 3 sezon forma giydin. Biraz sert yönüne katkı yaptığını düşünüyor mu?
Daha önce oynadığım ligler daha çok tekniğe dayalıydı. Brezilya’dan sonra İspanya’ya gidiyorsunuz yine aynı tarz mevcut. İtalya’ya gittiğinizde fizik daha çok ön plana çıkabiliyor. Ama kendi futbol karakterimi değerlendirdiğim zaman, hem teknik anlamda iyi oynayabilen hem de güçlü bir oyuncu olduğumu düşünüyorum. O nedenle ne İspanya’ya gittiğimde ne de daha sonra İtalya’ya gittiğimde zorluk ve sıkıntı çekmedim. Hem teknik hem de fizik anlamında kendime güveniyorum tabi ki. Zaten İtalya’da da iyi bir iş yaptım ki, Fiorentina’dan Juventus’a 25 milyon Euro gibi çok büyük bir transfer bedeliyle geldim. Şimdi de Galatasaray’dayım. Oradaki tecrübelerimi en iyi şekilde buraya yansıtıp burada iyi şeyler yapmak istiyorum.
Oyunun iki yönünde de gayet başarılı bir oyuncusun, hem defansif, hem de ofansif olarak. Hangi yönde kendini daha iyi buluyorsun?Hem teknik anlamda hem de fiziksel anlamda, mücadele anlamında kendime güvenen bir oyuncuyum. Zaten geçen sene Juventus’ta oynadığım maç sayısı da ortada. Sadece 7 maç sakatlıktan dolayı oynamadım, onda da takımın puan kayıpları var. o yüzden oynadığım zaman hem iyi defans yapabilen, topu kazandığım zaman da topu oyuna sokmayı bilen bir oyuncuyum. Ofansif de, defansif de takıma iyi bir şekilde katkıda bulunacağımı düşünüyorum.
Uzun bir yoldan gelmene rağmen antrenmana dahil oldun. Takım arkadaşlarınla tanıştın, ortamı nasıl değerlendiriyorsun? Takım arkadaşlarınla da konuştun. Sanırım Ujfalusi’yle biraz uzun bir sohbetin oldu. Nasıl buldun buradaki ortamı?Fiziki olarak kendimi iyi hissediyorum. Juventus’un hazırlık kampına katıldım, sadece 3 gündür çalışmalarıma ayrı olarak devam ediyorum. Biraz uzun bir yoldan geldim, o yüzden biraz yorgunum. İlk antrenmanımda kısa bir koşu yaptım. Takım arkadaşlarımla tanışma fırsatı buldum. Hepsi beni çok iyi karşıladı ama, Ujfalusi’yle biraz daha fazla konuşma fırsatı buldum. Çünkü kendisi hem İtalyanca, hem İspanyolca’yı iyi konuşabilen bir oyuncu. O yüzden ben de bu iki dile hakim olduğum için onunla daha fazla konuşma fırsatı buldum.
Kaç numaralı formayı giyeceksin, belli mi şu anda?4 numaralı forma. Kesinlikle katı kurallarım yok bu konuda ama 4 numaralı formayı giymek isterim. Çünkü daha önce Almeria’da oynadığım zaman 4 numaralı formayı giyiyordum, iyi bir sezon geçirmiştim. Juventus’ta da aynı şekilde, orada da iyi sezonlar geçirdiğimi düşünüyorum. O yüzden burada bu formayı giymek isterim. 4 numaralı formanın boşta olması güzel. Çok takıntılı değilim bu konuda ama 4 numaralı formayı da seviyorum. Taraftarlarımız da gidip 4 numaralı formayı satın alabilirler. İlk oynayacağım maçtan itibaren o formayı hak ettiğimi, o forma için neler yapabileceğimi göstermek istiyorum.
