Galatasaray'ın İletişimden Sorumlu Yönetim Kurulu Üyesi Sedat Doğan, Galatasaray Tv ile ilgili önemli açıklamalarda bulundu. İşte detaylar...
Galatasaray'ın İletişimden Sorumlu Yönetim Kurulu Üyesi Sedat Doğan, GSTV'nin şifresiz yayına geçmesiyle ilgili olarak katıldığı Gündem programında önemli mesajlar verdi.
Kulüp olarak taraftarın sevgisini hak etmeleri gerektiğini söyleyen Doğan, "Taraftardan istemeden önce taraftara sunmamız lazım" dedi. Sedat Doğan GSTV’ye de taraftar ve kulüp ilişkisi içinde önemli bir görev düştüğünü belirterek iletişimin bu anlamda önemini vurguladı. Doğan ayrıca Galatasaray TV'nin Kablolu TV'ye geçme gibi bir durumunun da söz konusu olmadığını söyledi.
Sedat Doğan’ın açıklamaları şu şekilde oluştu;
Galatasaray TV’nin yeniden doğuşu diyebiliriz bugün için. Çünkü Digiturk aboneleri evlerinde ekstra bir ücrete tabi tutulmadan Galatasaray sevenleriyle buluşacak. Tabi yeni yönetim başta kuşkusuz Başkan Ünal Aysal olmak üzere, ilk hedeflerinden biriydi. Söylemlerinde vardı ve göreve geldikten kısa bir süre sonra bunu gerçekleştirdiniz. Duygu ve düşüncelerinizle başlayalım.
"CİDDİ MÜZAKERELER YÜRÜTÜLDÜ""Galatasaraylı kendi takımını ve takımlarını yakından takip etmek hakkına sahiptir. Sayın Başkan özellikle bu açıdan konuya yaklaştı ve Galatasaray Spor Kulübü taraftarıyla, camiasıyla hatta diğer basınla da ilişkilerini muhakkak ki çağımızın modern iletişim aracı olan televizyon üzerinden yapmalıdır diye düşündüm. Bu konuda çok emek sarf edildi. Bizim seçilmemizin üzerinden 1,5 aya yakın zaman geçti. Bu dönem içersinde Digiturk’e de teşekkür ediyoruz kendilerine, onlarda bu şifrenin kalkması için ciddi vefakârlıklarda bulundular. Ciddi müzakereler yürütüldü, öncelikle eski anlaşmanın incelenmesi gerekti. Eski anlaşmanın üzerine yeni koşullarda bir sözleşme müzakeresi yapıldı. Tabi hepimiz çok memnunuz artık daha geniş kitlelere ulaşabileceğiz. Sayın Başkanımızın gösterdiği hedefi yakalamış olmaktan mutluyuz."
Bu anlamda biraz iletişim köprülerini konuşalım. Yönetimle taraftar arasında olmazsa olmazlardan biri de televizyondu. Bu anlamda Galatasaray TV’nin misyonundan kulüp içindeki görev ve sorumluluklarından bahsedelim.
TÜRKİYE'NİN EN GÜÇLÜ İLETİŞİM PLATFORMUNA SAHİP KULÜBÜ"Ben önce biraz camia ilişkilerinden bahsedeyim. Camiamız eskiden çok fazla sayıda tesise sahip olan bir kulübün mensupları olarak birçok yerde birbirini görebiliyorlardı, bilgilenebiliyorlardı branşlarla ilgili olarak maalesef son on sene içinde olanaksızlıklar hem de sevindirici tarafı branşlarımızın çoğalmış olması, bu branşlardaki etkinliklerin çoğalmış olmasından dolayı yeterince bilgilenememeye başladı. Üyelerimizin birbirleriyle de iletişimi kopmaya başladı. Biz televizyonumuzun özellikle üyelerimiz açısından kulübümüzün faaliyetlerini daha doğru bir şekilde algılamaları ve buna uygun şekilde kendilerinin de Galatasaray Spor Kulübü’ne nasıl katkıda bulunabilecekleri konusunda kendi iç dünyalarında değerlendirme yapabilmeleri açısından önemli bir bilgilendirme platformu olarak görüyoruz. İkincisi taraftarımız bizim çok büyük bir gücümüz. "
"TARAFTARIMIZI HEYECANLANDIRMAMIZ LAZIM"
"Taraftarımızı daha çok heyecanlandırmamız lazım. Bunun içinde herkesin evine gidebilme ve herkesin elini sıkabilme şansınız yok, herkesi fiziksel olarak kucaklama şansınız yok ama televizyon üzerinden veya diğer iletişim platformlarınız üzerinden kucaklama şansınız var. Ben bu çerçevede şunu da ifade etmek istiyorum. Galatasaray Spor Kulübü çok ciddi bir iletişim ağına sahip. Televizyon bunun odak noktasında ama profesyonellerimizin de yapmış oldukları çok ciddi çalışmalar var geçmişte. Geçmiş yönetimlerin yapmış oldukları çok ciddi çalışmalar var. Bu çerçevede Galatasaray şu anda Türkiye’nin en güçlü iletişim platformuna sahip kulübüdür.
