Sabah Gazetesi yazarlarından Levent Tüzemen, kadro yapısına dikkat çekti.
Sabah Gazetesi yazarlarından Levent Tüzemen, Beşiktaş maçının ardından yaşanan süreci yorumladı, "Başarı, Güneş'in kararında gizli..." başlıklı yazısında öncesine ve sonrasına değindi.
Sarı-kırmızılılar için, "
Rekabet varsa başarı da vardır. Rekabetin olmadığı yerde teslimiyetçilik ve futbolcuya dayalı sistem oluşur" dedi.
İŞTE O SÖZLER...Tarih: 10 Aralık 2015.. Yer: Lizbon... Stat: Jose Alvalade.. Beşiktaş, Avrupa Ligi'nde namağlup lider olarak, Sporting Lizbon maçına çıkıyor. Bir beraberlik bile Beşiktaş'a tur kapısını açıyor. Mükemmel bir futbol oynayan siyah-beyazlılar, ikinci yarının başında Gomez'in golüyle 1-0 öne geçiyor. Herkes, "Beşiktaş turu geçti" derken Şenol Güneş'in öğrencileri 10 dakika içinde yedikleri şok üç golle ve tek yenilgiyle Avrupa Ligi'nden eleniyor. İki golde büyük hatası olan kaleci Tolga Zengin yerden yere vuruluyor. Beşiktaş taraftarları Tolga'ya sosyal medya dahil fena öfke kusuyor.Sporting'e elenerek büyük bir travma yaşayan Beşiktaş, sabaha karşı 07.00 sularında uzun ve yorucu bir yolculuktan sonra İstanbul'a dönüyor. Ancak Tolga'ya duyulan öfke dinmek bilmiyor.
Şenol Güneş, taraftarlar arasında esen havayı mükemmel kokluyor, Tolga'nın ruhu halini gözlemliyor, doğru ve akıllı bir stratejiyle Bilic döneminde birçok maçta iğneyle oynayan kaptanını, "Belinden sakatlığı var" bahanesiyle kadroya almıyor. Derbide kaleyi genç Günay'a teslim ediyor.Gerçekten başarılar ayrıntılarda gizlidir.. Nasıl mı? Şenol Hoca derbiyi, "Tolga'nın kazanılması gereken" bir maç olarak görmüyor. Hatta taraftarlarla karşı karşıya gelmemek için "Tolga'yı oynatırım" gibi restleşmeye de girmiyor. Ve doğru yapıyor. Eğer Şenol Hoca, Tolga'yı oynatsaydı Beşiktaşlı oyuncular derbiye asla konsantre olamazdı. Çünkü Tolga daha ısınırken ıslıklanır, hatta topla buluştuğu anlarda ıslık öfkesi stadı kaplardı... Tolga kulübede de otursaydı tribünlerin tepkisi dinmezdi. Çünkü taraftarlar Beşiktaş'ın Sporting'e elenişinin sebebi olarak Tolga'yı 'suçlu' ilan etmişti.
Tolga'yı oynatmamak Beşiktaşlı futbolcuları kamçılarken taraftarı da desteğin içinde tuttu. Sonuç; Salı oynayan ve rakibinden iki gün daha fazla dinlenen Galatasaray'ı, Beşiktaş eze eze yendi... Demek ki; başarı ya da başarısızlık mesafe ile değil yürekle, coşkuyla ve istemekle elde ediliyormuş...
Gelelim Galatasaray'a... Derbi için bırakın yönetimi, Mustafa Denizli'nin bile motivasyon konuşmasına gerek yoktu. Çünkü derbi şartları son şampiyon Galatasaray'ın oyuncularına kazandıklarında ya da kaybettiklerinde nelerle karşılaşacaklarını sunuyordu. Yapılacak tek şey soyunma odasının kapısına bir kağıt asmak, üzerine şu üç maddeyi yazmaktı.. Nedir bu maddeler?
1- Kaybederseniz Beşiktaş'la puan farkı 9'a çıkacak ve ağır bir şekilde eleştirileceksiniz.
2-Berabere kalırsanız; belki durumu idare etmiş olacaksınız ama yarışta kalacaksınız.
3- Kazandığınızda Beşiktaş'la puan farkını üçe indireceksiniz. Üstelik Avrupa Ligi'nden elenen rakibinizi ligde de travmaya sokacaksınız.