Kişisel yaşantın hakkında bilgiler verebilir misin?Genelde futbola odaklanmış bir hayatım olduğunu söyleyebilirim ama eşime de zaman ayırıyorum. Bazı futbolcular futbolun dışında çok fazla maç seyretmezler veya futbolla çok fazla haşır neşir olmayabilirler, ama ben öyle değilim. 7 gün 24 saat futbolla beraberim. Ailem hakkında bilgi vereyim. Üç çocuğum, iki oğlum, bir de kızım var. Özellikle erkek çocuklarımdan dolayı Play Station oynamayı seviyorum. Onlar da sevdiği için genelde böyle vakit geçiriyoruz. Çocuklarımla aramda çok güzel bir rekabet var Play Station’da. Futbol seyretmeyi seven bir insanım ama aynı zamanda eşime de gereken ilgiyi gösteren bir insan olarak değerlendirebilirim kendimi.
Şu ana kadar kariyerinde en mutlu olduğun an nedir?Almeria’dan Fiorentina’ya transferimi söyleyebilirim. Almeria küçük bir kulüp ve oradan Seria A’ya, Fİorentina gibi önemli bir takıma gitmek güzeldi. Juventus’a gerçekleşen transferim de beni çok mutlu etmişti. Kulübün tarihine baktığınızda bir Brezilyalı oyuncuya ödenen en yüksek transfer bedeliyle oraya gittim. O yüzden Juventus’a gidişimi de sayabiliriz. Milli takıma çağrıldığım zaman da beni mutlu etmişti. Şu anda Galatasaray’dayım. Kariyerimde en mutlu olduğum anlardan birini de buraya transferim olarak değerlendirebilirim. Çünkü camianın, takımın ilerleyen dönemler için planlarını gördüm. Bana anlatılanlar, burada ne kadar önemli projelerin olduğunu gösterdi. Benim için Brezilya Milli Takımı’na dönmek için Galatasaray’ın çok önemli bir şans olduğunu düşünüyorum.
Kariyerindeki en büyük üzüntüyü yaşadığın an?Dünya kupası yarı finalini değerlendirebilirim. Kaybettiğimiz maçı. İyi başladığımız bir maçtı. İlk yarıda bulduğumuz pozisyonlarla 2-0, 3-0 öne geçebilirdik. O başarıyı hak eden bir takımımız vardı. çok istediğimiz bir başarıydı. Ama olmadı. En mutsuz olduğum, beni en çok üzen anların o anlar olduğunu söyleyebilirim. Her yenilgiden bir şey çıkartmanız gerekiyor. Ben de o mağlubiyetten gereken dersleri aldım. Kariyerimdeki en üzüldüğüm an olarak onu değerlendirebilirim.
Pazar günü Inter maçı var, bu maçta oynayabilecek durumda mısın?Juventus’la hazırlık kampı geçirdim, hazırlık maçları da yaptım. Fizik olarak %100 olmasa da hazır olduğumu söyleyebilirim. Inter önemli bir rakip. Galatasaray formasıyla, takım arkadaşlarımla antrenmanlara çıkmam gerek. Teknik anlamda da çalışmalar yapmam, fizik anlamında da %100 hazır olmadığım için belki sakatlık anlamında sıkıntı olabilir. Oynamak isterim ama Inter maçını kendim için oynamak adına biraz erken olarak nitelendiriyorum.
Galatasaray taraftarına mesajını alabilir miyiz?Taraftarlarımızın bana gösterdiği ilgiden çok etkilendim. İstanbul’dan, Türkiye’den çok uzağız. Buna rağmen yine çok önemli bir taraftar topluluğu var. İstanbul’daki taraftarlarımız hakkında bilgi sahibi olmam için burada gördüğüm ilgi bana yardımcı oldu. Mutlaka her zaman benim yanımda olmalarını, beni desteklemelerini istiyorum. Bundan dolayı da hiçbir zaman pişman olmayacaklar çünkü o formayı giydiğim, sahaya çıktığım andan itibaren hem tekniğim hem de fiziğimle elimden gelenin tamamını vererek son dakikaya kadar koşup, mücadele ederek, onlara ilk sezonumda bir şampiyonluk yaşatmak istiyorum. O yüzden her zaman bizimle, takımla beraber olarak desteklerini esirgememelerini istiyorum.
Lakabın nedir?Pitbull. Sonuna kadar koşarım, mücadele ederim, rakibi ısırırım.
Webaslan mobil uygulamasıyla spor haberlerine herkesten önce ulaşmak için tıklayın
Yorumları okumak veya yazmak için üye girişi yapmanız gerekmektedir.