Galatasaray Başkan yardımcısı Adnan Öztürk, GS Tv'ye birbirinden önemli açıklamalar yaptı.
Galatasaray Spor Kulübü Başkan Yardımcısı Adnan Öztürk, GSTV'de canlı olarak yayınlanan "Gündem" programında gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu.
Galatasaray, Spor Toto Süper Lig'in ilk yarısının son haftasında sahasında Manisaspor'la karşı karşıya gelecek. En çok gol atan ve en az gol yiyen, 5 maçlık galibiyet serisi olan, sonuç olarak çok iyi giden bir Galatasaray var. Bugünkü hedef 6. maçı kazanarak ilk yarıyı lider kapatmak. Neler söylemek istersiniz bu karşılaşmayla ilgili?6'da 6 yapacağımıza hemen hemen eminiz. Tabi futbolda hiçbir şey kesin değil ama artık Galatasaray'da hem camia hem de taraftar olarak hepimiz eski başarılı, ümitli ve sevinçli günlere geri dönmeye başladık. Dolayısıyla birkaç zamandır olmadığı şekilde stada güvenle ve içimizde bir sevinçle geliyoruz. Bu akşam da mutlu bitecek diye düşünüyorum.
Milliyet Gazetesi'nde "Yiğit Hamleler" başlığı altında Yiğit Gökoğlan ve Yiğit İncedemir'le ilgili olarak sizin Manisaspor Kulübü Başkanı'yla bir görüşme yaptığınıza dair haber yer aldı. Ancak Galatasaray'ın resmi internet sitesinde bu konuyla ilgili bir açıklama yayımlandı. Birinci ağızdan bu konuyla ilgili neler söylemek istersiniz?Birincisi maça çıkacağınız bir takımla maçtan bir gün önce transfer görüşmesi yapmak zaten doğru değil. İkincisi Galatasaray'da her işin prosedürleri bellidir. Her zaman transfer için şunu söyledik, ki kural böyle, teknik kadromuz Fatih Hocamız hesabını kitabını yapar, bir talebi olursa Yönetim Kurulu'na bildirir. Yönetim Kurulu'nda da eğer transferle ilgili bize bir görev düşerse onu yerine getiririz. Ama benim bir başkan yardımcısı olarak bir Galatasaraylı olarak da gidip kimseye durup dururken bir transfer yapalım diye bir teklifte bulunmam söz konusu değil. Tabi haberi yapan gazeteci kardeşimiz iyi niyetli yapmıştır, hatta güzel de bir başlık atmış, Yiğit Hamleler diye ama biz de bunun doğru olmadığı açıklamak zorunda kaldık.
Zaten Galatasaray yönetimi de transfer konusunda nasıl bir duruşu olduğunu her fırsatta dile getiriyor… Bu akşam maçtan sonra ya da yarın sabahtan itibaren transferle ilgili her türlü konuşmayı yapmak hem etik hem profesyonel açıdan mümkündür. İyi niyetli yapılmış bir haber ama ne yazık ki doğru değil.
Size hazır bulmuşken şunu da sormak istiyorum. Temmuz'dan beri Türk futbolunda yaşanan bir süreç var. Galatasaray da bu süreçte duruşunu yaptığı açıklamalarla dile getirdi. Siz de zaman zaman önemli açıklamalar yaptınız. Ve Galatasaray'ın hassasiyetin dile getirdiniz kamuoyunda ve geçtiğimiz günlerde bu 58. maddenin değiştirilmeyeceği yönünde TFF Başkanı Mehmet Ali Aydınlar'ın açıklamaları oldu. Son günlerde gündemde 58. maddenin değiştirilmesi konuşuluyor. Bu konuda neler söylemek istersiniz?Şimdi biz tabi, yönetim olarak da daha yeni seçildiğimiz dönemde kendimizi Türk futbol tarihinin en karışık döneminde bulduk. Ama Galatasaraylılık duruşunu ilk günden itibaren söyledik; eleştirildiğimiz zamanlar da oldu. Hapis cezalarıyla ilgili çok net bir duruş sergiledik, insani boyutunun çok önemli olduğunu söyledik. Bunu defalarca kulüpler birliği toplantılarında dile getirdiğim için burada söylemekte hiçbir sakınca yok ki geçenlerde bir televizyon kanalına bağlandığımda da söyledim, biz hiç kimsenin hapiste yatmasından memnuniyet duymayız, rakibimiz de olsa hatta düşmanımız da olsa kimsenin hapiste yatması bizi mutlu etmez ya da kimsenin mutsuzluğu da bizi mutlu etmez. İnsani boyutta Avrupa'daki cezalar neyse Türkiye'de de aynısı olsun diye biz hatta çalışmaların içine aktif bir şekilde katıldık fakat sportif cezalar kısmına geldiği zaman ilk günden beri hep aynı şeyi söyledik. Sportif cezalar kısmında "hayır talimatname değişmeyecek" dedik. Bunu da çok açık bir lisanla aylardır kamuoyu toplantılarında dile getirdik; artık iddianamede gizlilik kalmadığı için geçenlerde bunu kamuoyu tarafından hiçbir şekilde şüpheye yer vermeyecek bir lisanla da duruşumuzu bir kez daha özetledik, dolayısıyla burada üzerine eklenecek bir şey yok. Artık modern dünyada empati yapmak lazım. Kimse burada Galatasaray fırsat kolluyor, rekabeti kötü anlamda kullanıyor demesin. Ben siz sormadan söyleyeyim; ne yazık ki Galatasaray'da da yakın bir zamanda çok çok önemli olmasa da bununla ilgili bir olay oldu. Hatırlarsınız ben Mart 2010 seçimlerinde başkan adayıydım. Adnan Polat'a karşı seçime aday olarak girmeye karar vermiştim.
