Önceki Haber Sonraki Haber

Bosman'dan G.Saray'a destek

Kazandığı davayla futbolda devrim yaratan Jean Marc Bosman, Galatasaray'ın yabancı futbolcu sınırlamasına karşı çıkması kararında destekledi.

01/08/2013 Perşembe Bugün

Futbol literatürüne Bosman Kuralları olarak geçen bu yeniliklerin ardından adını ölümsüzleştiren Jean Marc Bosman, yabancı futbolcuların mevcut durumu ve Galatasaray'ın AB vatandaşı futbolcularını yerli statüsünde oynatma talebini değerlendirdi. İşte o söyleşi:
 
Futbol kariyerinizin ardından ne yaptınız ve şu anda ne ile meşgulsünüz?
 
Çünkü futbol benim dünyamdı. Büyük depresyon ve finansal sorunlar yaşadım. Hayata annem sayesinde yeniden döndüm. Hiç kimse bana yardımcı olmadı. Bosman Davası’nın kazanılmasından sonra dünya futbolu büyük bir şans kazandı. Menajer arkadaşım Paul Stefani sayesinde FIFPro’da (FIFA tescilli oyuncu temsilciliği) bir oluşum içine girdik. Bu iş bana yardım ediyor.
 
21. yüzyılda futbol oynamak ister miydiniz yoksa eski zamanlar daha mı iyiydi?

Benim yerime tarihi değiştiren birisi olsaydı ve bense onun yerine futboldan milyonlar kazansaydım elbette bugün oynamayı tercih ederdim. Fakat 100 yıl sonra futbolcuların yüzde 99’u konuşulmayacak, Bosman Kuralları o zaman da hatırlanacak. Benim büyük kazancım belki de budur.
 
Bosman kuralları hayatınızı genel olarak pozitif mi yoksa negatif mi etkiledi?

Kuralların hayata geçmesinden sonra bu durum kötü yönetilen kulüpleri etkiledi ve Bosman Kuralları’na dolayısıyla bana saldırmaya başladılar. Ne kadar basit mazeret! Bu beni çok üzdü. Fakat Porto gibi yabacı özgürlüğünü çok başarılı yöneten kulüpler de var. Davayı kazandığım dönemde saldırıya uğradım. Bununla birlikte birçok insan da bana teşekkür etti. Fakat sonra unuttular. Oysa ben o süreçte çok büyük zorluklar atlattım. Ailemle sorunlar yaşadım. Depresyonlarda kayboluyordum adeta. Sonra ayrıldık. Kimseye zarar vermek istemedim. Sadece oyuncuların hakları için savaştım. Ve sonunda bir takımda en fazla 3 yabancı oyuncu olma kuralı ortadan kalktı. Bunun ırkçılıkla savaşa da çok faydası oldu.
 
1995’ten bu yana yaklaşık 20 yıl geçti ve futbolda endüstriyelleşme her geçen yıl daha da artıyor. Kulüpler birçok yabancı oyuncuya sahip ve tabiri caizse herkes her yerde oynuyor. Futbolun mevcut halinden memnun musunuz?
 
Futbolcuların her yerde oynamasından memnunum. Futbol ırkçılığın ve yoksulluğun ortadan kaldırılması yolunda büyük bir araç. George Weah, 1995’te Avrupa’da yılın futbolcusu seçildiğinde bunu yapabilecek şansı bulduğu için bana teşekkür etti. Futbolu bıraktıktan sonra politikaya atıldı, şimdi UNICEF elçisi oldu. Dider Drogba’nın futbol sahnesine çıkmasında yeni sistemin etkisi yok mu? Futbolcular dünyanın en bilinen takımlarında oynayacak şansı buldukları için bana teşekkür ediyorlar. Bunu durum futbola ilgiyi artırdı, spor gazeteciliğine, menajerlere yeni boyurlar getirdi. Şimdi Afrika’da futbol okulları açılıyor, artık Afrika kalkınıyor. Küreselleşme sürecinde futbolun da endüstriyelleşmesi bence doğal bir şey.
 