Bu konuda hiç kimseden geride değiliz ancak herkesin önündeyiz bunu çok rahatlıkla söyleyebiliriz. Yaklaşık 5 milyon 600 bin civarında Facebook kullanıcımız var. Şu anda 200 binin üzerine çıktı Twitter hesapları, bunun dışında GSNET, GSMobile… GSMobile’da 75 binden fazla haber abonemiz var. Yine GSNET üzerinden birçok kullanıcımız var. Biliyorsunuz bazı yapılan film çekimleri ya da antrenmanlardaki görüntüler buralardan taraftarlarımıza ulaşıyor. Televizyon da buralara içerik sağlayan bir mecra ve aynı zamanda şifresinin açılmasıyla 3 milyona yakın Digiturk abonesinin evine de doğrudan giren bir mecra yani bu da televizyonumuzda bir odak noktası netice itibariyle iletişim ağımız içerisinde."
Digiturk’ün spor paketinde değil en mini paketinde bile Digiturk recevier alan herkes, açık olan ulusal kanallar gibi Galatasaray TV’yi izleyecek. Yenilikler hakkında da sizden bilgiler alalım.
"70 MİLYON İNSANLA PAYLAŞABİLME"
Galatasaray Spor Kulübü, biz bir futbol kulübü değiliz. Galatasaray’ın 100 yıllık misyonu içinde hatta lisenin kökenine kadar giderseniz, 500 yıllık misyonu içersinde her şeyden önce bu ülkeye hizmet etmek var. Biz bunu nasıl gerçekleştiriyoruz sadece müsabaka yaparak değil, biz binlerce lisanslı sporcusu ile gençlere hizmet eden Türkiye’ye hizmet eden bir kulübüz hatta biliyorsunuz Galatasaray marşının içerisinde “Sporun Beşiği Galatasaray”, “Kültür Simgesi Galatasaray” deniliyor. Şimdi biz sporun beşiğiyiz. Bu anlamda amatör şubeler futbol kadar değerli, tabiî ki bu şubelerimizin faaliyetlerini de en yakından hem camiamızla hem taraftarımızla hem de Türkiye’deki 70 milyon insanla paylaşabilme ayrıcalığına sahip oluyoruz platformumuzu şifresiz hale getirmekle birlikte.
Bu aktivitelere biz biliyorsunuz birçok basketbol okulları kuruyoruz, futbol okulları, yüzme okulları kuruyoruz. Okullar kurarak Türkiye’nin birçok şehrinde halkımıza hizmet veriyoruz. Burada da gelip eğitim alan çocukları Galatasaraylı ya da değil diye ayırmıyoruz. Sonuçta halka hizmet veriyoruz, kamuya yararlı bir kulübüz. Bu çerçevede televizyonumuz faaliyetlerimizin daha verimli hale gelmesi konusunda bilgilendirme yapacağı için ve aynı zamanda takımımızın başarıları taraftarımızın sayısını arttıracağı, özellikle minik taraftarlarımızın sayısını arttıracağı için bu okullara yönelmelerini sağlayacaktır. Televizyonumuz burada da önemli bir misyon üstlenecek"
Yeni stadımız Ali Sami Yen Spor Kompleksi Türk Telekom Arena bütün kulübün de bir anlamda kalbi ve merkezi olacak. Galatasaray Televizyonu olarak da herhalde bundan sonra Ali Sami Yen Spor Kompleksi Türk Telekom Arena’nın içinde yer alacağız. Stüdyo ve dekor anlamında bizleri nasıl bir yatırım projesi bekliyor?"Bizim yönetim olarak amacımız tüm kulüp fonksiyonlarını aynı çatı altında toplamak. Çok güzel bir stada sahibiz. Bu stadın içinde Galatasaray Televizyonu için iki değişik mekanda hem stüdyolar hem de yönetim birimleri hazırlıyoruz. Bir-iki ay içinde bunu hayata geçireceğiz. Bundan sonra yayınları ağırlıklı olarak oradan yapacağız. Bunun bir faydası da taraftarımızı tekrar örgütleyecek bir yapıyı kurarken, onları sıkça Ali Sami Yen Spor Kompleksi Türk Telekom Arena’ya davet edeceğiz. Bu davetler esnasında televizyonumuz ve dergimiz burada bulunduğu için onlarla röportajlar yaparak, sorunlarının, sevinçlerinin dile getirilmesini ve bunu toplumla paylaşmalarını sağlayacağız. Bunların hepsini Ali Sami Yen Spor Kompleksi Türk Telekom Arena’da tek çatı altında yapacağız. Yatırım olarak dünyadaki en iyi teknolojiyi Türkiye’nin de alt yapısına uygun olarak yapacağız. Yayınlarımıza bundan sonra stadımızdan devam edeceğiz."
