Önceki Haber Sonraki Haber

Mehmet Cansun'dan yönetime eleştiri! G.Saray..

Galatasarayımız'ın efsane başkanlarından Mehmet Cansun önemli açıklamalarda bulunarak, Aysal yönetimine eleştirilerde bulundu.

11/04/2014 Cuma Habertürk

Galatasarayımız'ın efsane başkanlarından Mehmet Cansun önemli açıklamalarda bulundu.

Mehmet Cansun'da Faruk Süren gibi Galatasaray'da reform zamanının geldiğine işaret ediyor, kulübe üyelik konusunda her Galatasaraylı'nın önünün açılması gerektiğini söylüyor.

Ünal Aysal'ı ve Mancini'yi başarılı buluyor musunuz?

"Biz yıllarca Şampiyonlar Ligi'nde yoktuk. Bu takım iki lig şampiyonluğunun yanında Şampiyonlar Ligi'nde de derece yaptı. Hiç olmazsa takım oralarda kendini gösterdi. Mancini'ye bir şey diyemeyeceğim. 6. haftadan sonra geldi. 10-12 haftada bir antrenörün takımı oturtması, bambaşka futbol oynatması çok zor. Ona bir yıl daha kredi tanınması kanaatindeyim.

Burası Abramowich'in Chelsea'si değil. Berlusconi'nin Milan'ı, Moratti'nin Inter'i değil. Bizim sahibimiz Pirelli değil, Agnelli ailesi değil. Ünal Aysal zor olanı yapmak istiyor. Bir Avrupalı gibi Galatasaray'ı müessese haline getirmek istiyor. Ben Galatasaray'ın müessese olmasına karşı olmayanlardan biriyim. Ben de istiyorum ama müessese olabilmek için önce dernekle şirketin bağlantısını kesmek lazım. Veya o bağlantıyı çok iyi kanalize etmek lazım.

Yurt dışında şirket olan kulüplere baktığımızda hep bir sahibi var. Yanında bir dernek yok. Seçime gitmek falan yok. Bizde 3 seneliğine göreve geliyorsunuz. Bizim bu yapıyı daha değişik bir yapıya dönüştürmemiz lazım. Sadece profesyonel adam koydum burası yürür demekle olmaz. Yürümez."

AYSAL’IN MANTIĞI DOĞRU UYGULAMASI YANLIŞ

Söz profesyonellere gelmişken... Bünyeye katılan bazı isimlerle çok kısa sürede yollar ayrıldı ve sadece 4 isme ödenen tazminat miktarı 2 milyon 800 bin lira.

“2 milyon 800 bin lira da değil sorun. ‘Niye doğru anlaşma yapmadınız?’ diyebilirsiniz ama esas olan olay şu: G.Saray Kulübü’nün bugünkü yapısı profesyonelleşmeye hazır değil. İlk önce yapıyı hazırlamak, ondan sonra profesyonelliğe geçmek lazım. Başkanın mantığı doğru, uygulaması yanlış.

Ünal Aysal, ‘Beni başkan olarak görmek istiyorsanız tüzük değişikliğine gidelim’ demeli. ‘5 kişilik yönetim ile çalışmak istiyorum’ demeli. Ankara ile devlet ile ilişkileri, yurtdışı ilişkilerini bu beş kişi takip eder ama gündelik işlere karışmaz. Gündelik işleri profesyonellerle götürür. Ben sayın başkana da söyledim bunları. ‘Bunu uygulamadan yapma’ dedim. Çünkü hır çıkacak, kavga çıkacak, dedikodu çıkacak.

Burası artık 500-600 milyon lira ciro yapan bir müessese. UEFA’nın kısıtlamaları ortada. G.Saray’ın idari açıdan gündeminde olması gereken bugünü değil yarını konuşmak. Bu kulübü bu büyüklükte nasıl tutabiliriz? Bunun planlaması yapılmalı. Çünkü Galatasaray’ın bundan sonra daha büyük sıkıntıları olacak.

Önümüzdeki 4-5 senenin Galatasaray için çok sıkıntılı geçeceği konuşuluyor. 1 milyar 152 milyon lira borçtan bahsediliyor. Durum o kadar vahim mi?
“Ben ona inanmıyorum. Neden inanmıyorum? Bildiğimden dolayı değil. Benim bildiğim şu. Biz göreve geldiğimizde kulübün 30 milyon lira borcu vardı. 30 milyon borcu olduğu için dediler ki bu kulüp battı. Çünkü geliri yoktu, bugünkü gibi. Seçime tek liste girdik. Borç yüzünden aday çıkmadı.