Avrupa liglerinde çok fazla yabancı oyuncu olması, sizce Avrupa ülkelerinin milli takımlarına zarar verdi mi?
 
Çok kapsamlı kurallar oluşturulmalı, vergi uygulaması gibi ve bu herkes için aynı olmalı. İspanya ve İngiltere’deki vergi uygulamaları Avrupa’nın geri kalanından farklı. Bu iyi değil. Finansal Fair Play bunu önlemede ilk adım olacak. Başarı konusunda ise Almanya Milli Takımı ve Bayern Münih takip edilmesi gereken örneklerdir.
 
Özellikle son 10 yılda Asya ülkelerinin takımları da Avrupa kupalarında mücadele etmeye başladı. Bu bir çelişki mi?
 
Uygulamanın mevcut hali ortada. Fakat Anderlecht’in bir Çin takımıyla maç yaptıktan sonra Belçika’ya dönmesi bence uygun olmazdı.
 
Galatasaray, AB statüsündeki oyuncuları yerli statüsünde oynatmak istiyor. Fakat TFF reddetti. Dava devam ediyor. AB statüsündeki futbolcular Türkiye’de yerli statüsünde oynamalı mı?
 
Bu durum sahteciliği önler, sporcuları korur. Olimpiyatları düşünün, sınırlar ortadan kalkıyor ve tüm dünyanın sporcuları birlikte festival veriyor. Ne kadar güzel bir şey.
 
Türkiye’nin bir AB ülkesi olmaması gerekçesiyle AB vatandaşı futbolcuların Türkiye’de yerli statüsünde oynatılmaması mantıklı mı?
 
Gördüğüm kadarıyla bu durum Türk sporunun ilerlemesini zorlaştırıyor. Türkiye, bu konuyu istediği doğrultuda sonuca kavuşturmak için UEFA Başkanı Sn. Platini’ye bir davet yollayabilir. Fikir danışabilir.
 
Bazı Türk takımları kadroda çok yabancı olmadan Avrupa’da başarıyı imkânsız görüyor. Çok yabancısı olmayan bir Türk kulübü Avrupa’da kupa kaldırabilir mi?
 
Bunun basit bir yolu var: En iyi oyunculara sahip olmak. Bunun için de iki seçenek mevcut. Ya onları satın alırsınız, eğer alamıyorsanız o zaman altyapınıza odaklanırsınız.
 
 Jean Marc Bosman kimdir?
 
1990’da 26 yaşındayken RFC De Liege’de sözleşmesi bitince, kulübünün ücretinde yüzde 60’a varan indirime gitmesi üzerine Dunkerque ile anlaştı. Fakat Liege yüksek bonservis bedeli isteyince Dunqerue vazgeçti. Bunun üzerine Bosman, Bosman Kuralları diye bilinecek olan davayı açtı. 5 yıl süren dava, Bosman’ın zaferiyle sonuçlandı. Kulübüyle sözleşmesi biten futbolcular bonservis bedeli olmadan ayrılma hakkı kazandı. Ayrıca AB vatandaşı futbolcular AB ülkelerinde serbest dolaşım hakkı kazandı.

Fakat 1995’te sonuçlanan davaya kadar Bosman futbol oynayamamış, 1995’te ise 31 yaşına basarak ve futbol kariyerinin sonuna gelmişti. Davadan kazandığı para ise mahkeme masraflarını kapatmaya yetmişti. Zaferden sonra Bosman, borçlarını ödeyebilmek için bu kuraldan faydalanan futbolcuların kendisine yardımcı olacağını umarak tişört bastırdı. Ancak sadece avukatının çocuğuna satabildi. İlerleyen dönemde evini ve arabasını sattı. Deprasyona girdi. 2011’de kız arkadaşıyla kavga ettiği için 2013’ün nisan ayında 1 yıl hapse ve 275 euro para cezasına mahkum edildi.  Cezası 3 yıl ertelendi.

Webaslan mobil uygulamasıyla spor haberlerine herkesten önce ulaşmak için tıklayın
  Ana Sayfaya Dön
Webaslan Anasayfasına Dön