Önceki Haber Sonraki Haber

Sebastian Johansson: "Soyunma odasında şike konuşulduğunu duydum"

Bir dönem Malatyaspor forması giyen isveçli orta saha Sebastian Johansson, Türkiye günlerine dair olay yaratacak açıklamalarda bulundu.

17/05/2020 Pazar

2005-2007 yılları arasında Malatyaspor forması giyen Sebastian Johansson, Türkiye'de oynadığı dönemle ilgili açıklamalarda bulundu. 

İşte olay yaratacak o açıklamalar; 

GARİP BİR RİTÜELİMİZ VARDI

"Sahamızdaki maçlardan önce garip bir ritüelimiz vardı. Otobüsle stadyuma geldiğimizde, bir kasap her zaman orada olurdu. Yanında bir koyunla beraber bizi beklerdi. Biz otobüsten inerken, kasap koyunu kurban ederdi."

ALNIMIZA KAN SÜRERDİK

"Sonra bütün oyuncular elini koyunun kanına batırırdı ve o kanı alnımıza sürerdik. Güç ve şans getirebilirdi, o yüzden ben de diğerlerini takip edip bunu yaptım. Ritüelimiz tamamlandıktan sonra, kasap etleri ihtiyacı olanlara dağıtırdı. Etin fakirlere verildiğini öğrendiğimde yine de iyi hissettirmişti."

TÜRK MENAJERİN ARADIĞINI SÖYLEDİ

"2005 yılı yazında Malatya'ya geldim. Malatya, Irak ve Suriye'ye yakın bir şehir ve bazen gerçekten evden çok uzakta hissettim. her şey birkaç ay öncesinde başlamıştı. Göteborg'un Sportif Direktörü Mats Persson beni aradı ve bir türk menajerden bir arama geldiğini söyledi."

O ZAMANLAR MENAJERİN ÖNEMİ YOKTU

"O zamanlar bir menajerim yoktu çünkü o zamanlar bugünkü gibi önemi olan bir iş değildi. İsveç'in batısında sadece bir menajer vardı, o da Kent Carlzon'du. Neredeyse her şey onun tekelindeydi. Türkiye konuşmaları olunca sürpriz bir şekilde beni aradı. Birkaç gün sonra da Malatyaspor'dan bir teklif olduğu ortaya çıktı."

MALATYASPOR'U HİÇ DUYMAMIŞTIM

"Malatyaspor'u hiç duymamıştım ama interneti açıp baktım. Bu benim 25 yaşında olduğum zamanlardaydı ve açıkcası biraz stres yaptım. Eğer başka bir ligde oynayacaksam tam zamanıydı. Türkler teklifi geri çekmeden acele etmek istedim."

TANIMADIĞIM BİR TÜRK YARDIM ETTİ

"İstanbul'a uçtum ancak nasıl olduysa Kent Carlzon oraya gelemedi. Birden tanımadığım insanların olduğu bir ortamda kendimi buldum. Kim olduğunu bilmediğim biri bana yardımcı oluyordu. Bu kişi Kent'le mi yoksa Malatyasapor'la mı çalışıyordu? Hiçbir şey anlamadım. Tek bildiğim o kişinin Türk olduğuydu."

KENDİMİ GÖRÜŞMELERİN ORTASINDA BULDUM

"Uçağa oturduk ve tek düşüncem sadece aşağı inip kulübü tanımak ve ne olduğunu görmekti ama görünüşe göre başkalarının farklı düşünceleri vardı. Birden bire kendimi tıbbi muayenelerin ve sözleşme görüşmelerinin ortasında buldum. İstanbul'dan Malatya'ya nerdeyse 1 saatte geldik ve neredeyse hiç duymadığım şehir baya büyük bir şehirdi. Kesinlikle Göteborg'dan daha büyüktü."

