Galatasaray'ın Fildişi Sahili futbolcusu Emmanuel Eboue, Galatasaray TV'de yayınlanan 'Taraftar' programında birbirinden özel açıklamalarda bulundu.
Galatasaray’ın Fildişi Sahilli futbolcusu Emmanuel Eboue, Galatasaray Televizyonu'na konuk oldu.
‘Taraflar’ programına katılan başarılı oyuncu taraftarların sorularını yanıtladı. İşte Eboue’nin, bir hayli renkli görüntülere sahne olan programda yaptığı açıklamalar.
17 Mayıs denilince Eboue’nin eski takımını unutmak olmaz. Galatasaray’a karşı kaybedilen kupa Eboue’nin döneminde hala konuşuluyor muydu?Benim oynadığım dönemde neredeyse oyuncuların tamamına yakını değişmişti, o yüzden oyuncularla konuşmadık ama Arsene Wenger’le Galatasaray hakkında konuşurken bana özellikle UEFA Kupası finalinden bahsetmişti. Çünkü ben kulüp hakkında çok fazla bilgi sahibi değildim. Ne kadar önemli, güçlü, büyük başarılara imza atmış bir kulüp olduğunu Arsene Wenger’den bu kupa finali sayesinde, bu şampiyonluk sayesinde öğrenmiştim.
Galatasaray’la ilgili olarak kimlerle konuştun? Arsene Wenger’e sormuş, Fatih Hoca’yla konuşmuşsun. Başka kimlerle konuştun?Açıkçası transferin gelişme sürecinin çok da yayılmaması için hiçbir oyuncuyla konuşmadım. İnternetten araştırdım, gazeteleri okudum. Bu şekilde bilgi edindim kulüp hakkında, kulübün tarihi ve başarıları hakkında. Böyle kendi çabamla bilgi edindim. Arsene Wenger’le zaten sürekli konuşuyorduk. Bana çok şey anlattı Galatasaray hakkında. Başka kimseyle de konuşmamaya çalıştım.
Galatasaray’ın eski oyuncusu Keita ile de mi konuşmadın?Keita ile transferim gerçekleştikten sonra konuştum. Birçok oyuncu ile transfer kesinleştikten sonra konuştum zaten. Keita da zaten bana buranın çok güzel bir kulüp olduğunu, burada çok iyi vakit geçireceğimi ve futbolumu da üstüne koyarak geliştirebileceğimi söylemişti. Ben de zaten onun dediklerine şu an katılıyorum. Buraya geldiğim için çok mutluyum.
Şampiyonluk kutlamalarında adın Manu diye anons edildi. Bu lakabın sebebi ne?Emmanuel’in kısaltması. Ancak çok yakın olanlar bana Manu derler. Yoksa herkese Manu dedirtmem.
Türkçe öğreniyor musun? Türkçe bildiğin kelimeler var mı?Afiyet olsun, sağol, teşekkürler, günaydın, merhaba, inşallah, görüşürüz, baba, hocam.
"Hocam"ı Fatih Terim için mi söylüyorsun, yoksa hakemler için mi?İngiltere’de teknik direktörlere patron diyorduk. Burada öyle deyince kimse bir şey anlamıyor. Ben de Emre Çolak’la Semih’ten "Hocam" dediklerini duydum ve öyle kullanmaya başladım. O günden beri de böyle.
Galatasaray’a transfer olmasını istediği iyi bir arkadaşı, beğendiği bir futbolcu veya bir yakını var mı?Birçok iyi futbol oynayan arkadaşım var. Ben takımda başka bir Afrikalı futbolcuyu görmeyi çok isterim, çok mutluluk duyarım. Ancak tabii bu şartlara bağlı bir şey benim istememle olacak bir şey değil.
Galatasaray taraftarı ile ilgili düşüncelerin neler? Gelmeden önce nasıl düşünüyordun, fikirlerin şimdi nasıl?Açıkçası önceden çok bir fikrim yoktu. Ancak İngiliz takımlarının Avrupa’daki maçlarında Türk taraftarının ne kadar ateşli olduğunu biliyordum. Geldiğim gün de daha havaalanında beni karşılayan taraftar kitlesini görünce duygulandım. İçlerinde çok küçük çocuklar bile vardı. Ne kadar büyük bir taraftar kitlesiyle karşı karşıya olduğumu anladım. Galatasaray taraftarı da o günden bu güne beni çok etkiledi.