Taraftarı doğru yönlendirme konusuna geçelim. Sayın Doğan siz ultrAslan’ın kurucularından birisiniz. Taraftar kimliğini doğru bilgilendirmek ve örgütlemek bu iletişim ağlarıyla mümkün. Galatasaray Televizyonu’nun öncelikli hedeflerinden biri taraftarı doğru bir şekilde eğitmek ve bilinçlendirmek olacak herhalde…
GALATASARAY TELEVİZYONU'NUN AMACI"Yeni kuracağımız taraftar birimimizle ilgili ve onunla iletişim içerisinde Galatasaray Televizyonu taraftarın bilinçlendirilmesi ve eğitilmesi konusunda çok ciddi bir görev yüklenecek. Bu çok ayaklı bir olay. Eğer siz taraftarınızla olan ilişkinizi doğru yönetebilirseniz bunun size yararı var. Taraftar derken de bunu ikiye ayırmak lazım. Stadyuma gelen belli bir sayı var, bir de farklı kentlerde ve ülkelerde stadyuma gelmeyen ama en az stadyuma gelen kadar size gönülden bağlı olan bir taraftar grubu var. Bunu çok iyi yönetmek lazım. Bu hem kulübün başarısı için, hem mal başarısı için önemli. Taraftarlık sadece seyretmek olarak algılanıyor Türkiye’de ama taraftar dediğiniz insanların bir bölümü de spor yapıyor.
Spordaki eğitimi de sağlamak lazım. Belki ilgili branş hangisiyse kuralların eğitiminden, doğru turnuvalar organize etmeye kadar, veteranından miniğine kadar, bunların hepsini iyi örgütlemek lazım. Taraftarınız aynı zamanda spor da yapmalı. Biz kamuya yararlı bir kuruluş olarak hizmet ediyoruz. Bu hizmetin doğru bir şekilde yapılması lazım. Bu nedenle doğru iletişim içinde olmak gerekiyor. Ben altı yaşından beri statlarda, salonlarda hatta yüzme havuzlarındayım diyebilirim. Her yerde Galatasaray’ın takipçisi oldum. Ama ben taraftar olarak bugüne kadar kulübümden gerçek anlamda bir hizmet almadım.
"TARAFTAR MÜŞTERİ DEĞİL..."
"Bir bölüm taraftarı müşteri olarak tanımayabilir. Taraftar müşteri değildir. Taraftar size gönül vermiş insandır. O gönül vermiş insanı hak etmeniz lazım. Bizim yönetimimizin yaklaşımı bu yönde. Biz önce taraftarın sevgisini hak etmeliyiz kulüp olarak. Taraftardan istemeden önce taraftara sunmamız lazım. O insanlar oraya yeri geliyor harçlığı yetmediği için başkasından borç alarak takımınızı desteklemeye geliyor. Cebinde birkaç lirayla havaalanına gelen futbolcunuzu ya da basketbolcunuzu karşılamaya geliyor. Bu karşılıksız bir sevgiyi gösteriyor ve size güç veriyor. Bu lafta kalmaması gereken bir şey. Ne kadar büyük kulüp oluyorsanız o kadar çok taraftarınız var demektir. Taraftarınız olmadan büyük kulüp olamazsınız. Ancak geçici başarılar kazanırsınız. Sonra tekrar eriyip gidersiniz. Ancak taraftarın da kulübe zarar vermemesi lazım. Televizyon burada çok önemli bir misyon üstlenecek. Ufak bir örnek veriyim. Ali Sami Yen Spor Kompleksi Türk Telekom Arena’yı örnek aldığımızda bizim bir maç sahamızın kapatılması Galatasaray Spor Kulübü’ne en az 2-3 milyon Türk lirası kaybettirir. Bu rakam bir yıl için bir futbolcu parası ya da bir transfer parası anlamına geliyor. Bunlar artık çok önemli rakamlar. Galatasaray Spor Kulübü’nün bunu feda edebilecek lüksü yok. Onun için bizim taraftarımızla çok ciddi bir iletişim içinde olmamız lazım. Televizyonumuzu bu anlamda kullanacağız."