Bir akşam şirkette kendi işlerimle meşgulken seçim ekibinden bir telefon geldi. Meşhur o zamanlar çok gündeme fazlasıyla düştü; basketbol takımımızda bir oyuncu Almanya'daki özel bir maçta değişik, sahte bir formayla yer aldığı için skandal olarak adlandırılan bir olay yaşandı. Seçim ekibinden arkadaşlarımız derhal bir toplantı yapılması gerektiğini belirttiler. Ben atladım gittim ve orada şöyle bir söylemde bulundum; "lütfen dedim bu konuyu burada kapatın. Ben Galatasaray camiasının ayıbı üzerine hiçbir şekilde politika yapmam. Hiçbiriniz de yapmayacaksınız. Galatasaray'ın ayıbı üzerine konuşmak hiçbirimize yakışmaz; dolayısıyla seçim sürecinde ve seçimden sonra bile benim ağzımdan böyle bir şey duymayacaksınız dedim.
O dönem içerisinde de orada bir rekabet olmasına rağmen sonuçta rakibiniz olan bir yönetimin yaptığı bu hatayı seçim kozu olarak kullanmayı düşünebilir insanlar ama Galatasaray camiasında böyle bir şeye müsaade etmedim hatta derhal sevgili Adnan Polat'ı aradım. "Başkan nasılsın" dedim; "mide spazmı geçiriyorum Adnan çok üzgünüm" dedi. Ben de kendisine "Hayır. Şu anda çok sağlam durman lazım, olmuş bir kere ama benim ağzımdan en küçük bir eleştiri duymayacaksın, tam tersine sizin çok sağlam durmanız gerektiğine inanıyorum. Bu konuyla ilgili Galatasaray camiasını yıpratmak isteyenlere izin vermemeniz lazım, bizim de vermemiz lazım hatta hiçbir kurumun Galatasaray camiasını cezalandırmadan benim fikrim basketbol takımını ikinci lige kendimizin düşürmemizdir dedim.
Nitekim de federasyon hiçbir şekilde eleştirmeyeceğimiz bir biçimde itiraz da etmediğimizi bir biçimde o dönem basketbol takımımızın o kadar çok puanını sildi ki teknik olarak düşmüş gibi sayıldı, Galatasaray camiası da buna itiraz etmedi. Ama bakın o basketbol takımı nerelerden nelere geldi. Buradan şunu özetlemek istiyorum; kimse Galatasaray fırsatçılık yapıyor demesin. Bizim fikrimiz kendi ailemizde de kendi camiamız içinde de nettir. Dışarıya karşı da böyle nettir, dolayısıyla Galatasaray camiası olarak bu konudaki fikirlerimizi bence çok net olarak ortaya koyduk. Bu konudaki duruşumuzda en ufak bir değişiklik olması da söz konusu değildir.
