Önceki Haber Sonraki Haber

''Galatasaray, statükoya karşı''

Spor yazarı Uğur Meleke, derbiyi yorumlarken, çok ilginç tespitlerde bulundu...

07/03/2015 Cumartesi Milliyet

Ünlü futbol yorumcusu Uğur Meleke, Fenerbahçe-Galatasaray derbisini Milliyet gazetesi için masaya yatırdı.

İşte Uğur Meleke'nin "Değişim, statükoya karşı" başlıklı yazısı:

İsmail Kartal’ın Fenerbahçe’yi değiştirdiği iddiasına çok fazla katılamıyorum: İki hafta önce hemen hemen her oyuncunun hazır olduğu Akhisar maçı 11’ine bakın: Savunmada Gökhan-Alves-Egemen ve Caner... Orta sahada Meireles-Mehmet ve Emre... Hücumda Kuyt-Emenike ve Sow... Bu takım, zaten geçen yıl açık ara şampiyon olan takım. Aynı on bir, aynı formasyon, aynı taktik.

Kartal, aynı oyuncular ve aynı dizilişle, Yanal’dan farklı ne yaptırabilir ki Allah aşkına? Oyuncular da 20 yaşında değiller ki, sıfırdan kodlayasınız! Takımın en gençleri 27’lik Caner ve Emenike... 34’lük Kuyt ve Emre’ye, 30 üstü Alves, Egemen, Meireles gibilere yeni ne anlatabilirsiniz, ne kadar değiştirebilirsiniz oyun anlayışlarını?

Fenerbahçe’de oyun anlayışı açısından, taktiksel olarak çok fazla bir şey değiştiğini düşünmüyorum zaten. Hâlâ topla çok oynuyorlar: Fenerbahçe bu sezon yaklaşık 10 buçuk saat topla oynarken, lider Galatasaray 9 saatte kalmış. Hâlâ çok pas yapıyorlar: 23’üncü haftada Fenerbahçe 9 bin, Galatasaray 7 bin pas sınırındalar. Üstelik hâlâ çok çalışıyorlar: İlk 22 haftada sarı-lacivertliler 443 top çalarken, ezeli rakibi 319’da kalmış.

Verimlilik düştü

Pozisyon üretmede de 350’ye 330 üstün olan Fenerbahçe’yi puan tablosunda 4 sayı geride tutan unsursa net: Pozisyon verimlilikleri düştü. Üçüncü bölgeye getirdikleri topları pozisyona çevirmede, ama daha çok da pozisyona çevirdiklerini içeri dürtmede güçlük yaşıyorlar. Bunun da nedenleri belli: Birincisi, Fenerbahçe iki sezondur forvet transferi yapmamakta ısrar etti. İlk 11’deki üç forvet pozisyonu için sadece 4 oyuncuyla yürümekte inat etti. İkincisiyse Kartal’ın Webo’yu kupa oyuncusuna dönüştürmesi. Ligde son 10 dakikalara hapsetmesi. Oysa Kamerunlu’yu da diğerleriyle eşit rotasyona soksa, belki de pozisyon verimlilikleri artacaktı.

Taban tabana zıt

Hamzaoğlu’nun çizgisi ise Kartal’la neredeyse taban tabana zıt. Son iki İtalyan döneminden neredeyse hiçbir miras alamadı, ideal 11’i bırakın, ideal 3-4 oyuncuyu bulmakta güçlük çekti. Ama onun da yardımına hiç beklenmedik bir imdat çekici yetişti: Türkiye Kupası...

Hamzaoğlu’nun kupada şans verdiği oyuncular birer birer lig rotasyonuna katıldı: Önce Bruma... Sonra Hamit, Koray, Yasin ve Olcan. Şimdi de Sinan, Pandev ve Dzemaili lig kadrosunu zorluyorlar. Kulübeden hırslı dişler gözükünce, sahadakilerin eforu arttı. Formanın pahalılaşması, bireysel form durumlarını yükseltti: Hamzaoğlu geldiğinden beri Telles çıkışta. Selçuk, Burak, Umut çıkışta. Emre, Sabri hatta Sneijder bile çıkışta. Değişim, rekabeti getirdi. Rekabet de puanları.

