"Astana bile daha dirençli"

UEFA Şampiyonlar Ligi C Grubu 5. maçında Galatasaray, İspanya deplasmanında Atletico Madrid ile karşı karşıya geldi. Takımımız, Atletico Madrid'e 2-0 mağlup oldu.

Zaman Gazetesi yazarlarından Ahmet Çakır, maçın ardından bir yazı kaleme aldı

İŞTE O SÖZLER
AHMET ÇAKIR: Şerefli mağlubiyet!

Evet, ne yazık ki 30-40 yıl öncesinin bu başlıkla sanki bir marifetmiş gibi anlatılan çaresizlik utancını Galatasaray Madrid'de yaşadı.

Elbette ki bu maçtan herhangi bir beklenti söz konusu değildi. Hemen her maçta ne yapıp edip takımlarımızı galip getiren yorumcular bile bu kez sahneden çekilmişti ama böylesi bir perişanlık da kabul edilebilir gibi değildi.

Taffarel'in teknik adamlık isteğinin olmayışı, kendi adına sevindirici bir durum. A.Madrid karşısına çıkardığı kadro konusunda belki fazla bir seçeneği olmayabilir ama rakibin tek kale oyunu karşısında herhangi bir önlem getiremeyişi umut kırıcıydı. Hele Denayer'in sakatlanması sonrasında Olcan'ı alarak yaptığı düzenleme tam bir felaketti. Geçici görevli de olsa onun kariyerine sahip bir futbol adamı daha iyisini yapabilmeliydi.

Evsahibi takımın kendi solundan çok etkili geleceği biliniyordu. Carrasco ile birlikte Luiz Filipe, orada sanki Galatasaraylı futbolcu yokmuşçasına rahattı. Allah'tan Atletico golcü bir takım değil, yoksa daha ilk yarıda fark olabilirdi. Podolski'nin ayağına top ilk yarıda hemen hiç değmedi. Bilal'e de bu maçın ağır geleceğini Taffarel kestirebilmeliydi. Jem Paul'un 11'e girmek için nasıl bir parıltı göstermiş olduğunu muhtemelen hiç öğrenemeyeceğiz.

Yediğimiz golün hemen öncesinde Sneijder'le tek pozisyonu yakaladık. Maç boyunca bundan daha iyisini bulmanın mümkün olamayacağını o sırada da biliyorduk. Sağdan gelen çok sert olmayan orta sırasında rakibin en golcü adamı Greizman'ın boş kalmış olması, Cim Bom'un son iki maçta 7 gol yemesine yol açan durumun sürdüğünü gösteriyordu. Utandırıcı bir perişanlık içinde geçen ilk yarının tek iyi tarafı sadece 1 gol yemiş olmamızdı.

Devre arasında da Taffarel'in oyuncuları söylenecek hiçbir sözünün olmadığını ikinci yarının başındaki 5 dakikalık bölümde yaşanan iki gol pozisyonuyla anladık. Bu Allah'a emanet akışın içinde tarihi bir fark yememek sadece şanstı. Tabii bu da bir yere kadardı. Bu sıcağa kar dayanmaz futbolu elbette ki gol getirecekti. Bu golde de Hakan Balta'nın yediği bacak arası çalım ve Semih'in zayıf hamlesi son görüntülerdi. Chedjou ile Olcan arasındaki çirkin diyalog da tüy dikti!

Orta alanda hiç top tutamayışımız yüzünden maç A.Madrid takımının 10 oyuncusu ile bizim 5 savunmacımız arasında geçti. Bilal'in yerine Umut'un girişinin birşeyi değiştirmesi mümkün değildi ama sonradan giren Sinan'la birlikte ‘keşke baştan oynasalardı' dedirtecek çaba gösterdiler. Astana takımı bile bundan daha dirençli bir futbol oynayabiliyor. Cim Bom'un çantada keklik gördüğü o maçta da bir skandal yaşanabilir ve şenlik tamamlanır!