Önceki Haber Sonraki Haber

Basından: '10 yazar, 10 yorum'

Karşılaşmanın ardından kalemlerine sarılan spor yazarları Galatasaray'ın futbol olarak tatmin edici bir seviyede olmadığı görüşünde birleşti.

04/12/2011 Pazar Webaslan.com

Spor Toto Süper Lig'de Galatasaray, Başkent'te Gençlerbirliği ile oynadığı maçtan 1-0'lık galibiyetle ayrıldı. Karşılaşmanın ardından kalemlerine sarılan spor yazarları Galatasaray'ın futbol olarak tatmin edici bir seviyede olmadığı görüşünde birleşirken; en fazla övgüyü Fildişili yıldız Emmanuel Eboue aldı. İşte spor basınının önde gelen kalemlerinden Gençlerbirliği - Galatasaray maçının değerlendirmesi...

AHMET ÇAKIR / ZAMAN
Terim'in ikinci yarıya da bu takımla başlaması olur şey değildi. Neyse ki Ayhan ve Emre Çolak'la biraz olsun oynayabilir hale geldi. Selçuk'un verimindeki milimlik kıpırdanış da maçı kazanmaya yetti. Maçın en iyisi Eboue idi. Melo'nun çabasını bir not olarak yazabiliriz. Her yazıda sözü oraya getirme zorunluluğundan ben de sıkılıyorum ama böylesine büyük paralar ödeyen oyuncuların hiçbirşey oynamayışları haliyle insanı isyan ettiriyor. Gençlerbirliği taş çatlasa Galatasaray'ın yüzde 20'si değerinde bir kadroya sahip. Ancak neyi nasıl yapmaları gerektiğini daha iyi biliyorlar. Bakmayın kaybettiklerine, ilk yarının sonunda Tum'un ıska geçtiği topu ağlara yuvarlamak işten bile değildi ve sonrasında maç çok başka bir yere gidebilirdi.

FATİH ŞAMLIOĞLU / WEBASLAN - SPORX
Galatasaray'ın Gençlerbirliği karşısında aldığı galibiyeti, "İyi oynamadığınız maçları kazanmak çok önemli" klişesinden ayrı tutmak gerekir. Zira, Başkent'te alınan galibiyeti Galatasaray'ın kulübesi aldı; Ayhan aldı, Emre aldı. Galatasaray kötü oynuyor ve Fatih Terim şu ana kadar kafasındaki sistemsel varyasyonları sahaya yansıtamadı. Sarı-kırmızılı takımın bir santrfordan da çok acil olarak oyunu kurgulayabilecek; modern futbola ayak uydurabilecek bir bek-kanat ikilemesine ihtiyacı var! Eboue dün ne oynadı? Sağ bek mi, açık mı? İşte Galatasaray'ın bu tarz 'delici gücü olan' ve 'bek mi, açık mı' sorusunu akıllarda uyandıran bir beke ihtiyacı var, net. Riera, Aydın Yılmaz, Kazım Kazım ile Galatasaray bırakın modern futbolu; 90'ların futbolunu oynayamaz. Son olarak sıçramayı unutarak üç kafa topunu da alamayan ve üçünü de Herve Tum'un önüne düşmesini engelleyemen Servet Çetin'e selam olsun...

ATİLLA GÖKÇE / MİLLİYET
Galatasaray’ın Çarşamba derbisi var, biliyoruz... Maaşallah hepsi de bir sonraki hamleyi düşünen satranç oyuncuları gibiydi... Hemen hepsi de Arena’daki Fenerbahçe maçına saklıyordu enerjisini, iştahını ve şansını. Böyle olunca ruhu uçmuş, bedeni sahada kalmış bir takım kimliğine büründüler. Fatih Terim’in genç Semih’i saklayarak Ujfalusi’nin yokluğunda iki eski tüfekle (Gökhan ve Servet) savunma göbeğini çatması anlaşılır bir şeydi. Aydın ve Sercan’a görev vermesini de anlamaya çalıştık. Ne var ki Melo, Selçuk, Riera gibi “asları” da yoktular. Böylesine dağınık, etkisiz ve kimliksiz takımın içinde Baros da kaynadı gitti.

ÜMİT AKTAN - TÜRKİYE
Bu maça bir hayli eksik gelen G.Saray, tarihinin en “huzurlu” sezonlarından birini geçirmenin mutluluğunu yaşıyor. Gün içinde gelişen olaylar onları değil, rakiplerini gerdiği için “yokları görmezden gelip”, eldekilerle en iyisini yapmaya çalışıyor. 45 adet futbol dakikasını “kovalayan ve topun peşine düşen” bir oyun anlayışıyla geçiren G.Birliği karşısında G.Saray, rakibin peşine düştüğü topu kendi emrine almış olarak oynadı. Sabırlıydılar ve “maç stratejisini” mükemmel yapmışlardı. "Eksik gedik demeden, oyun içinde mevkii değiştirterek, kulübesi çok zenginmiş gibi bir özgüvenle üç forvet oynayan ve maç eksiği olanlardan tam randıman alabilen..”
Fatih Hoca‘yı kutlamak..

