Önceki Haber Sonraki Haber

Levent Tüzemen: "Şampiyonluğun şifresi yerlilerde"

Sabah Gazetesi yazarlarından Levent Tüzemen, Galatasaray gündemine dair bir yazı kaleme aldı

16/12/2017 Cumartesi Sabah

Sabah Gazetesi yazarlarından Levent Tüzemen, Galatasaray gündemine dair bir yazı kaleme aldı

"Şampiyonluğun şifresi yerlilerde" başlıklı o yazı burada...

Galatasaray'ın son yıllarda devre aralarında aldığı transferlerde asla nokta atışı yaptığını görmedim. Duygun Yarsuvat, başkan olduğunda Galatasaray hiç transfer yapmamıştı. Ama takım içinden Yasin'i Hamza Hamzaoğlu yeni bir transfer gibi kazandı ve Galatasaray şampiyon oldu. Bu şampiyonlukta Yasin'in takıma katkısı da fazla oldu. Yarsuvat yönetiminde başkan Dursun Özbek mali işlerden sorumlu başkan yardımcısıydı. Eğer Asamoah ya da Filipe Luis alınmayacaksa Galatasaray takım içinden bazı oyuncuları kazanmalı. Kim bu oyuncular? Selçuk İnan, Yasin ve Sinan Gümüş.. Sivas Belediye ile oynanan iki kupa maçını A Spor ekranlarında yorumladım.. Gerçek şu ki; kadroda yer alan oyuncular ideal kadroyla rekabet etmeyi bırakmış.. Bu eksikliği tamamen oyunculara yüklemek hata olur. Çünkü Hamza Hoca'nın oyuncu kazanma konusunda gösterdiği çabayı maalesef İgor Tudor göstermiyor.. Tudor yabancı hoca mantığıyla, "Devre arası oyuncu alalım" diyor.. İhtiyaç varsa, bütçe uygunsa kaliteli oyuncular da bulunabilirse transfere sıcak bakılabilir. Ancak oyuncu almak için sıradan oyuncu almak yanlış olur.
Hamza hoca döneminde performansı yükselen Sinan Gümüş eğer bugün, "Mehter takımı" zihniyetinde bir görüntü veriyorsa bu tamamen oyuncuya mal edilemez. Tudor, "Müthiş sol ayağı var. Santrfor konumunda daha etkili olur" diye görüş belirttiği Sinan'ı kazanmak için oyuncusuna güven vermeli, ona inanmalı ve neler yapabileceğini hatırlatmalıdır.

Galatasaray'ın saha içinde hem bir lideri yok hem de takımı ateşleyecek "Braveheart" gibi bir oyuncusu yok. Tudor tipi teknik adamlar zaten lider olarak kendilerini görürler asla saha içinde oyunu yönetecek bir lider istemezler.

Galatasaray'ın kazandığı son üç şampiyonluğun hafıza kartları Selçuk İnan ile Muslera'dır.. Muslera'ya hata yaptığında gösterilen tolerans maalesef Selçuk İnan'a gösterilmiyor. Bence bu bir haksızlıktır. Yerli oyuncunun sinerjisi olmadan şampiyonluk isteğini ve duygusunu tamamen yabancı oyuncuların omuzlarına yüklemek büyük bir hata olur. Tudor, Selçuk İnan'ı ikinci yarı kazanmalıdır ve Fernando ile birlikte oynatmayı düşünmelidir. Selçuk-Fernando ikilisi, Galatasaray'da Melo-Selçuk ikilisinin verimliliğini yaratır. Son Akhisarspor maçında forvet arkası oynayan Ndiaye'nin sağladığı katkıyı göz önüne alırsak, Senegalli yıldızı Tudor artık Fernando'nun yanına hapsetmemelidir. Ndiaye forvet arkasında gol atma ve attırma adına müthiş verimli olur. Sportif Direktör Cenk Ergün büyük paralara aldıkları Ndiaye'nin forvete yakın oynaması konusunda Tudor'la görüşmelidir.

