Önceki Haber Sonraki Haber

Galatasaray için müthiş Beşiktaş yorumu

Türk spor basınının duayen ismi Şansal Büyüka gündemi değerlendirirken Beşiktaş'ın Galatasaray ile oynayacağı maça da değindi.

31/12/2014 Çarşamba Milliyet

Türk spor basınının duayen ismi Şansal Büyüka, Milliyet gazetesinden Bilal Meşe ile yaptığı söyleşide gündemi değerlendirdi. Galatasaray'ın Beşiktaş ile oynayacağı maçı ile ilgili, "Ben Hamza Hoca’nın Beşiktaş maçında radikal bir değişikliğe gideceğini sanmıyorum. Burak-Umut ileride birlikte oynuyorlar ama ikisinin de orta alana çok ciddi şekilde katkısı ve yararı var. Belki de son maçın etkisiz adamlarından Umut’u kenara çekebilir. Melo, Sneijder, Chedjou da geleceğine göre takım tertibi elbette değişir ama sistemin değişeceğini sanmam. Galatasaray kendi kabuğuna çekilip Beşiktaş’ı beklemez. Oyuna oyunla cevap verir." dedi.

İşte Büyüka'nın yorumları:

Maçın favorisi diyemiyorum

Beşiktaş’ın daha kazandığı derbi yok. Şampiyonluk istiyorsa, deplasmanlardaki galibiyet alışkanlığını derbi maçlara da taşıması lazım. Açıkçası Beşiktaş maçın favorisi diyemiyorum. Ortada bir maç.

Beşiktaş, öyle ya da böyle kazanıyor ve liderlik koltuğunu bırakmaya pek de niyetli görünmüyor. Son oynanan Torku Konyaspor maçında da bu açıkça kendini hissettirdi. Rakip oynadı, Kartal kazanmayı bildi.

7’de 7 yapan bir Beşiktaş var. Kötü oynasa da bireysel yetenekleriyle maç kazanmasını biliyorlar. Bu tempo ikinci yarıda devam eder mi?
- Beşiktaş’ta şunu çok iyi biliyorum, herkes “gel tatil gel” diye gün sayıyor. Beşiktaş iyi oynayarak, iştahlı oynayarak çok maç kazandı. Son bir iki maçta kalitesi ile kazanıyor. Yorgunluk çok açık belli... Kolay iş değil... Her hafta bir deplasman, her hafta iki maç birden... Ligdeki ara, Beşiktaş’a ilaç gibi gelecek. Sürekli kazanan Beşiktaş’ın bu temposunu ikinci yarıda da sürdüreceğini düşünüyorum. Ama şurası çok net ortada: Ligin ikinci yarıları her zaman çok daha zor olur. Puan aslanın ağzından midesine iner. Ben Beşiktaş için “Nisan” yorgunluklarının çok gerilerde kaldığını düşünüyorum.

Tripolis Asteras maçında gereksiz itirazdan oyundan atılan Atiba, Torku Konyaspor maçında da hakemle inatlaşarak kırmızı gördü. Profesyonelliğini övdüğümüz Atiba’nın yerinde yeller esiyor. Sizce nedeni ne olabilir?
- Atiba’nın elle tutulacak tarafı yok. Bırak Galatasaray maçını, bu kadar yorgun bir takımı Konya karşısında son 12 dakikada bir eksik bırakmaya ne hakkın var? Doğru; Türkiye’de penaltı atılırken üç metre içeri girenlere bir şey olmuyor da, gene de hakem sana “çizgiye basma” diyorsa, basma kardeşim... İnatlaşma... Dua et maç berabere bitmedi.

Hamza hocayla adeta bir kimliğe bürünmüş bir Galatasaray ile ligde istikrarlı giden Beşiktaş bu hafta sonunda karşı karşıya gelecek.
- Bilal, Beşiktaş’ın daha kazandığı derbi yok. Şampiyonluk istiyorsa, deplasmanlardaki galibiyet alışkanlığını derbi maçlara da taşıması lazım. Bunlar 6 puanlık maçlar... Şampiyonluğu direkt etkilediği gibi, takıma da, camiaya da özgüven veren maçlar... Galatasaray maçında da açıkçası Beşiktaş maçın favorisi diyemiyorum. Ortada bir maç... İki takımın da kazanabileceği bir maç... Olimpiyat Stadı’nın da Beşiktaş’a ev sahibi olarak bir avantaj sağladığını düşünmüyorum. Beşiktaş’ın puanlarına bak; 21’i deplasmanda, 14’ü iç sahada...

