10 yazar, 10 yorum

Spor Toto Süper Lig'de Galatasaray fırtınası esmeye devam ediyor. Gençlerbirliği deplasmanından aldığı galibiyetin ardından müthiş bir ivme yakalayan Galatasaray önce Fenerbahçe ardından da Trabzonspor karşısından mutlu ayrılarak zirveye kuruldu.

Galatasaray'da alınan seri galibiyetlerden çok oynanan aktif futbol dikkatleri çekerken; basın yayın kurumlarının önde gelen kalemleri sarı-kırmızılı takımdaki ani değişimin şaşkınlığını yaşıyor. Webaslan.com olarak, spor basınının önde gelen 10 kaleminin Trabzonspor - Galatasaray maç değerlendirmelerini sizler için derledik. İşte 10 yazar, 10 yorum...

AHMET ÇAKIR - ZAMAN
Fenerbahçe'den sonra Trabzonspor'u da geçip liderliğini pekiştiren Galatasaray'ın yükselme devrinin başladığını söylemek kehanet olmaz. Yakın geçmişteki öteki başarısızlıkların yanında büyük maç kazanamama konusunda da rekorlar kırmış takımın ligin en zor iki maçını neredeyse güle oynaya geçmiş olması başka türlü nitelenemez ve her türlü övgüyü de hak eder. Aslında Bordo Mavili takım 10 kişi kaldıktan sonra bir sıçrama gösterebilirdi çünkü Galatasaray'da birkaç oyuncu birden maçı bıraktı. Özellikle Kazım'ın anormal hareketleri, Emre Çolak'ın da böyle oynamaya yatkınlığı, Melo'nun da benzer işlere meyilli oluşu başka bir rakip tarafından fena halde cezalandırılabilirdi.

ATİLLA GÖKÇE - MİLLİYET
Fatih Terim'in Elmander - Baros'u birlikte oynatarak 4-4-2'ye dönmesi, Fenerbahçe galibiyetinden sonra Galatasaray'a Trabzon'da da haklı bir keyif yaşattı. Konuk ekip, sahanın her yerinde rakibinden daha baskındı. Daha içten, daha istekli, daha enerjik ve daha hızlıydılar. Her şeyden önemlisi daha da organize idiler. Günün adamı bence Elmander... Erken attığı ilk golle takımını rahatlattı. Tek santrfor oynayamayacağını yazmıştım ama, Baros'la birlikte çok etkili oynadı... Hem orta alanda pozisyon hazırlığına girişti hem de golcü olarak üzerine düşeni yaptı.

FATİH ŞAMLIOĞLU - WEBASLAN / SPORX
Uzun zamandan bu yana Galatasaray'ın temel sorununun üçüncü bölgede değil de birinci bölgenin kanat varyantlarında olduğunu dile getirmeye çalışıyorum. Modern futbolda statik sağ-sol bek diye bir kavram artık kalmadı! Pep Guardiola'nın Real Madrid karşısında üçlü savunma oynamaya cesaret edebilmesi de Daniel Alves gibi bir 'kulvar' oyuncusuna sahip olmasından ileri geliyor. Galatasaray'da da aynı... Yakalanan momentumun şifreleri Hakan Balta ve Eboue'nin ayaklarında aslında... Daha fazla bindirme, daha fazla oyunun içerisine girme ve iki direk arasındaki mesafeyi daraltma 'çoğalan' bir takım kurgusunu da beraberinde getiriyor. Fenerbahçe ve Trabzonspor karşısında organize ve modern futbol sonucunda alınan skorlar Galatasaray hatta Türk futbolu için statik sağ-sol bek olgusundan kaçınılmasını zorunlu hale getirmiştir.

BAHRİ HAVADIR - AKŞAM
Melo, Semih, Emre Çolak ve diğerleri oyunun her anında Trabzonspor'a karşı üstündü. Tribünler Selçuk'un ritmini bozmuştu. Ancak 44. dakikada Selçuk ikinci golü atarken kendini Terim'e affettirdi. Kendini affettiren bir başka isim de Trabzon'dan gönderilen Ceyhun Gülselam'dı. Son golü atan Ceyhun, bir nevi Trabzonspor'dan gönderilmesinin hesabını kesmiş oldu. Oyuncuları yatıştırmak da Fatih Terim ile Abdurrahim Albayrak'a kaldı. Özetle; G.Saray'da Fatih Terim bir takım nasıl kurulur, nasıl maça hazırlanır, nasıl büyük olunur herşeyiyle gösterdi. Ve hakkıyla rüzgarını Trabzon'da da estirdi.