Adnan Polat futbol şubesinin başına geçti, ben de genel sekreter oldum. 6 ay sonra Galatasaray’ın beş kuruş borcu kalmamıştı. Gelirlerimizi artırdık. Kulüplerin, camiaların büyüklükleri nedeniyle birçok avantajları var. Ama bunu kullanabilecek ortamı hazırlamak, doğru yolu bulmak lazım. Doğru bir organizasyon olursa Galatasaray bu borcu çok rahat kapatır.”

G.SARAY HER ALLAH’IN GÜNÜ 700 BİN DOLAR BORÇLANIYOR

Gayrimenkul satışına nasıl bakıyorsunuz?

“Hiçbir dönemde uygun görmüyorum. Ama bir amaca yönelik yapılabilir. Satılabilir ama satıldığı gün oradan gelen parayla, yarınlarda Riva edecek arazinin satın alınması lazım. O Riva, alındığında ne yolu vardı ne elektriği. Allah’ın unuttuğu bir yerdi. Bugün çok değerli. Hadi diyelim kalan parayla da borcu kapattınız. Kapatsanız da ertesi sabah yine borçla başlayacaksınız güne. Bu sistem devam ettiği sürece borçlanacaksınız. Geliriyle gideri birbirini karşılamadığı sürece Galatasaray her Allah’ın günü 700 bin dolar borçlanıyor.”

Pazar günü gayrimenkul satışı için yetki vermez misiniz?

“Hayır yetki vermem değil. Bir şey anlatılması lazım. Zaten bir yetki verilmiş ama süre bitmiş. Mayıs seçimlerine göre süre verilmiş. Belki bir gayrimenkul firması ile yüzde 60’a yüzde 40 anlaşılabilir. Yetkinin tekrarlanmasında hiçbir sakınca yok. Benim beklediğim mali kongrede başkanın ve yönetimin ne düşündüğünü anlamak. Bu gidiş gidiş değil. Yönetim ne yapmayı düşünüyor ben bunu merak ediyorum.”

Pazar günü herhalde sizlere detaylı olarak anlatacaklardır tüm düşüncelerini.

“Herhalde. Veya anlatmayacaklar. ‘Biz, şu tarihe kadar kafamızdakini toplayıp getirip sizin önünüze koyacağız’ diyecekler. Dediğim gibi nedir Galatasaray’ın çıkışı, hangi gelirlerle Galatasaray yaşayabilir. Riva’yı satsanız, villa yapsanız tamamını size verseler bir futbol takımının yıllık giderini karşılayamazsınız. Katkısı olur sadece. Futbol öyle bir şey oldu. Onun için bunun çok ciddi irdelenmesi, ona göre mutabakata varılması lazım.

Başkan ‘Genel kurul ne derse o’ dedi. Seçim kararı almasını bekliyor musunuz?

“Başkan kendi iradesiyle ‘Seçime gideceğim’ der, istifa eder, o onun elindedir. Ben çıkıp da şu tarihte seçim olsun diye oylama yaptıramam. Çünkü gündem belli. Seçim kararı alırsa oturulup bakılır ama öyle bir şey beklemiyorum. Adnan Polat’ın başkanlığı dönemindeki mali kongrede olan olaylara karşıyım. Bizim geleneğimizde kendi başkanını yuhalamak yok.”

O kongre çok çirkinleşmişti. Tekrar öyle bir ortamla karşılaşabilir misiniz?

“O kongre çok çirkin oldu. İnşallah bu kez olmaz diye umut ediyorum. Bu gelenek haline gelirse Galatasaray kendi geleneğini, geleceğini kaybeder. Adnan Polat’a yapılan büyük yanlış. Hiç kimsenin orada çıkıp, bağırıp yuhalamaya hakkı yok.

Bu insanlar oraya hizmet için geliyorlar, kimse cebine bir şey koymuyor. Tabii ki itibar görmesi var, o da onların hakkı. İşini gücünü, çoluğunu çocuğunu bırakıyor. Bakın Galatasaray başkanlarına görevlerini bıraktıklarında çoğu işini kaybetmiştir. Çünkü 24 saatlerini kulübüne adamış, işini aksatmıştır.”

Bir de iade-i itibar konusu var. Bu nasıl çözümlenecek?

“İşin hukuki ve manevi kısmı var. Hukuki açıdan bakınca idari ibrasızlığın ortadan kaldırılması lazım. Bunun yapılabilmesi için de bir şekilde oylanması lazım. Geçmiş dönemi de oylamak lazım bu kongrede.”

REFORM ZAMANI GELDİ

Kaldı ki Galatasaray’ın yurt dışında da ciddi bir potansiyeli var...