BENİ ZİYA DOĞAN GETİRDİ

"Oraya geldiğimde Türk teknik direktör Ziya Doğan, İskandinavya'da bir süre kalmıştı. Malatyaspor'da bunu bildiği için ona danışmış ve o da defansif orta saha olarak beni önerdi. Ardından Ziya Doğan da Malatyaspor'a geldi."

SİZİN YÜZÜNÜZDEN KAYBEDİYORUZ

"Ancak işler iyi gitmedi ve 10 hafta sonunda sadece puanımız vardı ve son sıradaydık. Bİr maçtan sonra Kaptan Mert Korkmaz soyunma odasına girdi ve; "Takımdaki yabancılar berbat, hepiniz diğer takımlardaki yabancılardan daha berbatsınız. Bu yüzden kaybediyoruz" dedi."

YANLARINDA OYUNCULARINI GÖTÜRÜYORLAR

"İlk yarının sonu geldiğinde, küme düşme hattının üzerine çıktık ama bir şekilde Türk futbolunun her yanını deneyimledim. Dünyanın her yerinde olduğu gibi Türkiye'de de teknik direktörler aynı oyuncularla farklı yerlerde çalışır. Türkiye'de teknik direktörler sadece kendilerinin olduğunu düşündüğüü oyunucularla çalışır ve her yere onlarla giderler. Her teknik direktörün, kulüpten kulübe beraber gittikleri oyuncuları var. Türkler bile, farklı teknik direktörlerle oyuncular için baba-oğul ilişkisi olduğunu konuşuyor."

BEŞİKTAŞ VE F.BAHÇE DEPLASMANLARINI UNUTAMAM

"Ligde 2. yarı başladığında özgüven kazanmaya başlamıştım ancak işler kötüye gitmeye devam etti ve Ziya Doğan'la yollar ayrıldı. Ümit Kayıhan adında bir teknik direktör geldi ve ilk 11'deki yerimi kaybettim. Yine de Beşiktaş ve Fenerbahçe deplasmanlarda oynama şansı buldum. Onların stadında oynamak hayatım boyunca unutmayacağım bir şeydi. İsveç'teki büyük maçlara göre çok farklıydı."

OLMASI GEREKTİĞİ GİBİ ÜZÜLMEDİK

"Kötü gidişe rağmen son ana kadar gelebildik. Fakat Gaziantepspor'a karşı 1-0 kaybettik. Durum biraz garipti çünkü yenilgiye reaksiyon düşündüğümden azdı. Maçın ne kadar önemli olduğunu şimdi düşündüğümde olmamız gerektiği gibi üzgün değildik. Ben bunları kenarda izlediğim için benim için sinir bozucuydu."

SOYUNMA ODASINDA ŞİKE KONUŞULDUĞUNU DUYDUM

"Daha sonra bu maçın şikeli olduğu iddiası da geldi. Söylenene göre suçlananlar bizim takımımızdaki Çek oyunculardı. Zdeněk Šenkeřík, muhtemelen takımdaki en iyi arkadaşımdı. Benim için onun böyle bir olayın içinde olması imkansız. Ancak soyunma odasında şike hakkında konuşulduğunu duydum. Soyunma odasında bu durum çok konuşuluyordu. Diğer oyuncuların dediklerini dinledim, maçların nasıl sonuçlanacağını bildikleri yönünde konuşmalar yapıyorlardı."

İSVEÇ LİGİ'NDEN İKİ KAT FAZLA KAZANIYORDUM

"Küme düşmüş olsak da 2. yılım her açıdan daha iyiydi. Malatya'da hayata alışmıştım. Üstelik maaşım İsveç Ligi'nde aldığım maaşın iki katıydı. Bunun yanında iyi yemekler, araba ve konaklama çok iyiydi."



Webaslan mobil uygulamasıyla spor haberlerine herkesten önce ulaşmak için tıklayın
  Ana Sayfaya Dön
Webaslan Anasayfasına Dön