PSİKOLOJİK SAVAŞA HAZIR OLMAK

Galatasaray 2011 Ocak'ta açılan Türk Telekom Stadı'nda bu sezon oynadığı 7 maçı kazanırken sadece 10 kişi kaldığı Fenerbahçe maçında beraberlik aldı. Böyle bir başlangıç uzun süredir yok. Eğer Galatasaray, Göztepe maçını da kazanırsa tarihe geçen bir başarı olacak.

Önemli bir ayrıntıya dikkat çekeceğim; Galatasaray sezona fırtına gibi başlayıp ilk 8 maçta 7 galibiyet bir beraberlik alınca rakipler, "Bu başarı fikstür kolaylığı" şeklinde yarattıkları bir algıyla başarıyı küçültmeye çalıştılar. Özellikle Aykut Kocaman'ın, "Puan farkı suni" söylemi tamamen psikolojik bir çarpışmanın fitilini ateşlemekti. Galatasaraylı oyuncular da bu algılardan olumsuz etkilendi. Özellikle derbi maçlarını Tudor yönetme becerisi gösteremeyince kulübeden yardım alamayan ve derbilerin havasını bilmeyen bazı oyuncular, gereksiz bir gerilim ve sinirlilik içine girerek ya kolay kart gördüler ya da oyundan atıldılar. Hem tecrübesiz ve hem de Türkiye'deki futbol iklimini yeteri kadar tanımayan Tudor, olumsuz sonuçlar sonrasında oyuncularına, "Koruma kalkanı" olamadı. İkinci yarı psikolojik düellolar hızlanacaktır. Tudor'un bu savaşta etkinliği olacağını düşünmüyorum. Başkan Özbek, Galatasaray'ın bu düellolar karşısında dimdik ayakta kalması için mutlaka bir strateji geliştirmelidir.

GALATASARAY LABORATUVAR DEĞİLDİR

Galatasaray'ın şampiyonluğa oynadığı dönemlerde hep taraftarlar itici güç olmuştur. Bu sezon yeni kurulan Galatasaray, evdeki tüm maçlarını ortalama 40 bin seyirciye oynadı. Ligin ikinci yarısı için şimdiden yönetime ve taraftara büyük görevler düşüyor. Çünkü Kadıköy'de oynanacak Fenerbahçe derbisine kadar Galatasaray'ın yine kazanabileceği fikstür var. Ayrıca Başakşehir, Trabzonspor ve Beşiktaş Türk Telekom'a gelecek. Yönetim eğer Tudor'la yola devam edecekse Hırvat hocanın artık macera kokan sistemlere ve kadro oynamalarına izin vermemelidir. Çünkü Galatasaray, Tudor'un "Deneme, yanılma" fantezilerinin laboratuvarı değildir. Tudor'un yetersizliği ikinci yarıya damga vurmamalıdır. Taraftar kırılma noktasına getirilmemelidir. Eğer Galatasaray ligin final haftalarında liderlik koltuğunda olursa "Mayıslar bizimdir" sloganını üreten tribünlerin yaratacağı sinerji şampiyonluğu getirir... Dolayısıyla taraftarın yüksek enerjisinin kaybolmaması için kadro mühendisliği ile rakip analizleri doğru yapılmalıdır.

YA SANA YAPSALAR!

Başkan Dursun Özbek'in aile ortamını güçlendirmek için verdiği sinerji yemeğinde Tudor'un öğrencisi Emrah'a yaptığı "Kulak işaretini" çok çirkin buldum. Galatasaray'da birçok teknik adam çalıştı.

Hepsi takımla defalarca birlikte yemekler yedi ve hiçbiri böyle bir hareket yapmadı. Atlet giydiği ve ciklet çiğnediği için eleştirilen ve uyarılan Tudor'a yarın bir oyuncu Başkan'ın da olduğu ortamda aynı "Kulak işaretini" yapsa ne olur? Hoca futbolcusu ile böyle yüz göz olursa yarın o futbolcu astar ister...



Webaslan mobil uygulamasıyla spor haberlerine herkesten önce ulaşmak için tıklayın
  Ana Sayfaya Dön
Webaslan Anasayfasına Dön