Taraftara bu anlamda karşılıksız bir şeyler verirken eğitim konusunu da Galatasaray TV vasıtasıyla üstleneceğinizi algılıyorum. Çünkü dediğiniz gibi bütün kulüpler son yıllarda bu cezalardan çok fazla baş ağrısı çektiler. Dediğiniz gibi şu anda bunun maddi ve manevi yükümlülükleri çok fazla hale geldi. Bunu yeni sezonda yaşamamak için taraftarlar ve Galatasaray Spor Kulübü arasında Galatasaray TV bir anlamda köprü vazifesi görecek.
TARAFTARDAN BEKLENTİLER
"Görecek. Ben kendi adıma bir taraftar olarak şunu bekliyorum: Biz bu koltuklarda oturuyoruz, yarın oturmayacağız. Bunların hepsi geçici şeyler. Ama biz her şeyden önce Galatasaray taraftarıyız. Bakın, Galatasaray 2000 yılındaki başarısına doğru giderken hep benim iddia ettiğim bir şey vardı. O kadar büyük bir taraftarımız var ki, başka hiçbir kulübün taraftarının cesaret edemediği sloganları, benim de içinde olduğum Galatasaray taraftarı söylüyordu. O gün biz tribünde bağırdık. ‘’Cimbom final yakışır sana’’ dedik. 10 sene boyunca söyledi bunu Galatasaray taraftarı. Bu kadar cesur bir taraftardır. ‘’Sahaya hiçbir şey atılmayacak’’ diye ilk Galatasaray taraftarı bağırdı Avrupa maçlarında. Biz, 14 sene şampiyonluk görmedik. Hep ezildik belki de, gittiğimiz okullarda, mahallede top oynarken…
Ama biz, ultrAslan’ı kuran kuşak o jenerasyondur aslında. Hiçbir zaman futbolcumuza negatif şeyler söylemedik. Yönetimimize hiçbir zaman kötü şeyler söylemedik. Biz hep destek olduk. İşte o desteğin sonucunda ve o cesaretin sonucunda bu yönlendirmeyle Galatasaray Spor Kulübü bir yerlere geldi. Bu bir havadır, o havayı tekrar yakalamak istiyorsak ki ben taraftarımdan bunu bekliyorum. Onların içinden biriyim. Bunu bekliyorum. Sadece yüreklendirsinler ve cesaret versinler. O cesareti versinler, o yüreklendirmeyi yapsınlar. Kötü günde sadece şarkı söylemek olmuyor, kötü günde hakikaten destek olacaksın. İşte o zaman birleşirsek, emin olsunlar, Galatasaray bir kere yaptı, yine Galatasaray yapacak. Bunun için sabır gerekiyor."
Sayın Başkan Ünal Aysal’ın uluslararası vizyonundan bahsediyoruz. Galatasaray da uluslararası bir marka. Bütün dünyada ‘’Galatasaray’’ denince herkesin önünde ceketini iliklediği bir marka akıllara geliyor. Galatasaray bir marka halinde dünyada temsil ediliyor. Peki, sizlerin de yönetime geldiği bu süre zarfında nasıl bir uluslararası gelişim bekliyorsunuz? Hem televizyon anlamında konuşalım isterseniz, hem de Galatasaray markası hakkında."DÜNYADA 6. SIRA"
"İletişim olarak baktığınız zaman bugün bağımsız yabancı kuruluşların yapmış oldukları araştırmalar neticesinde, dünya spor kulüpleri içerisinde iletişim anlamında, yaygınlık, ulaşım ve aynı zamanda aktif kullanım anlamında iletişim platformu olarak dünyada 6. sıradayız. Sadece futbol kulüpleri arasında da değil. Mesela önümüzde Los Angeles Lakers var. Dünya çapında yayın yapan bir NBA televizyonunun içindeki en önemli kulüp markası. Onlar da dahil olmak üzere, dünyanın bütün spor kulüpleri içerisinde Galatasaray 6. durumda. Biz bunu daha da yukarıya çekmek istiyoruz. Bununla beraber Galatasaray TV özelinde muhakkak diğer spor kulüplerinin, dünyanın büyük kulüplerinin televizyonlarıyla işbirliği yaparak, onların yayınlarını belki burada vermek, bizim yayınlarımızı da onların televizyonları üzerinden belli saatlerde yapabilmek açısından belli anlaşmalar yapmayı düşünüyoruz.