Ayrıca bir de son günlerde yayıncı kuruluş Digiturk'un ödemelerde zorluk çektiği söyleniyor ve dava açmayı düşündüğü de iddia ediliyor. Küme düşme olması halinde de yayıncı kuruluşun daha da büyük sıkıntılar yaşayacağını, haliyle bu sıkıntıların da kulüpleri mali açıdan çok büyük boyutlarda etkileyeceği söyleniyor. Bu konuda neler söylersiniz?Tabii ki yayıncı kuruluşa büyük saygımız var, sevgimiz var, onlar da bizim dostlarımız ama bir de takdir etmek lazım, hemen hemen Avrupa'nın futbol ekonomisinde ilerlemiş ülkelerine yakın bir miktarda futbol sektörüne yatırım yaptılar. Dolayısıyla, Türk futbol camiasının çok teşekkür etmesi lazım. Biz yönetici olarak tabii ki kimsenin zarar görmesini istemeyiz ama, iş hayatında böyle şeyler var. Yani iş hayatında her gün kar edeceğiz diye bir şey yok. Zarar ettiğimiz günler oluyor, kar ettiğimiz günler oluyor. Mühim olan her iki durumda da kurumları prensipler çerçevesinde yönetmek. Tabii ki yayıncı kuruluşun yönetimi bundan bir çıkış yolu aramakta son derece haklıdır, ben bunu daha önce de söyledim. Kendi kendimize itiraf etmemizde hiçbir sakınca yok. Daha önce sunduğumuz malın kalitesi biraz düşüktü. Tabii bu son olaylardan sonra mal da biraz ayıplı hale geldi. Ama ben şahsen, uzmanlık alanım değil, avukat değilim ama, bu olayın mahkemeye taşınacağına ihtimal vermiyorum. Eğer tabii ki, aralarında imzaladıkları kontratta eğer işte "Türkiye'de şike yapılırsa, şikeden dolayı da küme düşme olursa, işte bu tazmin edilir" diye bir madde yoksa mahkemeye gideceklerini zannetmiyorum ama yine söylüyorum; kesinlikle eleştirmiyorum. Zararlarını bir şekilde karşılamak için çeşitli hamleler yapacaktır ama bence Türk futbol camiası olarak, ki Galatasaray bunun en büyük paydası, Türk futbolunu bu durumdan nasıl çıkartırız, bunu bir fırsat olarak görüp nasıl Türk futbolunu ilerletiriz, hep beraber tartışıyor olmamız lazım. Ama ne yazık ki bu sezon da bu tartışmalarla gidecek gibi görünüyor. Ne mutlu ki Galatasaray bu tartışmaların içinde değil. Biz yine, eski başarılı günlerimizde olduğu gibi ümitle, sevinçle stadımıza geliyoruz. Taraftarımız geliyor. Ki taraftara defalarca teşekkür etmemiz lazım. İlk yarının son maçına çıkıyoruz; stadımızda bütün bir yarı sezon boyunca en küçük bir olay olmadı, en küçük bir küfür olmadı. Tam özlediğimiz şenlik havasında maçlar oynanıyor. Dolayısıyla taraftara da çok ciddi teşekkür etmemiz lazım, ki bu akşam da öyle bir şenlik havasında bir maç olacağını tahmin ediyorum.
Peki bu 58. maddeyle ilgili olarak ilk günden beri Galatasaray'ın sergilediği bir duruş var. Galatasaray'ın bu görüşüyle diğer 17 kulüpten ayrı olacağı ve bu durumda da çoğunluk kararının geçerli olacağı söyleniyor. Bu konudaki görüşlerinizi alabilir miyim?Şimdi tabiî ki bu bir meclis oylaması değil. Daha öncede söyledim, her gün de söyleyebilirim. 17'ye 1 değil, 170'e 1 kalsak ta hiç problem değil. Biz inandığımız, biz bildiğimiz, bize öğretilen bizim öğretmeye çalıştığımız Galatasaraylılık duruşunu sergilemeye devam ederiz. 17 yada 170'e 1 olmakta hiç fark etmez ama ayrıyetten ben 17'ye 1 olduğuna da inanmıyorum. Ama yine söylüyorum 17'ye 1 olsa da bizim için hiç fark etmez. Biz inandığımız, öğrendiğimiz ilkeler ve prensipler çerçevesinde davranmaya devam ederiz. Tekrar ediyorum hiçbir şekilde de bundan rahatsız olmayız.
Her branşta çok iyi giden bir Galatasaray var. Taraftarların statlara, salonlara koşarak gittiği ve seyretmek için can attığı bir Galatasaray var. Yeni yılda da bu başarıların devam etmesini istiyor taraftarlar. Siz camiaya nasıl bir yeni yıl mesajı vermek istersiniz?Tabii ki bütün Galatasaray camiasının yeni yılını buradan kutlamak istiyorum ve bütün Galatasaraylıların ki 25 milyon olduğunuzu düşünüyorum. Biz 25 milyonluk bir camiayız ve tüm camianın yeni yılını aracılığınızla kutlamak istiyorum. Galatasaray her branşta ciddi başarılara doğru koşmakta biz daha özlediğimiz, istediğimiz başarıyı elde etmiş değiliz. Çünkü Galatasaray'ın başarı skalası Avrupa çapında bir başarıdır, Dünya çapında bir başarıdır. Süratle bütün branşlarda voleybolda, basketbolda, futbolda, su sporlarında, atletizmde unuttuğum diğer branşlarda varsa Avrupa çapında dünya başarısına koşmak için bu kulübü şu anda yönetiyoruz. 2012'de kulübümüz için camiamız için inşallah çok hayırlı olacak diye düşünüyorum.
Webaslan mobil uygulamasıyla spor haberlerine herkesten önce ulaşmak için tıklayın
Yorumları okumak veya yazmak için üye girişi yapmanız gerekmektedir.