“Elbette... Biz şirket kurmuşuz, bir tarafımız dernek. Dernek şirketin sahibi, büyük hissedarı. Öyle birbirine girmiş, grift olmuş bizde. Bunun numunesi yok. Bayern Münih’in 137 bin, Barcelona’nın 170 bin üyesi var. Real Madrid’in sanırım 200 bini geçti. Bu insanlar daha sezon başlarken 100, 120 milyon Euro aidat bedeli tahsil ediyorlar. Keşke o günlerde izin alıp da bunları yapabilseydik. G.Saray, o kadar ciddi bir marka ki yurt dışında Fransa Cumhurbaşkanı’nı da Alman Başbakanı’nı da üye yapmak vardı kafamda. Bu proje o ülkelerdeki tanınırlığı da ortaya çıkaracak bir projeydi. Reform zamanı geldi G.Saray’da.

Benim çocukluğumda G.Saray’a ‘iki direk arası’ denirdi. Dolmabahçe tek stattı ve üç maç aynı statta oynanırdı. G.Saray iki direğin arasında bir seyirci topluluğuydu. Tribünlerde 2-3 binden fazla G.Saraylı görmezdiniz. Az taraftarı olan, kendi çapında, kapalı, elit insanlardan oluşan bir zümreydi. Gittikçe büyüdü. Niye büyüdü? İnsanlar imrendi G.Saray’a. Bunların hepsi güzel ama dünya değişiyor. Benim derdim G.Saray’da bunların konuşulmaması. Bu fikirlerimizi hayata geçirebilseydik iddia ediyorum bugün G.Saray dünyadaki en büyük 10 kulüpten biriydi.”

DOĞRU İŞ YANLIŞ YÜRÜYOR

Bu yönetimin bu reformları gerçekleştireceğine inanıyor musunuz?

“Doğrusunu isterseniz zannetmiyorum. İlk kez pazar günü dinleyeceğiz ne programlandığını. Yoğun çaba sarfettiklerini biliyorum.”

Bu kadar yüksek gelire rağmen borçların bu derece artması yanlış uygulamalardan mı kaynaklanıyor?

“100 milyon Euro bonservis bedeli ile transfer duyduk mu biz geçmiş zamanda. Bugün duyuyoruz. İş oraya gitti. Eskiden bir Arap işadamının, bir Rus’un Fransız, İngiliz takımlarını satın alacağı aklımıza gelir miydi?

Bizde böyle olmaması için ya büyüklüğünüzden vazgeçeceksiniz ya da sistemin gereklerini yerine getireceksiniz. Ya büyüklüğüne uygun olarak bu dünya nereye gidiyorsa onların yaptığı reformları yapacaksın ya da benim bilmediğim başka bir yol varsa birileri onu önerecek. Bu işi profesyonellerin üstlenmesi gerektiğini ben de kabul ediyorum. Ama önce yapıyı kuracaksınız.”

Öyleyse Ünal Aysal doğru düşünmüş ama acele mi ediyor?

“Aynen öyle. Benim kanaatim bu yönde.”

Galatasaray’ın 25 milyon taraftarı var. Üyelik konusunda da liselilerin ayrıcalıkları mevcut. Bu anlamda ortada bir adaletsizlik var mı?
Her taraftara üyelik hakkı verilmeli mi? “Benim dönemimde görüşlerimden bir tanesi de buydu. Galatasaraylı ise niye üye olmasın? Galatasaray’a üye olan ille de başbakan mı olacak? Bu kadar büyük kulüpsen herkes üye olabilmeli.

Ben demiyorum ki herkes gelsin oy kullansın. Bölgelere böleceksin Türkiye’yi. Örneğin Karadeniz’de 100 bin üye var. 100 bin kişi kendi arasında bin kişi belirlemeli, gelip onlar oy kullanmalı. Ben bunları 2002’de söyledim. ‘Sen Galatasaray’ın şeklini şemalini bozuyorsun’ dediler. Kardeşim zaten bozulacak. Allah gökten altın yağdırmayacaksa bizim para akışını sağlayacak geliri kanalize etmemiz lazım.

Dünyaya baktığında iki türlü kulüp var. Ya patron kulübü ya da 100, 200, 300 bin üyeli kulüpler. Oralarda üyeler çok daha büyük paralar ödüyorlar. Bizde 200 lira yıllık aidat. Eğer siz Galatasaray, F.Bahçe, Beşiktaş gibi büyük kulüpseniz ki esas büyüklük o zaman belli olacak, herkese üye olma şansı tanıyacaksınız. Liselilerin ayrıcalıkları da korunabilir elbette. Diğerlerinin önü açılır ve kulüp yaşar.”



Webaslan mobil uygulamasıyla spor haberlerine herkesten önce ulaşmak için tıklayın
  Ana Sayfaya Dön
Webaslan Anasayfasına Dön