Galatasaray taraftarının sana olan desteğinin farkındasın. Daha ilk yılında taraftarın sevgilisi oldun. Ne düşünüyorsun bu konuda?Burada karşılaştığım her şey için zaten Tanrı’ya dua ediyorum. Çünkü çok farklı bir yere gelmiştim, beni ne beklediğini hiç bilmiyordum. Önce Fatih Terim bana çok destek oldu. Sonra da taraftar bana hiçbir zaman yalnız olmadığımı hissettirdi. Adaptasyon sürecim daha uzun sürebilirdi ancak onlar her zaman bana destek verdi, onların hepsini ben kardeşim gibi görüyorum gerçekten. Onların önünde şapkamı çıkartmak istiyorum. Gerçekten bana ilk sezonumda çok yardımcı oldular.
Hem Arsene Wenger, hem de Fatih Terim ile çalıştın. Peki hangisiyle çalışmaktan daha fazla keyif aldın?Aslında Arsenal ile bu seneki Galatasaray arasında çok benzerlik var. Çünkü Fatih Terim de bizden sürekli yerden oynamamızı istiyor. Tıpkı Arsenal’de olduğu gibi topu hiçbir zaman havaya kaldırmamamızı istiyor. Bu bakımdan hem keyifli bir futbol oynuyoruz, hem de Arsenal ile büyük benzerlik taşıyan bir oyun oynadığımızı düşünüyorum. Fatih Terim disiplinli, bazen sert, ateşli bir hoca. Ancak saha dışında çok farklı, çok eğlenceli, çok rahat bir insan. Ben Fatih Terim’in bu özelliğini çok seviyorum. Çünkü ben işini ciddi yapan insanlarla çalışmaktan büyük keyif alıyorum. O yüzden bazen maçlar esnasında görmek beni korkutsa da Fatih Terim’le çalışmak gerçekten çok güzel.
Dil problemi olmasına rağmen Semih ve Emre ile muhteşem bir arkadaşlığın var. Bu konu hakkında ne diyeceksin?Ben hayat felsefesi olarak zaten her insanı çok severim. Galatasaray Kulübü’nde de herkes beni seviyor. Emre’yle Semih konusuna geldiğimizde de onlarla aramızdaki bağı açıklamak aslında zor. Onları gerçekten küçük kardeşlerim gibi seviyorum. Genç oyuncularla çalışmaktan zaten ben büyük keyif alıyorum. Sürekli tecrübelerimi de aktarmaya çalışıyorum. Onlarla aramızda da çok büyük bir bağ var ama dediğim gibi Galatasaray’da herkesle çok iyi ilişkilerim var.
Drogba’yı soruyor taraftar, onunla hiç konuştu mu?Onunla özellikle Afrika Kupası sırasında çok yoğun bir şekilde konuştuk. Galatasaray’ı ona çok anlattım, onun da ilgisini çekti. Ancak Fatih Terim de onu isterse, onu ararsa neler olacağını bilemiyorum. Gelmesi mümkün olabilir. Ama ben ona kulüpteki geleceği hakkında bir şey sormadım. İnsanların özel hayatına çok girmek istemiyorum. Bu nedenle gelecekte ne olur bilmiyorum ama Galatasaray’ı yoğun bir şekilde anlattım.
İlk maçında Fenerbahçe’ye gol atarak gerçek Galatasaraylı oldun. Bunu anlattılar mı sana?Öncelikle bu gol için ben takım arkadaşlarıma teşekkür etmek istiyorum. Onlar olmasa, onların yardımı olmasa, oynadığımız güzel futbol olmasa ben o golü atamazdım. Ancak tabii böyle bir şey söylendiğini biliyordum. Ezeli rakibimize de gol atmak benim için çok büyük mutluluk oldu.
Şampiyonlar Ligi’nde en çok hangi takımla oynamak istersin? Melo’yla yaptığı dansı daha önce çalıştın mı?Açıkçası hiçbir rakip benim için fark etmez. Böyle üst düzey bir turnuvada yer alıyorsanız bunu düşünmemeniz lazım. Bu aslında savaşa gitmek gibi. Rakibinizden korkarsanız zaten kaybedersiniz. Katılacak bütün kulüplere saygı duyuyoruz, ancak hiçbirinden korkmuyoruz. Takım seçmiyoruz. Melo da, ben de sahada ve antrenmanda çok hırslı iki futbolcuyuz. Kutlamalarda da Brezilyalı bir futbolcuyla Afrikalı bir futbolcunun nasıl bir kardeşlik içinde olabileceğini bu dansla göstermek istedik. Şampiyonluğa inandığımızı göstermek için böyle bir dans yapma fikri edindik. Bu dansı Galatasaray forması altında yaptığım için de çok mutluyum.