Beşiktaş son dönemlerdeki fair play anlayışıyla da konuşuluyor. Mesela Veli’nin Adana Demirspor karşısındaki hareketini övmek abartı mı?
- Kötülere o kadar alıştık ki, iyiyi görünce sarılıyoruz, abartıyoruz, bu doğru... Ama Veli’nin örnek hareketi kamuoyunda değer bulmalıydı, alkış almalıydı, öyle de oldu. Son maça bakın; Olcay maç sonu üçlü çektirmek isteyen taraftarlarına Konya seyircisini gösterip “ayıp olur” diyor... Bütün bunlar Beşiktaş’ı sempatik gösteriyor. Aziz Yıldırım geçen haftaki açıklamalarında “Beşiktaş’ı sempatik gösteriyorlar” dedi. Beşiktaş bu davranışlarıyla ve daha fazlasıyla zaten sempatik takım... Ayrıca özel bir çabaya ihtiyaç yok.

Geri dörtlüsü savruluyor!

Galatasaray için eleştirilecek iki şey var: Birincisi, golden sonra “bu iş tamam” deyip mücadeleyi sermeleri, ikincisi geri dörtlünün savruk hali.

Galatasaray, çok kritik bir Gençlerbirliği maçından beraberlikle ayrıldı. Kimine göre bu bir kazanç, kimine göre de Cim-Bom, kritik dönemde kaybetmemeliydi?

Size göre, kazanılmış bir ya da kaybedilmiş iki puan mı?
- Biz hep yorumları büyüklere göre yapıyoruz. Galatasaray’ın karşısında taş gibi bir Gençlerbirliği vardı. Galatasaray’ın kazanmasına Gençlerbirliği izin vermedi. Galatasaray için bu maçta eleştirilecek iki şey var: Birincisi, golden sonra “bu iş tamam” deyip mücadeleyi sermeleri, ikincisi geri dörtlünün savruk hali... Sonbahar mevsimi geçti, kışa girdik ama Galatasaray geri dörtlüsü, kuruyan yapraklar gibi sağa-sola savruluyor.

Sneijder, Melo, Chedjou’nun eksikliği takımı nasıl etkiledi?
- Sneijder, Melo, Chedjou önemli oyuncular ve yoklukları elbette hissedilir. Hadi Melo bu sezon sallanıyor ama, görüyoruz ki, takımdaki durgun hali bile koştuğunu sanan diğer futbolculardan daha iyi... Her şeye rağmen Hamza Hoca ile yeni bir kimlik kazanmaya başlayan Galatasaray’ı görmezden gelemeyiz.

Hamza Hamzaoğlu, Beşiktaş derbisinde, oyun stratejisinde değişikliğe gider mi?
- Ben Hamza Hoca’nın Beşiktaş maçında radikal bir değişikliğe gideceğini sanmıyorum. Burak-Umut ileride birlikte oynuyorlar ama ikisinin de orta alana çok ciddi şekilde katkısı ve yararı var. Belki de son maçın etkisiz adamlarından Umut’u kenara çekebilir. Melo, Sneijder, Chedjou da geleceğine göre takım tertibi elbette değişir ama sistemin değişeceğini sanmam. Galatasaray kendi kabuğuna çekilip Beşiktaş’ı beklemez. Oyuna oyunla cevap verir.

Takke düştü kel göründü

Trabzonspor, Eskişehir karşısında bozguna uğradı. Ersun Yanal ile gelen hava kayboldu, bordo-mavililer de kayboldu.

Nerede bu Trabzonspor?
- Sevgili Bilal, Trabzonspor çok hızlı bir geri dönüş yaptı. Kötü, isteksiz, dağınık, temposuz ve mücadeleden uzak... Eskişehirspor karşısında bir ara iki bekten yoksun oynuyor sandım. Rakibe bu kadar geniş alanlar bırakılır mı? En önemlisi, artık Onur garantisi ve kolaycılığı kalmadı. Onur savunmasının bin tane ayıbını örtüyordu. Ama takke düştü, kel göründü. Bu kalecilerle Trabzonspor’un işi zorun zoru... Bir de kendi yapmadığın bir takımda görev kabul etmek sanki çok doğru değil... Ersun Hoca’nın zorluğu ve şanssızlığı burada...



Webaslan mobil uygulamasıyla spor haberlerine herkesten önce ulaşmak için tıklayın
  Ana Sayfaya Dön
Webaslan Anasayfasına Dön