Önceki Haber Sonraki Haber

"Galatasaray'a zarar vermek için..."

Galatasaray'dan Valencia'ya transfer olan ve İspanya'da oynadığı başarılı futbolla gururumuzu okşayan Mehmet Topal, Hilmi Sever ile İspanya'da önemli bir röportaj gerçekleştirdi.

07/06/2011 Salı Webaslan.com

Röportaj: Hilmi SEVER - Valencia
http://twitter.com/hilmisever

Onunki Malatya'da başlayıp, Valencia'da devam eden bir macera. Çanakkale Dardanelspor'da parlayan ve Galatasaray'da geçen 4 yılın ardından Valencia'ya transfer olan Mehmet Topal, İspanya'da editörümüz Hilmi Sever'in sorularını yanıtladı.

Mehmet, Türkiye'de yetişen ve Avrupa'nın dev takımlarından birine transfer olan ender oyuncularımızdan bir tanesi. Şu an en başarılı Türk futbolcularının başında geliyor. Valencia'ya transfer olduğu zaman ilk 11'de oynayamayacağı eleştirilerine kulak asmayan Topal, en güzel cevabı sahada verdi. Ve çok kısa bir sürede Valencia'nın en önemli oyuncularından bir tanesi oldu. Hatta bir çok kişiye göre Valencia'nın en önemli ismi haline geldi.

Pablo Hernandez ve Mata'nın 'önce Mehmet'i sahaya koyup, daha sonra diğer oyuncuları onun çevresine yerleştiririz' sözleri bir çok şeyi açıklıyor.

Mehmet Topal'a İspanya'da büyük değer veriliyor. Bu değer Türk basınına fazla yansımasa da Mehmet, Valencia'da el üstünde tutuluyor. Taraftarların antrenman çıkışında Mehmet'e olan sevgileri görülmeye değerdi.

Mehmet Topal ile Valencia'daki günlerini, milli takımı, İspanya futbolunu ve tabii ki Galatasaray hakkında konuştuk.

Mehmet'le röportajı gerçekleştirdiğimiz gün Fenerbahçe'ye transfer olacağı iddiaları gündemde değildi ama ben böyle bir transferin gerçekleşeceğini şahsen düşünmüyorum. Çünkü Mehmet, Barcelona ve Real Madrid'de oynamayı hedeflerinin ilk sırasına koymuş durumda.

Şimdi bu röportajla sizleri başbaşa bırakıyoruz:

-Valencia'da bir sezon geride kaldı. İlk günlerin nasıl geçti?
"İlk günler zorluk çekmedim dersem yalan olur. Büyük camialara alışmak kolay değildir. Ama ben küçük yaşlardan beri ailemden uzak, gurbette yaşamaya alışığım. Valencia gibi bir kulübe bu kadar çabuk alıştığım ve başarılı olduğum için çok mutluyum. Uzun zaman devam eden bir sürecin ardından transferim gerçekleşti. Omzumdaki sakatlık için bir süre Valencia ile görüşmeler ertelenmişti. Geçtiğimiz sezon başında transferim gerçekleşti ve Valencia'nın başarısı için elimden geleni yapıyorum."

MATA VE PABLO HERNANDEZ'İN YERİ AYRI



-Valencia'da gerek futbolcularla gerekse taraftarlarla yaptığımız konuşmalarda hep senden övgüyle bahsediyorlar ve takımı değişilmez bir parçası olduğunu söylüyorlar...
"Bu benim için ayrı bir mutluluk. Valencia'da çok güzel bir arkadaşlık ortamımız var. Tüm takım arkadaşlarımla aram çok iyi. Mata ve Pablo Hernandez ile dostluğum ise çok başka. Ailemle de burada çok mutluyum. Türkiye'de Galatasaray'dayken nasıl yaşıyorsam, burada da öyle yaşıyorum. İyi dostluklar kurmaya çalışıyorum. Oynadığınız futbol kadar, kurduğunuz dostluklar da çok önemlidir. Ailece görüştüğüm bir çok takım arkadaşım var. Her şey yolunda gidiyor. Hakkımda güzel şeyler söylemeleri beni çok onurlandırıyor. Ben de onları anlatmaya kalksam saatler sürer. Her biri çok iyi ve sıcak insanlar. Pablo ve Mata'nın futbolculuklarını anlatmaya zaten gerek yok."