Bazı ortaklıklar planlıyoruz. Galatasaray takımları, her branşta yurtdışında mücadele ettikçe karşı taraftaki kulüplerle işbirliği yapmak, onları tanıtmak, onların da bizi tanıtması yönünde çalışmalar yapmayı düşünüyoruz. Bunları planlıyoruz. Son 1,5 ayda sadece yayın ortağımız Digiturk’le çalışmadık. Aynı zamanda bu altyapı çalışmalarını da yaptık. Bunlar da birer birer devreye girecek. Sayın Aysal dünya çapında bir başarıyı hedefliyor. Bunu Galatasaray Spor Kulübü’nün geçici değil, kalıcı başarı olarak tutabilmesi için çok iyi bir iletişim stratejisiyle bunu anlatmak, bu başarıyı paraya çevirmek, güce çevirmek, bunları yapmak için de iyi bir iletişim platformuna sahip olmanız gerekiyor. Televizyon da bunun kalbinde yer alacak bir kurumumuzdur."
"Odak noktası Galatasaray TV’dir" diyorsunuz… Sayın Doğan, şifreden çıkmak sizlerin de, yönetimin de Sayın Başkanın da ilk hedefiydi. Artık Galatasaray TV bugünden itibaren şifresiz yayına geçti. Ama biz internetten açıkladığımız andan itibaren internet sitesinden duyurduğumuz andan itibaren Twitter ve Facebook vasıtasıyla ya da özel olarak bize gelen mesajlarda en çok sorulan nasıl uyduda kablo tv’de eskisi gibi izlenme şansı olup olmayacağı. Çok daha geniş kitlelere ne kadar zaman zarfında ulaşabileceği? Bu konuda taraftarı ya da seyircileri bilgilendirmek istediğiniz bir nokta var mı?
"DIGITURK TÜRK FUTBOLUNA 400 MİLYON DOLARDAN FAZLA PARA HARCIYOR""Öncelikle şuna söyleyeyim. Bizim gibi büyük kulüpleri yaşaması için çok ciddi gelir kaynaklarına ihtiyacı var. Çünkü bugün Galatasaray Spor Kulübü profesyonel branşları hariç 13 branşta mücadele ediyor. Bunların büyük bölümünü gelir olmadan finanse ediyoruz. Bunu kamuya yararlı işler yapabilmek açısından gerçekleştiriyoruz. Artı vitrinimiz olan futbol çok ciddi maliyetler yüklenmemize sebep oluyor. Bunu yapmazsanız o standartta kalabilmeniz mümkün değil. Sadece taraftarımız bunu futbolcu bedeli olarak da algılamasın. Bizim çok ciddi bir profesyonel yapımız var. Antrenörlerimiz dışında şirketlerimizde çalışan kulübümüzün içinde çalışan onları ne kadar çok mutlu edersek ne kadar çok daha iyi profesyonel kazanabilirsek o kadar kulübümüzün geleceğini kontrol altına almış olur. Ama bunların hepsi maddi kaynaklarla gerçekleşebiliyor. Şimdi bakın Digiturk diye bugün Türkiye futbolunun ileri gitmesine sebep olan bir platform var ve Digiturk bizim yayın ortağımız.
Digiturk Türk futboluna 400 milyon dolardan fazla para harcıyor. Sadece kulüplere verdiği para bu. Bir de bu yayının yapılabilmesi için platformun ayakta kalabilmesi için Digiturk’teki dostlarımızın harcadığı çok ciddi paralar var. Bunları geri toplamaları lazım. Geri toplayacaklar ki daha çok bize aktaracaklar. Yeni yatırımlar yapsınlar. Biz buralardan daha çok kazanç elde edelim. Ama bu kazancın elde edilebilmesi için bazı şeylerin münhasırlık bazında gitmesi lazım. Bugün biz kendi isteğimizle Digiturk’e -bizim ortağımızdır üstüne basa basa söylüyorum- Biz Digiturk’e bir çok konuda münhasırlık vermeyi düşünüyoruz.
