Galatasaray Başkanı Ünal Aysal, TFF'nin yeni başkanı Yıldırım Demirören'e karşı kulübün takınacağı tavrı açıkladı.
Galatasaray Kulübü Başkanı Ünal Aysal, Türk futbolunun sorunlarının uluslararası normlar doğrultusunda çözülmesini beklediklerini dile getirerek, ''Buna dönük bir beklentimiz vardı, endişelerimiz de bundan kaynaklanıyordu. Ama Ata Aksu Bey'in Yıldırım Bey ile yapmış olduğu görüşme sonucu bunu katiyetle bu bazda çözüleceğine dair bir teminat aldığını öğrendik. Sonra bunu bizzat Yıldırım Demirören'in de ağzından duyarak nispeten rahatladık'' dedi.
Ünal Aysal, Galatasaray Tv'ye yaptığı açıklamada, Yıldırım Demirören başkanlığındaki yönetimin iş başına geldiği Türkiye Futbol Federasyonu Olağaünstü Genel Kurulu'nu değerlendirdi. Aysal, federasyon başkan seçiminde Galatasaray'ın ve TFF'nin önemli bir üyesi olarak orada bulunmak zorunda olduklarını kaydederek, şunları kaydetti:
''Görevimizi yerine getirdik. Ekip olarak gittik. Federasyondaki bütün görüşmeleri, konuşmaları dinledik. Kişilerle temaslarımızı yaptık. Son derece de faydalı olduğunu umuyorum. Adaylardan bildiğiniz gibi bir tanesiyle bu sabah, seçimden önce karşılıklı yaptıkları görüşmelerle uzlaşmaya varmışlar. Ata Aksu Bey bu görevden feragat etmiş ve Sayın Yıldırım Demirören'le prensiplerde mutabık kaldıkları için de görevden çekilmiş. Bana bunu da bildirdiler. Hangi bazda ve ne sebeplerle adaylıktan çekildiğini sorguladığımda, doğrusunu isterseniz beni de mutlu eden cevaplar aldım. Sonra bu cevapların doğrulandığını da Sayın Yıldırım Demirören'den bizzat, bire bir dinledim. Biliyorsunuz Galatasaray'ın en baştan beri talep ettiği ve beklentileri Türkiye'nin milletlerarası standart ve normlara uygun bir spor faaliyeti içinde olması. Özelikle futbolda bugünkü sorunların Avrupa normlarına göre çözülmesi şeklindeydi. Buna dönük bir beklentimiz de vardı, endişelerimiz de buradan kaynaklanıyordu. Ama Ata Aksu Bey'in Yıldırım Bey ile yapmış olduğu görüşme sonucu bunu katiyetle bu bazda çözüleceğine dair bir teminat aldığını öğrendik. Sonra bunu bizzat Yıldırım Demirören'in de ağzından duyarak nispeten rahatladık.''
Yıldırım Demirören'in, ''22 Mart'taki UEFA toplantısına tertemiz gitmek istiyoruz. Bütün sorunlardan arınmış olarak gitmek istiyoruz'' şeklindeki sözlerini ise Aysal, ''Bunu kendisiyle yaptığımız görüşmede de, daha önemlisi oradaki bütün üyelerin önünde, 260 kişilik bir heyetin önünde bunu deklare etti. Kayıtlara da geçti. Bu bizim için büyük bir güvence. Biz bu durumun, bu saatten sonra hem takipçisi, hem de destekçisi olacağız. Galatasaray olarak bizim görevimiz bu gayelere, hedeflere varabilmek için gerekli önerileri yapmak ama aynı zamanda durumun takipçisi olarak, çok daha önemlisi destekçisi olmak, kolaylaştırmak. Yeni federasyon başkanımızı bu hedefleri gerçekleştirmekte sonuna kadar destekleyeceğiz'' dedi.
"DEMİRÖREN'İN OYUMUZA İHTİYACI YOKTU" Ünal Aysal, ''Genel kurul saatlerinde ajanslara ve internet sitelerine haberler düşüyordu ve genelde şöyle haberlerin düştüğünü gördük: 'Galatasaraylı delegeler bu genel kurulda oy kullanmadılar' Bununla ilgili bir açıklama yapmak ister misiniz-'' şeklindeki soru üzerine ise, şu ifadeleri kullandı:
''Sayın Yıldırım Demirören'in bizim oyumuza ihtiyacı yoktu. O kendi projesi ve ekibiyle geldi. Kurulların kurulmasında ve yönetim kurulunun oluşmasında biz herhangi bir şekilde sorgulamadık ve fikrimiz alınmadı. Oy verebilmek için önce olaya müdahil olmak gerekiyordu. Ayrıca tekrar ediyorum, yeni başkanımızın bizim oyumuza ihtiyacı olmadığını da katiyetle tespit ettik. Her şey gayet güzel düzenlenmişti. Biz sadece izledik, notlarımızı aldık. Kendisine bu şartlara bağlı olarak da destek vaadinde bulunduk ve döndük.''
Aysal, Galatasaray'ın duruşunda değişiklik olmadığını kaydederek, ''Bilakis Galatasaray'ın ilk günden beri duruşu aynıydı, bugün de aynı. Bundan sonra da aynı olacak. Az önce ifade etmeye çalıştım. Bizim beklentimiz belli. Bu beklentilerin de takipçisi olacağımızı vurguladım. ama seçilen bir başkan var, güvenmek zorundayız ve bu beklentilerimizi karşılaması için de ona destek vermek zorundayız. Biz şahısların, kişilerin ya da müesseselerin hiçbir zaman karşısında değiliz. Hedeflerin yanındayız. Hedefleri tutturabilirsek zaten mutlu oluyoruz'' dedi.
Türkiye'nin 2020 Olimpiyat Oyunları ve Avrupa Futbol Şampiyonası'na adaylığının hatırlatılarak, ''Böylesine önemli projeleri düşünen bir ülke olarak, siz, futbol federasyonu her ne kadar özerk olsa da, olası bir tehlike altında ülkemiz futbolunun uluslararası arenada ceza almasına, ülkemizin, hükümetimizin izin vereceğini düşünüyor musunuz-'' şeklindeki soruyu ise Aysal, şöyle yanıtladı:
''İzin vermesinden ziyade hiçbir hükümetin, ya da federasyon gibi hiçbir özerk kuruluşun ülke menfaatlerine aykırı düşecek bir konuda bir tasarrufta bulunması zaten mümkün değil. Bu her şeyden önce suç sayılır. Kimsenin böyle bir şeye cesaret edeceğini zannetmiyorum, kimsenin aklından böyle bir şey geçireceğini de düşünmüyorum. Bunun için herkesin bu hedeflere varmak, Türkiye'nin menfaatleri neredeyse oraya doğru el birliğiyle, birbirini destekleyerek bu menfaatlerin gerçekleştirilmesine dönük çalışmaların sürdürülebileceğini tahmin ediyorum. Böyle olması gerektiğine inanıyorum. Onun için şu etapta böyle bir endişem yok.
Süre çok kısa. Şunu kabul edelim ki 22 Mart çok kısa bir süreç. Eğer burada hakikaten kanun ve kuralların tatbiki mümkün olabilirse, bunlar mümkün olursa süreç yeterli. Ama kanun ve kuralların dışında başka formüller aranırsa bu süreç yeterli değil. Onun için 22 Mart tarihinin belirtilmesi doğrusunu isterseniz ümit verici.''
Webaslan mobil uygulamasıyla spor haberlerine herkesten önce ulaşmak için tıklayın
Yorumları okumak veya yazmak için üye girişi yapmanız gerekmektedir.