-İspanya'nın en önemli kulüplerinden bir tanesinde forma giyiyorsun. Sezonu Barcelona ve Real Madrid'in ardından üçüncü sırada bitirdiniz. Çanakkale'de top oynarken, hiç bugünleri düşünmüş müydün?
"Galatasaray'a geldiğim günden beri kendime bir hedef belirlemiştim, daha önce yaptığım açıklamalarda da hep bunu görebilirsiniz. Belirlediğim bu hedef doğrultusunda ilerliyorum. İlk hedefim Galatasaray'a layık bir futbol oynamak ve Galatasaray'ı en güzel şekilde temsil etmekti. Bunu da yaptığımı düşünüyorum. Galatasaray için yeri geldiğinde çok fedakarlıklar yaptım. Galatasaray'da iyi oynayıp, Avrupa'ya transfer olmak istiyordum. Avrupa her zaman hedeflerim arasında vardı. Bunu gerçekleştirdiğim için çok mutluyum. Valencia'da futbol oynamak hedeflerim için tabi ki son nokta değil. Valencia'da da çok iyi futbol oynayıp, ülkemi en iyi şekilde temsil etmek istiyorum. Burada da iyi performans gösterdiğim takdirde neyin ne olacağını zaman gösterecek."

"İYİ OYNAMAYI SÜRDÜRÜRSEM BARCELONA VE REAL MADRİD.."

-Pablo Hernandes ile sohbetimizde senin Barcelona ve Real Madrid'de de çok rahat oynayabileceğini söyledi. Sen şimdi hedeflerini de anlatınca sanırım sıradaki hedef Barcelona ve Real Madrid mi diye sormamızın zamanı geldi...
"İnşallah bu olur. Valencia da İspanya'nın en köklü takımlarından bir tanesi, şampiyonluklar ve önemli başarılar elde etmiş bir takım. İspanya'da dört kulüp sayıldığında Valencia'nın adı mutlaka söyleniyor. Sezon başında hedef olarak ilk 3 belirlenmişti ve bunu da başardık. Dediğim gibi burada iyi performans sergilediğimde her şey olabilir. Barcelona ve Real Madrid'e transfer de buna dahil."

-Önümüzdeki sezon Valencia, Real Madrid ve Barcelona'yı zorlayabilir mi?
"Kesinlikle zorlayacaktır. Bu sene çok iyi bir ekip kurduk. Takımın önemli isimlerinden David Villa Barcelona'ya, Silva da Manchester City'ye gitti. Sezon başladığında herkes takımın düşüşe geçeceğini düşünüyordu. Ama son derece iyi bir kadro kuruldu. İlk 5-6 hafta çok iyi bir çıkış yakaladık ve liderliği ele geçirdik. Real Madrid ve Barcelona'ya karşı da iyi oynadık ama biz bulduğumuz pozisyonları değerlendiremedik, onlar değerlendirdi. O maçlarda aldığımız mağlubiyetler bizi sıralamada geriye itti. Seneye bu kadro korunursa ve bu ortam bozulmazsa şampiyonluğu zorlayacak bir takım olacağımızı düşünüyorum."

"VALENCIA'DA 4-5 MAÇA BAKIP OYUNCU ALMIYORLAR"

-Valencia iki yıldızını satmasına rağmen bir çöküş yaşamadı. Yapılan az maliyetli transferlerle takım kaldığı yerden yoluna devam etti. Bunda sanırım önemli bir yöneticilik başarısı var...
"Kesinlikle buna katılıyorum. Valencia'da çok iyi bir izleme komitesi var. İlk geldiğimde yöneticilerle yediğim yemekte, beni iki sene boyunca takip ettiklerini söylediler. sadece 4-5 maça bakarak futbolcu almıyorlar, en az bir sene izliyorlar. Galatasaray'da yaşadığım sakatlıktan sonra tekrar eski formuma kavuşup kavuşamayacağımı takip etmişler. Takımın ihtiyacı olan yere futbolcu alıyorlar. Gerçekten iyi bir transfer komitesi bulunuyor.

Türkiye'de de yavaş yavaş izleme komiteleri oluşturuluyor. Ülkemizde, yabancı futbolculara çok fazla paralar veriliyor, aslında alt yapılarda çok yetenekli futbolcular var. İspanya'da da ilk öncelik alt yapıdan oyuncu yetiştirmektir. Ülkemizde alt yapıya biraz daha önem verilirse, futbolumuzun gelişimi daha hızlı olacaktır."

-Valencia'da sana göre en yetenekli futbolcular kimler?
"Gerçekten çok yetenekli takım arkadaşlarım var ama bir kaç isim sayacak olursam, Mata, Pablo, Juaqin ve Vicente'yi söyleyebilirim."