Tükenmişlik sendromuna giren Galatasaraylı oyuncuların ruh hali bırakın motive olmayı, mücadele edecek güçten bile uzaktı. Futbolda kötü oynamak vardır. Ama hiçbir futbolcunun kötü koşma hakkı yoktur. Galatasaray'daki çöküş ile Beşiktaş'taki iyi oyunun arasındaki ayrıntı kulübelerin güç farkıdır. Beşiktaş'ta kulübede oturanlar, aç kurt gibi formayı kapmayı bekliyor. Galatasaray'da sahada oynayanlar, kulübenin kendilerini tehdit edecek güce sahip olmadığını biliyor. Rekabet varsa başarı da vardır. Rekabetin olmadığı yerde teslimiyetçilik ve futbolcuya dayalı sistem oluşur.
Webaslan mobil uygulamasıyla spor haberlerine herkesten önce ulaşmak için tıklayın
Yorumları okumak veya yazmak için üye girişi yapmanız gerekmektedir.
ilham-azeri
BU ADAMCIĞAZ ANCAK GİDENLERİN ARKASINDAN KONUŞMAĞI BİLİYOR !
bayrakkenan
Burak, Yasin ve Podolski topsuz oyunda hic yoklar. Bu seviyede adam kovalamayan, top gelince oynayan oyunculara yer yok. Nitekim Podolski bile bu yuzden hicbir buyuk takimda tutunamadi. Melo ve Elmander ruhu ile oynayan oyuncular lazim, yuregiyle hirsiyla oynayan, yenilgiyi kabullenemeyen.
brossi69
Fatih Terim doneminde Stad her mac tiklim tiklim doluyor her hafta maclari heyecanla izliyorduk, bazi maclarda takim 60 dk 2-0 kaybediyor ama 90 dk 3-2 maci almisiz. Cok heyecanli haftlar yasiyorduk. Aysal ve Bulent ve onlarin adami inan kirac calisan makineyi iste o gun bozup attilar ve Fatih Terim gittiginden beri dogru durust yuzumuz gulmedi. Dursun herkes senin ...mina gosun.
1965
levent senin kadar palavra yazan bir adam görmedim senden yazar falan olmaz İbrahimoviçi sen bela ettin taraftarı yönetimle karşı karşıya getirdin Selçuk emre bu takımın meostorosu diyen sensin ermen Toroğlu selçuğun rezaletini anlatır sen selçuğu yere göye koyamazsın senden yazar falan olmaz yanar dönersin kaypaksın
theburak
bizde burak la selcugu kimse kesemiyor.
karahan104
Tamam tespit doğru, ama bu günün meselesi değildir. Lastik bir gün patlayacaktı. Bunu yönetim ve teknik heyet nasıl göremedi anlamak mümkün değil bu günkü takımın oyun şekli zaman zaman Fatih Terim zamanında dahi görülüyordu. Terimin isyan etmesi sahadan atılması bana göre tamamen takımına olan tepkisiydi. Terimden sonra futbolcuya dayalı düzen başladı. Umarım devre arası bu düzen sona erer. Denizli ipleri ele alır. sonuç olarak mesele kulübe meselesinden öte futbolcuya dayalı düzendir.
hurricane06
Bence yanlış planlanan kadro yapımıza ragmen derbibe yapılacak olan belliydi, kalabalık bir ortasaha oluşturup, bireysel yıldızlarla gol aramalıydık, Chejdunun olmayacagı Astana maçında belliydi...Ön libero mevkinde Selçuk-Emre(Bilal)-Rodrigezden oluşan bir hat kurmalıydık, gerekirse Yasini veya Poldiyi yedekte tutmalıydık...En azından yorgun denilen Beşiktaşa bu kadar ezilmezdik...Malesef hoca yeterince analiz yapmamış...Fatih hocanın 442'ye dönüşü gibi Mustafa Hocanın da artık kadroya uygun bir sistem belirlemesi şart....
mickeyrourke
sen kaale alınacak bir yazar değilsin sezon başında taraftarı ibrahimoviç diye kandıran gaxa getirten senedin hacı
sunassist
aynen
faith388
Siz Hamza hoca'yı neden eleştirmediniz ? Hamza hoca şampiyon kadro çok transfere gerek yok dediginde tastik ediyordunuz...Burak'ı Umut'u göklere çıkarıyordunuz artı Sabri'yi de...Bilal alındı diye kötü oynasada Bilal'i övdügünüzüde gördük...Umut rezalet oyunlar çıkarırken sustugunuzuda gördük...Siz konuşacak en son yazarsınız bu konuda dengeci yazarlardansınız...Mustafa Denizli geldiinde bunları ögretmeli diye bir yazınız vardı ama Hamza varken övmekten şımartıyordunuz...