Hem antrenmanlarda alınacak görüntüler, bizim özel günlerimizde, özel yaptığımız bir takım işlerde, futbolcuların imza törenleri olabilir, kulübümüzün diğer aktiviteleri olabilir vs. bu konularda biz exclusiviteyi yani münhasırlığı hukuk deyimiyle Digiturk ile paylaşıyoruz. Digiturk ne kadar güçlü olursa Galatasaray Spor Kulübü de Galatasaray futbol takımı da o kadar daha güçlü olabilme şansına sahip olur. Bu sebeple biz Digiturk ile bir ortaklık yapma konusunda mütabık kaldık. Şu an için diğer platformlarda bir yayın yapmamız söz konusu değil. Tam tersine taraftarımız kulübüne destek olmak istiyorsa çok cüzi bir aylık ücreti Digiturk’e ödeyecek. O desteği Galatasaray’a da destektir. Onun için biz kendilerini Digiturk’e abone olmaya davet ediyoruz. Yani Digiturk abone sayısı arttıkça Galatasaray TV’nin de izleyici sayısı aynı paralelde artacak."
Sayın Doğan dediğimiz gibi bugün yeni bir dönem ve artık 75. Kanalı açan Digiturk aboneleri çok rahatlıkla izleyebilecekler. Üyeliğiniz bu kanalı kapsamamaktadır yazısınız görmeyecekler. Galatasaray TV’nin dünyasıyla karşılaşacaklar. Galatasaray dünyasına çok daha rahat ulaşabilecekler. Buradan son olarak taraftarımıza söylemek istediğiniz bir şey var mı? Özellikle vurgu yaptınız köprü vazifesinden Galatasaray TV’nin iletişlim odağı olduğunu yönetimiyle taraftarıyla kulübü anlamında birinci hedef olduğunu söylediniz. Kısa bir mesajla da programımızı bitirelim isterseniz.
"TARAFTARIMIZ BİZE SAHİ ÇIKSIN""Ben şunu tekrar etmek istiyorum. İyi günde kötü günde hep beraber dayanışma içinde olursak, birbirimize sarılırsak bu kulübü dünyanın en büyük kulübü haline getirebiliriz. Bu iş sadece bir Yönetim Kurulu’nun 7 - 8 bin üyenin yapabileceği bir iş değildir. Galatasaray’ı Galatasaray yapan 1. özellik bence haiz olduğu 500 yıllık geleneğinden gelen değerlerdir. Ama o değerlere sahip çıkan bir büyük taraftar, ben klişeleşmiş 25 milyon demeyeceğim. Ben çok daha fazla olduğuna inanıyorum. Bu arada da bir küçük örnek vereyim. Biz 2000 yılında UEFA Kupası’nı kaldırdığımız zaman bize gelen bazı haberler var ki Suriye’deki bir tank komutanının sevinçten, tankıyla çıkıp dağlara ateş ettiğini biliyoruz. Bunun gibi yüzlerce şey geliyor. Galatasaray taraftarı bunun çok daha üzerindeki rakamlara ulaşıyor bence. Özellikle Türkiye’deki taraftarımız, Avrupa’da bizi hiç yalnız bırakmayan Türkler veya yabancı taraftarlarımız…
Biz onlarla ne kadar iç içe geçersek, onların bizi anlaması bizim onları anlamamız gerçekleşir. Bölgesel olarak da farklılıklar olabilir. Belli bir süreç de alabilir. Ama biz bunu iyi bir noktaya ulaştırmak istiyoruz. Bu açıdan da Sayın Başkanımızın vizyonu içerisinde Televizyon’ un açılması mühim bir yer tutuyordu. Onu gerçekleştirdik. Acelemiz var ama telaşımız yok. Bazı şeyleri hızlı yapacağız. Ama yine de zaman alabilir. Taraftarımız bize sahip çıksın. Televizyonuna da sahip çıksın. Söyledim nasıl sahip çıkılacağını. Bunu yaptığımız zaman hiç kimse merak etmesin. Galatasaray, Türkiye’nin en güçlü kurumlarından biridir. Sadece spor kulübü olarak değil. Bunu geçmişte yaptı. Yaptıkları da yapacaklarının teminatıdır."
Webaslan mobil uygulamasıyla spor haberlerine herkesten önce ulaşmak için tıklayın
Yorumları okumak veya yazmak için üye girişi yapmanız gerekmektedir.