BAHRİ HAVADIR / AKŞAM
Yıllardır futbolun içindeyim böylesine kötü bir 65 dakika görmedim. Herşey ama herşey öylesine ızdarap vericiydi ki, futbol adına 'İşte bu diyebileceğim' hiçbir şey yoktu ortada. Fatih Terim'de nasıl bir sabır vardı? Hayalet gibi dolaşan Riera ve yıllardır yıldız olmasını beklenen Aydın'a nasıl dayanabiliyordu Fatih hoca? 'Bu muhteşem kötü ikiliyi kenara al be hoca kenara' çığlıklarını Sevgili Fatih Terim ancak 65. dakikada duyabildi. Futbol olarak tatmin etmeyen Galatasaray sadece kazanmanın keyfiyle İstanbul'a döndü... Ama bu futbolun derbi maçına asla yeterli olmayacağı gün gibi ortada değil mi?

VEDAT İNCEEFE / TAKVİM
Fenerbahçe maçından önce Galatasaray bir takım rotasyonla Gençlerbirliği maçını çok az pozisyon bulmasına rağmen kazandı. Beşiktaş'ı yenen F.Bahçe'den puan alan Gençlerbirliği gibi zor bir deplasmandan alınan 3 puan çok değerli. Sivasspor galibiyetinin anlam kazanması için bu maç çok önemliydi. Baros ve Sercan'ın ileride ikili olarak hırslı ve azimli olması Fenerbahçe maçın öcensi Fatih hocaya ışık oldu. Maçın kırılma anı ilk yarıda Herve Tum'un ceza sahasında topu göğsüne alıp kaleciyle karşı karşıya kalıp golü atması oldu. Gençlerbirliği de Galatasaray da çok fazla pozisyon üretemeden maçı bitirdi ve golü atan maçı kazandı. Galatasaray, Fenerbahçe derbisi öncesinde çok önemli bir engeli aştı.

LEVENT TÜZEMEN / FOTOMAÇ
Beşiktaş'ın kaybettiği, Fenerbahçe'nin berabere kaldığı Gençlerbirliği'ne karşı Galatasaray önemli eksiklerine rağmen kazanıyorsa alınan üç puan çok kıymetlidir. Kazanırken bile yanlışları görmemezlikten gelmemek gerekir. Riera ile Aydın'ın kanat bindirmeleri olmadığı gibi savunmaya da yardım etmemeleri Galatasaray'ın hücuma çıkmasını engellerken Gençler'in kolay atak yapmasına neden oldu. Soyunma odasında futbolculara" Terimsilin" uygulanmış olacak ki Galatasaray ikinci yarıya iştahlı başladı. Terim'in Emre-Ayhan hamlesi sonrası Melo'nun hücuma yakın oynaması, Sercan'ın sağ kanada geçmesi durgun Galatasaray'ın etkili hücum yapmasını sağladı.

GÖKMEN ÖZDEMİR / VATAN

Galatasaray'ın zorlu serisinin ilk maçından hasarsız çıkmasının yanı sıra defansif olarak oynanan başarılı futbol G.Birliği deplasmanının en büyük artısıydı. İlk yarıda Servet’in tökezlemesiyle Tum’a verdiği pozisyon dışında sarı kırmızılılar ayakları yere basan bir futbol oynadılar. Bu takım bundan biraz daha fazlasını yapar ama performansını fersah fersah aşamaz. F.Bahçe maçında da G.Saray’dan farklı bir futbol beklememek gerek. Yine defansta güvenli, bulduğu pozisyonları değerlendirmeye çalışan bir G.Saray izleyeceğiz muhtemelen. Elmander’in dönecek olması avantaj.

MERT AYDIN / FOTOMAÇ

Aydın ve Riera'nın kanat aksiyonları zerrenin az ötesine gidebilirken Eboue en azından sağdan atak oluşturabiliyordu. G.Birliği ise ilk yarı boyunca savunmada istediklerini yaptı. Aynı F.Bahçe maçında olduğu gibi rakibin tehlike yaratma ihtimalini sıfıra indirdiler. Ama açıkçası F.Bahçe maçından farklı olarak daha fazla pozisyona girip kullanamadılar. Bunun acısını ikinci yarı çektiler. G.Saray en azından derbi öncesinde puan açısından kayıp yaşamadı. Hem de G.Birliği gibi yenmesi zor bir takımı yenerek.

ÖMER ÜRÜNDÜL / SABAH
İkinci devre için Fatih Terim'in hamle yapacağını düşündüm. Ama Galatasaray aynı tertiple başladı. İlk yarıya oranla daha tempoluydular ve daha tehlikeli atak girişimleri gündeme gelmeye başladı. Sercan hücuma hareketlilik getirdi. Sonra Fatih Terim'in hamleleri geldi. Ardından da Eboue ile güzel bir gol... Bu golden sonra da Galatasaray uzatma dakikalarına kadar oyunu kontrolunda tuttu. Uzatmalarda biraz sıkıntı yaşasa da, eksik kadrosuyla çok iyi bir futbol oynamasa da, Ankara'da Gençlerbirliği'ne ilk yenilgiyi tattırıp derbi öncesi çok önemli üç puan ve moral kazandı. Uzun zamandır maç eksikleri olmasına rağmen Gökhan-Servet ikilisini beğendim.




Webaslan mobil uygulamasıyla spor haberlerine herkesten önce ulaşmak için tıklayın
  Ana Sayfaya Dön
Webaslan Anasayfasına Dön