Abdurrahim Albayrak ile ilgili düşüncelerin nedir?Abdurrahim Albayrak’a hayranlık seviyesinde bir sevgi besliyorum. Biz zaten takım olarak ona baba diyoruz. Gerçekten ikinci bir baba gibi. Her zaman cömert, her zaman mutlu. Telefonu bize her zaman açık. Evine bile davet eder bizi. Her zaman ne ihtiyacımız olursa karşılar ve Galatasaray’a çok büyük bir sevgi besliyor. Bize çok yardımcı oluyor. Onunla ilgili duygularımı anlatmak çok zor.
Taraftarlar olarak futbolcularla ilgili unutamadığımız bazı anılar var. Eboue ile ilgili 3-4 unutulmayan an var. Birincisi Fenerbahçe maçından sonraki koşman, ikincisi Muslera ile Manisaspor maçında Muslera’nın attığı penaltı atışı sırasında Selçuk İnan’ı teselli edişi, üçüncüsü ise Melo ile dansı. Senin de unutamadığın anılar var mı?
Öncelikle Selçuk İnan’a büyük saygı duyuyorum. Harika ve üst düzey bir futbolcu. Maçta da penaltıyı kullanıp 3. golünü atmak istiyordu. Ben onun yanına gidip maçın zaten bittiğini söyledim. Muslera’ya bu fırsatı verip ona da bu mutluluğu yaşama sansını tanımasını istedim, o da bunu anlayışla karşıladı. Muslera’nın golü attıktan sonraki mutluluğunu gördüm, bu da beni çok sevindirdi.
Türkiye’de en çok ilgini çeken hadise neydi? Galatasaray’la ilgili unutamadığın anın var mı?Beşiktaş deplasmanında bazı sıkıntılar yaşamıştım, onun rövanşında Türk Telekom Arena’da maçımız vardı. Taraftarlar benim için Fransızca ‘Hepimiz Sizinleyiz’ yazmıştı. Bu gerçekten beni çok duygulandırmıştı. Hepinize teşekkür ediyorum. Bu takım için bu kulüp için kanımın son damlasına kadar savaşma isteği uyanıyor ben de.
Galatasaraylı taraftarlar şampiyonluk öncesi dünyanın her bir yerinden video yolladılar. Maç öncesi otelde video izlendi, orada neler yaşandı?Samimi olarak onlara gerçekten teşekkür ediyorum. Galatasaray taraftarı sezon boyunca bize muhteşem destek verdiler. Nereye gidersek oraya geldiler. Videoları izledikten sonra da öncelikle şaşırdım, sadece Türkiye’den değil Amerika’dan da videolar gelmişti. Her şey için, samimiyetleri için teşekkür ederim. Umarım gelecek sezon da onlara layık olmak için elimizden geleni yapıp başarılar elde edeceğiz.
Şu an burada olmak yerine sahada olmayı tercih eder misin? Hangisi daha heyecan verici?Şu anda tatildeyim, son işlerimi halledip ülkeme dönecektim ancak kulübümüz böyle bir taraftar organizasyonu olduğunu söyleyince gitmedim. Çünkü taraftarlar bizi görüntümüz için sevmiyor, bizimle bir şeyler paylaşmak istiyorlar; espri yapmak, eğlenmek de istiyorlar. Ben gerçekten böyle organizasyonların çok gerekli olduğunu düşünüyorum. Şu anda da büyük keyif alıyorum. Şu anki yaptığımı sahada olmaya da tercih ederim ve gerçekten çok eğlenceli. Taraftarlar futbolcularıyla böyle şeyler paylaşmalıdırlar her zaman.
Futbolcu olmasaydın ne olmak isterdin?İnsanın aslında hangi mesleği seçeceği biraz da kadersel. Çok büyük seçim yapamıyorsunuz. Ancak ben futbolcu olmak için çok büyük fedakarlıklar yaptım, çok çalıştım. Küçük yaştan itibaren bu yolda kararlılığımı ortaya koydum. Komedyen olmak ve aktörlük yapmak istiyorum. Bunu kariyerimin ardından ciddi bir şekilde yapmayı düşünüyorum. Bu konuda başarılı olabileceğimi düşünüyorum.
İlk teklifi yapayım, biz Galatasaray TV olarak bir şeyler çekeceğiz. Oynar mısın?Yemek varsa, ben yaparım. Sorun yok.
Galatasaray taraftarı ve Fatih Terim için birer Türkçe kelimeyle tanım istiyorum.Cimbom ve İmparator.
İngiltere ve Türkiye futbolunu nasıl karşılaştırıyorsun, aradaki farklar neler?İngiltere’de fiziğe dayalı bir futbol oynanıyor. Burada da fiziğe dayalı bir futbol oynandığı için açıkçası futbol olarak benzerliğin büyük olduğunu düşünüyorum. Benim için iki şey farklı; birincisi kazandığım kupa, ikincisi de taraftarımız.