Fenerbahçe Gökhan’la gole gidiyor

Fenerbahçe’de geçen sezonun yıldızı Caner’di, ama milli oyuncunun hücumdaki bu bariz etkinliği bu sene daha iyi savunulması anlamına geldi.

Bu sene Fenerbahçe’nin sürpriz hücum istasyonu yükünü ise Gökhan devraldı. Gökhan Akhisar maçında sağdan iki yüzde yüzlük pozisyona girmişti, Konya maçında etkili bir voleyle bunun sürekli olacağını hissettirdi. Gökhan’ın tek sıkıntısı ise son vuruşlarda yüzdeli atamaması. Tabii bu noktada Alper’in de yokluğuna değinmek gerek.

Alper pas vermesi beklenen yerde çalım denemesiyle, vitesi aniden birden dörde atabilmesiyle düzen bozan, plan bozan bir silah. Onun sakatlığı da Fenerbahçe’yi mecburen sağa yöneltti biraz.

FSTATS’ın hücum yönü istatistiklerinde başka dikkat çekici detaylar da var: Bu yıl Galatasaray 11 kez direğe takılırken, Fenerbahçe 4 kez bu şanssızlığı yaşamış.

Fenerbahçe’nin 8 penaltısına karşılık Galatasaray’ın 3 penaltısı var. Frikiklerde de Galatasaray etkili: Sarı-kırmızılılar’ın 7 isabetli frikiğine karşılık Fenerbahçe 3 isabetli serbest atış yapmış.

Burak Yılmaz, Avrupa altıncısı

Fenerbahçe’nin hücumdaki verimsizliği, Burak-Emenike kıyasında da ortaya çıkıyor. Burak Yılmaz, bu sezon ligde 24 net pozisyondan 11 gol çıkararak, yüzde 46’lık bir istatistik yakalamış.

Ve girdiği net pozisyon sayısıyla, Avrupa’nın beş büyük ligi artı Süper Lig dikkate alındığında altıncı sırada. Emenike’yse 12 net pozisyona girebilmiş, bunların 3’ünü değerlendirebilmiş ve verimliliği ancak yüzde 25 düzeyinde... Avrupa’nın 5 büyük ligi + Süper Lig’deki tüm santrforları OPTA Stats incelemiş.

Galatasaray, solda toplanıyor

Hamzaoğlu geldiği günden itibaren 4-2-3-1’i benimsedi; son rötuşlarla da takım hücumda asimetrik bir hal aldı: Sol bek Olcan, sol açık Yasin, sol merkez oyuncusu Selçuk ve solak on numara Sneijder, hepsi oyunu kurmak için solda toplanıyorlar. Hücumlar ağırlıklı olarak soldan gelişiyor, sol ayak içiyle uzak direğe atılan şutlar, adeta Galatasaray hücumunun tescilli hareketi haline geldi. Gerek Sneijder, gerek Yasin, gerekse Olcan’ın bu şutları, muhtemelen Volkan’ın uzak solunu zorlayacak.

Galatasaray’ın sol savunması ise sol hücumu kadar güçlü değil. Yeni sol bek Olcan’ın ofans isteği başına iş açabilir. Ayrıca eğer sol stoperde Semih hazır olmaz da Koray oynarsa, gurbetçi oyuncunun sol ayağının çok iyi olmadığını hissettim ben.

15 yıllık seriyi bozmak zor

Tabii ki bu tarz derbilerde tarihin yükünü sırtında taşımak da zor. Galatasaray 1999’dan beri 15 lig, 3 de kupa maçında Kadıköy’de galip gelememiş.

Bu tarz serilerin psikolojik baskı yarattığı kesin: Atletico Madrid, geçen sezona kadar tam 11 yıl Real Madrid’e karşı maç kazanamamış. Ama daha enteresanı Real Madrid’in 18 yıl Deportivo deplasmanında kazanamaması: 1993’le 2010 arasında Riazor’dan 18 kez eli boş dönen Madrid ekibinin bu arada 3 kez Şampiyonlar Ligi şampiyonu olduğunu da belirtelim!



Webaslan mobil uygulamasıyla spor haberlerine herkesten önce ulaşmak için tıklayın
  Ana Sayfaya Dön
Webaslan Anasayfasına Dön