Türkiye Futbol Direktörü Fatih Terim, Uluslararası Antrenör Gelişim Semineri'nde yeni açıklamalarda bulundu. Dev sözler...
07/01/2015 Çarşamba Webaslan.com"Kaliteli rakipleri yenmek için onlardan daha fazla mesafe kat etmelisiniz. Toplam mesafemizi onlarınkinin üzerine çıkarmalıyız. Bunun temini nedir? Milli Takıma gelen oyuncuların kulüplerinde yaptığı fiziksel idman ve form grafiği ile doğrudan ilgilidir. Benden önceki milli takımlar da başarısız olmuşsa ben de takımımı iyi hazırlayamamışım. Oyuncunun sahip olduğu performans altyapısının ne kadarını sahaya yansıttığı gerçeğini de göz ardı etmememiz lazım. Koşu mesafemiz az. Böyle olunca akla gelen ilk şey; topun oyunda kaldığı süre olabilir. Düşük koşu mesafesine bu sebep oluyor diyebiliriz ancak aldığımız verilere bakınca bununla açıklamak mümkün değil."
"ÇOCUKLAR FUTBOL OYNAYACAK ALAN BULAMIYOR"
"Yarıştığımız tüm ülke kulüplerinde futbola başlama yaşı 5'tir. Artık oraya indi. Hollanda, İngiltere, İsviçre, Fransa, Almanya'da 5 bizde 10. Eğitim bilimleri açısından da en uygun yaş 5 uygun görülmüştür. Birinin elit futbolcu olabilmesi için 10.000 saat futbol oynaması lazım. Okuldaki beden eğitimi, sokakta oynadığı futbol ve kulüp dışı oyun formatındaki durumlar + kulüpte yaptığı idmanlar var bu 10.000 saatin içinde. Çocuğun en çok öğrenme becerisi olduğu yaşlar önemlidir ve verimli değerlendirilmelidir. Rakiplerimize göre dar havuzdan seçim yapıyorken, Hollanda U7, İngiltere U9, İsviçre U9, Almanya U8 bizde U11. Yine farklıyız. Bu kadar dezavantaj varken bir de bizim çocuğumuz 5 yıl kayıpla başlıyor. Yazık. Arayı kapatmaya çalıştığımız eksiğimiz 5 yıl boyunca kaybettiğimiz idman saatleri değil. Çocuklarımız maalesef okulda da çok az spor yapma imkanı buluyor. Ne acıdır ki bir futbol adamı olarak sıklıkla spor yapmak için bile bazı dersler kullanılmıyor. Beden Eğitimi derslerimizin sayısı içler acısı. Zorunlu eğitimi bitirene kadar bir sporcunun Avrupa'daki akranlarından 5 yıl idman eksiği ve her okuduğu yıl için de 80 saat de Beden Eğitimi dersi eksiğini düşündüğümüzde, bizde 48 saat, Avrupa'da 80 saatlerde. Bunlar hepimizin çocuğu. Tablo bu. Şehirdeki çocukların boş alan da bulamadığını düşünecek olursak, sokakta da futbol oynayamıyorlar. Aradaki makas her geçen gün daha da açılıyor. Bunlar bilimsel veriler."
"MESSI TÜRKİYE'DE OLSAYDI..."
"Rakiplerimizde bir çocuk futbol oynamak istedi. Öncelikle hemen en yakın amatör kulübe çok kolay ulaşabiliyor. Rakiplerimizin bazı amatör kulüplerin bile tesisleri yeterlilik açısından 2., 3. Lig'de mücadele eden birçok kulüpten daha iyi. Hadi tesisin eksik olur, zihniyetin, felsefen elit futbolcu yetiştirmeye uygun mu? Bu vizyonda mısın? O da yok. Rakiplerimiz oyuncu gelişimine odaklanmış durumda ve her yaşın durumuna uygun stratejiler geliştiriyorlar. Biz her yaş kategorisinde kazanmaya endekslediğimi bir başarı adayları ile yıldız adaylarımızın yitip gitmesine sebep oluyoruz. Messi'nin çocukluğu eğer bizim ülkemizde geçseydi önce, bu çelimsiz derdik. Yarıştığı yaş kategorisinde yaşı küçültülmüş ve gelişmiş fizikli rakipleri tarafından da bi hayli hırpalanırdı. Yapamadığı uygulamalar nedeniyle belki de cüce derdik, dalga geçerdik. Yok olmasına sebep olurduk ya da yeteneği nedeniyle medya tarafından ve etrafı tarafından göklere çıkarılıp, televizyonlarda dolaştırılıp anası babası mahallenin bakkalı televizyon programlarına katılırdı. O yaşta bu yükü taşıyamayıp, psikolojisi bozulur, kaybolur giderdi. Siz Türkiye'de örneklerine ulaşabilirsiniz."
"ALTYAPILARI KALDIRALIM DESEK..."
"Biz ne yapıyoruz; o penaltı mıydı, o ofsayt mıydı, kim kimin arkasından dolandı mevzuları ile ilgilenip, tüm kamuoyunun ilgilenmesini de sağlayacak süreçler yaratıyoruz. Maalesef biz buralardayız. İki tane güzel olay oldu; biri Veli Kavlak birisi Semih Kaya. Çocuklar hakeme yardımcı olup kararın düzelmesine vesile olmuşlar. Maç sonrası televizyon seyrediyorum. Bunları destekleyeceğimize, takımı mağlup olsa bunu yapar mıymış? 89. dakikada olsa yine yapar mıymış? Böyle tartışıyoruz. Ya arkadaş, yazık kaybettiğimiz zamana, değerlere yazık. Teşvik edin biraz fazlalaşsın. Niye kafamız hep bunlara işliyor? Niye hem komplo teorilerine, yalanlara harcıyoruz emeğimizi. Bir grubu da buna inandırıyoruz. İşimiz gücümüz bu. Biz zaten zamanı geçtik. Gençlik Geliştirme Programı, profesyonel takımlarda %54 çok kötü. %17 kötü. %19 orta. %10 da iyi. Bu tabloda zaten rötar yapmışız. Zaten o çocuklara borcumuz var. Zaten gençliğimize bunu vermek zorundayız. Altyapı ile ilgili konuşurken şunu da ifade etmek istedim; Diyelim ki biz bu altyapıları kaldıralım desek, eğer bundan birçok kulüp memnuniyet duymazsa adımı değiştiririm. Bazı aymaz yöneticiler altyapıları kulübe yük olarak görüyor. Kulübe bunu yük olarak görüyor."
"ÇOCUK KORUMA PROGRAMI..."
"Kulüplerimizin altyapı programları bu durumdayken biz önemli bir karar aldık; Çocuk Koruma Programından bahsetmek istiyorum. Biz TFF olarak Çocuk Koruma Programını çok önemsiyoruz. Altyapılarda çocuklarımızın hem zihnen hem fiziksel olarak istismar edildiğini gördük. Bu konulara lokal müdehalelerde bulunmuş birisi olarak, önemli bilgiler vereceğim. Ne pahasına olursa olsun kazanmak üzerine kurulmuş altyapı eğitim düzeni nedeniyle çocuklar aile ve hocaları nedeniyle travmalara maruz bırakılmışlardır. Çocukları bu olumsuz etkilerden koruyacağız ve iyi, başarılı bir erişkin olmalarını sağlayacak önemli bir programdır. Arkadaşlar cinsel istismarın, fiziksel, duygusal istismarın yaşanmadığı, insanlık haysiyetinin korunduğu saygın futbol ortamlarını yaratmak hedefimizdir.""