Ayhan’ın elini öpme olayın bizlere soruluyor, sebebinin ne olduğunu merak ediyoruz.Ayhan’a ben çok büyük bir saygı duyuyorum, çünkü o bu kulübe gerçekten çok şeyler vermiş ve işini her zaman saygıyla aşkla yapan bir insan. Ben böyle insanlara çok saygı duyuyorum. Yaşına rağmen hiçbir zaman çalışmayı bırakmadı her zaman mücadele etti. Gerçekten de çok saygın bir insan, çok saygın bir futbolcu. O yüzden ben ona bu duyduğum saygıyı yüz yüze de söylemek istedim. Her fırsatta da belirttim zaten, kutlamalarda da böyle bir jest yaptım.
Jübileni de Galatasaray’da yapmak ister misin, bu yönde de bize çok sayıda soru geliyor?Neden olmasın. Ancak tabii bunlar daha önce de dediğim gibi kadersel şeyler. Hayatın karşımıza ne çıkaracağı belli olmaz. Ancak o an geldiğinde burada olursam büyük memnuniyetle Galatasaray formasıyla jübile yapmak isterim.
Karşısında en zorlanarak oynadığı isim kim?Ben rakip ayırmayı sevmem. Çünkü daha önce de söylediğimiz gibi rakibinizden korkma şansınız yok. Futbolda herkesle aynı mücadeleyi ortaya koydum. Messi ile Rooney ile de oynadım, ancak Türkiye Ligi’nde de çok önemli isimlere karşı oynadık. Ben o yüzden oyuncuları ‘’yıldız’’ ve ‘’yıldız olamayanlar’’ diye ayırmak istemiyorum. Burada da çok zorlu rakiplere karşı oynuyoruz. Her maçın kendi içinde zorluğu vardır. Bazı maçlar yıldızlara karşı oynasanız bile daha kolay olur, bazısı daha zor olur. Bu nedenle böyle bir ayrım yapmak doğru olmaz.
Galatasaray’da taraftardan beklentilerin neler?Taraftardan zaten benim isteyeceğim hiçbir şey yok. Şu ana kadar zaten harikaydılar, onları tanıdığım dönemde bize hep destek verdiler. Hep arkamızdalar ve zaten ben düşünmeden her türlü sürprizi de yapıyorlar. Onlardan tek isteyeceğim, bunun zaten olacağından da eminim ama, gelecek sezonda desteklerini sürdürmeleri.
27 numarayı çok sevdiğini biliyoruz, bunun bir sırrı var mı? Arsenal’de de uzun seneler 27 numaralı formayla ter döktün, nedir bu numaranın sırrı?Şöyle söyleyeyim, normalde şu ana kadar hiç açıklamadım bunu. Hatta şimdi de açıklamayacaktım. Ancak sonrasında taraftarımızla birlikte olduğumuz için böyle bir itirafta bulunayım. Bunu ilk kez söylüyorum. 27 babamı kaybettiğim yaş. Bundan dolayı da benim çok önemli bir anlam taşıyor. Aile içindeyiz. Aile içinde de böyle şeyler konuşulur.
Futbol yapında zaman içerisinde değişiklik oldu mu?Güzel soru öncelikle. Futbol olarak ne kadar değiştiğimi söylemek zor. Ancak çok daha sakinim. Kötü anlamda değil ama Türkiye’de çok daha sakinleştim. Onun dışında da saha dışında da her şeyden önemlisi yeni arkadaşlar, yeni yoldaşlar, yeni takım arkadaşları ve çok değerli bir taraftar grubu edindim. Eskiden İngiltere’deyken sahada gerçekten çok sinirli olabilen bir oyuncuydum, agresifleşebilen bir oyuncuydum. Burada bunu tamamen bitirdim.
Fildişi Sahili Milli Takımı’yla Türkiye’ye karşı oynamıştın, o mücadele için neler söylersin?Hayat tabii ki tesadüflerle dolu. O gün Türkiye’ye bir gün gelip bir kulüpte futbol oynayacağımı hiç bilmiyordum. Ancak gerçekten her şey çok güzel. Biz Türkiye’de futbol oynamaktan keyif alıyorduk. Havası güzeldi, kaldığımız yer güzeldi. Ancak maçı kazanamamıştık. 2-1 bitmişti. O yüzden üzücü bir maçtı bizim için. Türkiye’yi yenmek istiyorduk. Sabri’yi o dönemde tanımıyordum. Kazım’ı İngiltere’den tanıyordum. Birlikte karşı karşıya oynamıştık. Bizim için çok güzel bir deneyimdi Türkiye’de oynamak.
Webaslan mobil uygulamasıyla spor haberlerine herkesten önce ulaşmak için tıklayın
Yorumları okumak veya yazmak için üye girişi yapmanız gerekmektedir.