UĞUR MELEKE - MİLLİYET
Terim'in de malzemesi Güneş'ten beş kat iyi değil; ama tecrübeli teknik adam elindeki listeyi altyapıdan iki takviyeyle geliştirmeyi bildi. Genç stoper Semih, Nobre, Almeida ve Rasmussen'le yaptığı kuvvet yarışını kazanmış, hızlı Pedriel'e karşı zorlanmıştı. Dün Burak sınavından da alnının akıyla çıkarak hocasının yüzünü ağarttı, Gökhan Zan'a da bir süre daha tribünün yolunu gösterdi! Emre belki harika bir gün geçirmedi; ama Kazım'ın dünkü defansif çabasında (ve Cech'e üstünlük kurup maçın kaderini değiştirmesinde) onun katkısını yadsımamak lazım. Artık Kazım, Baros veya Engin çok iyi biliyorlar ki, görevlerini eksik yaparlarsa Florya'dan Emre Çolak'ın bir başka arkadaşı gelip rahatlıkla onların formasını da teslim alabilir!  


LEVENT TÜZEMEN - FOTOMAÇ
Galatasaray, F.Bahçe galibiyetinin yarattığı moral ve öz güvenle Trabzon'da kazandı. Maçın başında Elmander'in attığı gol Galatasaray'ın oyunun kontrolünü eline geçirmesini sağladı. Fatih hocanın Fenerbahçe'ye karşı sahaya sürdüğü Elmander-Baros ikili forvetinden Şenol hocanın etkilendiği çok barizdi. Türk Telekom Arena'da Galatasaraylı oyuncular yüksek tempolu, agresif, önde basan, rakibi bunaltan ve coşkulu oyunu tercih ediyor. Herkes Trabzon'da F.Bahçe maçındaki gibi bir Galatasaray bekliyordu. Trabzon'da da oyunun direksiyonu ve vitesi Galatasaray'ın elindeydi.

GÖKMEN ÖZDEMİR - VATAN
İnsanın inanması zor ama; G.Saray futbol oynuyor. Üç sezonluk kâbus bitti sarı-kırmızılı taraftarlar için. Artık onların takımları da sahada güçlü, kuvvetli, kudretli bir duruş sergiliyor. Bunun mimarının da Fatih Terim olduğu net şekilde ortaya çıkıyor her hafta. G.Saray maç maç üzerine koyarak geldi bu noktaya. Önce defansif sorunları halletti Terim, sonra da ofansif.. Arada takım ruhunu kazandı G.Saray.. Bunda G.Antep maçının ne kadar önemli olduğunu anlatmakta fayda var. Belki sarı-kırmızılılar o gün 4-2 kaybetti ama o gün sahada gösterdikleri mücadele, daha doğrusu futbolcuların birbirlerine olan ihtiyaçlarını anlamaları çok önemliydi..

MERT AYDIN - FOTOMAÇ
Elmander her maçta daha çalışkan, daha üretken ve daha faydalı. Attığı gol, karşılaşmanın henüz başında oyunun kontrolünü takımına verdi.
Selçuk ve Melo, maçı istedikleri gibi yönlendirdi. Aslında maç ikinci yarının başında Melo o golü kaçırmasa bitebilirdi. Ama kısa süre sonra Zokora'nın atılması karşılaşmanın geri dönülemez bir hale gelmesine neden oldu. Geçen yıl G.Saray taraftarının umudu kestiği Emre Çolak ve Hakan Balta'nın performanslarını Fatih Terim'e bağlamamız gerekir herhalde. Bir not da kaleci Tolga'nın suratında patlayan su şişesi için. Tarihte bir ilk olabilir bu!

TURGAY ŞEREN - AKŞAM
G.Saray defansı Eboue, Semih, Ujfalusi ve Hakan'dan kurulu. Bu dörtlü çok iyi oynadı. Şans ve imkan buldukları zaman her zaman hücuma katıldılar. En önemlisi birbirlerinin kademesine girerek tek-tük hücum eden Trabzon forvetinin akınlarını başladığı yerde durdurmasını bildiler. Orta sahada oynayan Kazım, dün gece iyi değildi. Genç Emre Çolak, forma şansı buldukça daha iyi oynamaya ve G.Saray takımına uyum sağlamaya başladı. Baros, sezon başındaki formundan çok uzak. Elmander ise aksine her oynadığı maçta sırtındaki formanın hakkını veriyor, hem çok iyi oynuyor, hem de güzel goller atıyor. Dün de öyle yaptı...

ALİ SAMİ ALKIŞ - STAR
Fatih Terim; sırf hiç sevmediği Bülent Tulun transfer etti diye, daha sezon başında Elmander'i defterden silmişti. Adam kahroluyordu ve bir an evvel ülkesine dönmek için, fırsat kollar olmuştu. Ama Baros'un bocalaması nedeniyle, Terim “Yahu ben ne yapıyorum” diye düşünmüş olmalı... İyi bir kumaşı öyle bir kapris uğruna harcamasının saçmalığını kavradı. Şans gelince, Elmander de Elmander oldu. Doğru bir tanedir. O da net bir şekilde anlaşıldı. Sarı-Kırmızılılar'ın son haftalardaki görünüşü ve yükselişi, 2000 ruhunun geri izdüşümü olarak algılanıyor.



Webaslan mobil uygulamasıyla spor haberlerine herkesten önce ulaşmak için tıklayın