"ARDA VE SEMİH'İN TRANSFER OLMASINI ÇOK İSTERİM"

-Arda Turan ve Semih Şentürk'ün La Liga'ya transferi gündemde. La Liga'da başarılı olabileceklerini düşünüyor musun?
"Türk futbolcularının Avrupa'ya transfer olmasını çok isterim. Arda ve Semih çok yetenekli oyuncular ve transfer olurlarsa başarılı olacaklarına inanıyorum. Milli Takım'daki sohbetlerimizden Avrupa'ya transfer olmak istediklerini biliyorum. İnşallah transferleri gerçekleşir. Burada her şeye profesyonelce yaklaşıyorlar. Bizler ise inanılmaz duygusalız. Tabi bu duygusallığın da zaman zaman getirdiği olumlu şeyler oluyor."

-Milli takımdan arkadaşların Hamit Altıntop ve Nuri Şahin Real Madrid'e transfer oldu...
"Real Madrid'e iki Türk futbolcunun transfer olması çok büyük bir gurur. Çok yetenekli oyuncular, ortaya koyacakları mücadele ile başarılı olacaklarına inanıyorum."

-Milli Takım'a önceki dönemlerde çağırılmaman çok konuşuldu. Senin de bu konuya kırgın olduğun yazıldı...
"Milli Takım her Türk futbolcunun oynamak istediği bir yerdir. Ben de milli takımda oynamayı çok istiyorum. Ama seçilmediğim dönemlerde de kimseyle ilgili kötü bir düşüncem ya da sözüm olmadı. Kimseyle şahsi bir sorunum olmadı, milli takımımız için forma verildiği takdirde elimden gelenin en iyisini yaparım."

"İSPANYA'DA TAKIM ELEŞTİRİLİYOR, OYUNCU HEDEF SEÇİLMİYOR"

-İspanya'da seni çok rahat gördük. Baskıdan uzak ve rahatım der gibisin...
"Kesinlikle öyle. Türkiye'de eleştiriler çok ağır oluyor. Şahsım adına konuşursam, birebir kötü bir diyalog yaşadığım bir basın mensubu olmadı, kimse de beni kötü eleştirmedi. Ama genel olarak futbolculara çok yükleniliyor. Türkiye'de çok fazla futbol programı var, İspanya'da bu tarz programların sayısı az. Ayrıca bu programlarda birebir oyuncuyu eleştirmiyorlar. Bu nedenle İspanya'da baskı az. Maç kaybedince de normal bir insan gibi dışarı çıkıp yemeğinizi yiyebiliyorsunuz. Ama bu bizim ülkemizde biraz zor. Kötü sonuçlardan sonra sokağa çıkamıyorsunuz. Türk oyuncularına biraz daha sahip çıkmalıyız."

-İspanya'da futbolcuları linç ettirmeye yönelik programlar yok sanırım....
"Burda kötü bir maçın ardından genel olarak takımın oyununa eleştiriler oluyor, bir futbolcu hedef seçilmiyor."

"İSPANYOL BASINI ARKAMDA DURDU, TÜRK BASINI ELEŞTİRDİ"



-Türk basınından yeterli ilgi ve desteği gördüğünü düşünüyor musun?
"Türkiye'de oynamadığım için Türk basınında beni çok fazla yazmamalarının önemli olmadığını düşünüyorum. Burada iyi oynadığım zaman gereken ilgiyi İspanyol basını gösteriyor. Türkiye'de zaman zaman haksız eleştirilere de maruz kaldım. Sevilla maçında haksız bir kırmızı kart gördüm. Türkiye'den alışık olduğum için ertesi gün kötü şeyler yazılıp, söyleneceğini düşünmüştüm ama tam tersi oldu. Gazetelerde ve televizyon programlarında hakemin suçlu olduğunu söylediler. Oyundan haksız yere atılmamın Valencia'nın mağlup olmasına neden olduğunu anlattılar. Ama Türkiye'de olaya bakış çok farklıydı. İspanyol basını bile bana bu kadar anlayışlı davranırken, Türkiye'de 'Mehmet Topal Valencia'yı yaktı', 'Mehmet Topal kızardı', 'Mehmet Topal kırmızı görerek takımın mağlup olmasına neden oldu' tarzında başlıklar atıldı. Bunlar beni gerçekten çok üzdü. Sonuçta ben burada ülkemi en iyi şekilde temsil etmek için bir çok zorluk çekiyorum. Basınımız arkamızda durup destek vereceğine, böyle haksız eleştirilmem beni çok üzmüştü. Ama önemli değil, canları sağolsun. İspanyol basını arkamda durmuştu, ülkemde ağır eleştirilmiştim. Başıma gelen en ilginç ve üzücü olay bu olmuştu."

"SONUÇTA PARA G.SARAY'DA KALACAKTI"

-Bir çok zorluğu çekmeyi göze almanın yanı sıra, önemli bir alacağını da bırakarak İspanya'ya transfer oldun...
"Evet Galatasaray'dan alacaklarımı feragat ederek buraya geldim. Böyle bir şey yapmamı istediler, ben de canınız sağolsun dedim. Sonuçta para Galatasaray Kulübü'nde kalacaktı, yabancı bir yer değil dedim. Ama Avrupa'da bu konulara daha hassas yaklaşıyorlar, sonuçta futbolcu orada bir yıllık emeğinin karşılığını bekliyor. Ülkemizde futbolcuyu gönderirken, biraz daha sevindirip gönderilmesi gerekiyor. Başka bir kulübe gidince insanlar sizi eleştiriyor ama böyle bir durum olunca tepkiler azalabiliyor. Hayatımda her zaman parayı ikinci planda tuttum, önceliklerim başarı ve kariyerdir. Belli bir başarı elde edince, para daha sonra gelecektir."

"İSPANYA'DA DA G.SARAY'I SORDULAR"

-İyi bir Galatasaraylı olduğunu biliyorum. Galatasaray tarihinin en kötü sezonunu geçirdi. Bu konuyla ilgili neler söylemek istersin?
"Gerçekten çok üzüldüm. Galatasaray bu kadar çok maç kaybedince, İspanya'da da neden bu kadar kötü gidiyorlar diye sormaya başladılar. Galatasaray ekmeğini yediğim bir camia ve çok iyi dostluklarım var. Ama futbolda nadir de olsa böyle kötü gidişler oluyor. Galatasaray çok büyüktür. Önümüzdeki sezonun planlamalarını yapıyorlar ve daha iyi olacaklarını düşünüyorum."

-Galatasaray ve Valencia'nın farkları neler?
"Arada çok büyük bir fark olduğunu düşünmüyorum. Türkiye'de kulüpler son yıllarda olaya profesyonelce bakmaya başladılar. Arada sadece lig farkı olduğunu düşünüyorum. İspanya'da işler tabii ki daha profesyonel, futbolcu psikolojisi ve sağlığı ön planda."

-Valencia'da hangi Türk futbolcuyla birlikte oynamak istersin?
"Bir isim söylemem yanlış olur ama herhangi bir Türk futbolcu ile Valencia'da birlikte oynamak bana gurur verir."

"TÜRKİYE'DE ÖRÜMCEK, İSPANYA'DA AHTAPOT"



-Türkiye'de lakabın örümcekti. Burada ahtapot olduğunu duyduk...
"Galatasaray'a transfer olduğumda taraftarımız sağolsunlar örümcek lakabını takmıştı. Burada da ahtapot diyorlar, ara sıra örümcek de diyenler oluyor."

-Ahtapot ya da örümcek topu her şekilde alırım diyorsun...
"Estağfurullah. Ben elimden geleni yapmaya çalışıyorum, insanların söyledikleri güzel şeylerin başımın üzerinde yeri var. Güzel şeyler her zaman beni onure eder."

-Türk Telekom Arena'ya geldin mi?
"Hayır henüz gelmedim, fırsat olmadı."

"ALİ SAMİ YEN'İN YIKILMASINA ÇOK ÜZÜLDÜM"

-Peki Türk Telekom Arena mı, Ali Sami Yen mi?
"Benim için tabii ki Ali Sami Yen. Sonuçta Ali Sami Yen'de çok güzel günlerim oldu. Türk Telekom Arena'nın atmosferini ise bilmiyorum. Ali Sami Yen sadece benim için değil, tüm Türkiye için çok önemli. Çünkü orada inanılmaz zaferler elde edildi. Ali Sami Yen'in yıkılması beni çok üzdü ama değişiklikler her zaman iyidir. Arena'nın da atmosferinin müthiş olduğunu duyuyorum."

"G.SARAY'A ZARAR VERMEK İÇİN..."

-Galatasaray taraftarına mesajın ne olacak?
"Taraftarımıza vermiş oldukları destekten dolayı çok teşekkür ediyorum. Ben de onları mahçup etmemek için elimden gelenin en iyisini yapıyorum. Türkiye'de zaman zaman hakkımda yalan şeyler yazılıyor. Galatasaray'a zarar vermek için ağzımdan çıkmamış sözler yazılıyor, Galatasaray taraftarının ve camiasının bunlara inanmamasını istiyorum, zaten de inanmıyorlardır. Benim nasıl bir karaktere sahip olduğumu onlar çok iyi biliyorlar."

Webaslan mobil uygulamasıyla spor haberlerine herkesten önce ulaşmak için tıklayın
  Ana Sayfaya Dön
Webaslan Anasayfasına Dön