Önceki Haber Sonraki Haber

10 yazar, 10 yorum

Eskişehirspor karşısında maçın genelinde iyi bir performans sergileyen ve rakibine az sayıda pozisyon veren Galatasaray, spor yazarlarından da tam not aldı.

27/09/2011 Salı Webaslan.com

Spor Toto Süper Lig'de 4. hafta maçında Galatasaray, Türk Telekom Arena'da Eskişehirspor'u 2-0 mağlup etti. Eskişehirspor karşısında maçın genelinde iyi bir performans sergileyen ve rakibine az sayıda pozisyon veren Galatasaray, spor yazarlarından da tam not aldı.

Galatasaray'ın sezonun en aktif ve heyecan verici performanslarından biri Eskişehirspor karşısında sergilediğini düşünen spor yazarları, Engin Baytar, Tomas Ujfalusi, Felipe Melo ve Albert Riera'nın başarılı performansları üzerinde de durdu.

UĞUR MELEKE - MİLLİYET

Tabii ki 4 haftalık veriler yetersiz ve yanıltıcı olabilir; ama Galatasaray'ın bu sene iç sahada zor puan kaybedecekmiş gibi bir görüntüsü var. Birinci sebep, stat dolmasa bile mimarisi nedeniyle oluşan iyi atmosfer. İkincisi de Terim'in kafasındaki oyun şablonunun topa sahip olmaya (yani ekseriyetle içeride uygulanabilir bir plana) bağımlı gözükmesi... Melo, kötü Juventus günlerinden sonra tekrar pasaportunda Brezilya yazdığını hatırlamış gibi. Elmander'in kaçırdığı golden sonra gülebilmesi de güzel. Çünkü post-travma dönemi geçiren bir takımda belki de en çok gülebilen adamlara ihtiyaç var.

AHMET ÇAKIR - ZAMAN


Galatasaray, camianın ve taraftarın istediği takım olma yolundaki ilk belirgin adımları bu maçta attı diyebiliriz. Yeni dönemin ayak seslerini bu karşılaşmada duyar gibi olduk. İkinci yarının başında Sarı Kırmızılı takım epeydir gereksinme duyduğu şansı yanında buldu. Golü attığı pozisyonda Melo'nun hem o kadar boş kalışı, hem ofsaytta olmayışı, hem de direkten dönen topun tam ayağına gelmesi adeta bir şans zinciri gibiydi. Elbette ki onun çabasıyla bu şansı hak ettiğini söylemek de mümkün.  Kısacası, Galatasaray nihayet gelecekten iyi haberler veren bir takım olabildi. Taraftarlar mutlu günlerin şarkılarını yeniden tribünlere getirdi. A

LEVENT TÜZEMEN - SABAH


Galatasaray iki ruhlu takım görüntüsü çiziyor. O ruh deplasmanda silik, etkisiz ve golü yediğinde teslimiyetçi bir kimliğe bürünüyor. Ancak o ruh TT Arena'ya çıktığında kükrüyor. Taraftarın müthiş desteği stadın akustik gücüyle birleştiğinde futbolculara inanılmaz itici güç oluyor. Fatih Hoca'nın Engin tercihi çok doğruydu. Bu hamle Galatasaray'ın saha içinde topu kullanabilecek oyuncu sayısını arttırdı. Melo çok hırslı ve akıllı bir oyuncu. Sahada hiç kaytarmıyor. Hırsıyla seyirciyi sahanın içine çekiyor. Savunma yaparken doğru yerlerde pozisyon alıyor. Ben Ujfalusi'nin sağbekte oynama düşüncemden geri adım atıyorum.

MERT AYDIN - FOTOMAÇ

Galatasaray hala takım hüviyeti kazanamamış olabilir ama şu bir gerçek ki en azından kendi sahasında ligin en tempolu 2-3 takımından biri. Bu temponun sonu çok üretken olmasa da galibiyeti getirebiliyor. "Bu galibiyet gelirken Galatasarayseyircisinin içi rahat oluyor mu?" diye sorarsanız tabii ki yanıtımız "hayır" olur. Heyecan işin bir parçası. Dün gece Galatasaray'da takıma yeni katılanlardan birisi Riera'ydı. İspanyol, kaç maçtır hep ayrı telden çalmak zorunda kalıyordu. Bu maçta ilk kez soldan atağa kalkarken arkadaşlarıyla top alışverişine girdi. Gerektiğinde geriye gelip top aldı. Mükemmeloynamadı ama en azından takımın bir parçası olmaya başladığını gösterdi.

GÖKMEN ÖZDEMİR - VATAN

Merak ettiğim sorular var. Mesela top neden Hakan'ın, Sabri'nin, Gökhan'ın içinden geçiyor da Melo'nun içinden geçmiyor? Neden Melo her müdahalesinde başarılı da diğerleri aynı başarıyı gösteremiyor? G.Saray'ın en büyük sıkıntısı bu.. Saha içindeki dengesizlikler.. Kimisi çok iyi, kimisi çok vasat.. Dolayısıyla bir karışım oluşturmak, takım yapmak kolay değil.. Örneğin Ujfalusi çok iyi ama partneri Gökhan saatli bomba.. Bunu gol atıp takımını öne geçirmesine rağmen söylüyorum.. Çünkü G.Saray bir maç kazanmak istiyorsa mutlaka iki gol atmalı.. Defansının yapacağı gollük bir hatayı planlamalı.. Yiyince şok olmamalı.

TURGAY ŞEREN - AKŞAM

G.Saray'ın defansı özellikle ikinci yarıda çok hata yaptı. Eskişehirspor ha gol attı atacak diye taraftarların yürekleri ağızlarına gelmiş olmalı. Dünkü maçta Elmander'i dikkatle izledim. Fatih hoca, onu tek santrfor olarak oynattı. Ama Elmander'i ben sahada görmedim... Fizik gücü çok iyi bir futbolcu değil. Belki ayakları topla gayet iyi ama o kadar. Mücadelesi hiç yok. Elmander'in yeri santrfor değil... Eskişehirspor 2-0 yenildi ama kimse bu takım kötüdür diyemez.. Galatasaraylılar'a ise müjde; G.Saray toparlanıyor..

BAHRİ HAVADIR - AKŞAM

Tek kelimeyle müthiş oynadı... Sahanın her yerinde, her santimetre karesinde Engin Baytar vardı. Yüreğiyle, zekasıyla Fatih Terim'i hiç mahcup etmedi Engin Baytar... Oysa Engin, G.Saray'a geldiği gün 'Bir bu eksikti, adam olmaz' denilmemiş miydi? O dibine kadar futbolcu olduğunu bir kez daha 'futbol zekasından' yoksunlara gösterdi... Ve Melo... Söylenecek tek bir olumsuzluk, en küçük bir eleştiri bile söz konusu değil... Attığı golü bin kez seyredin, defalarca gözünüzün önünden geçirin 'doğru zamanda doğru yerde olduğunu' göreceksiniz... Engin'le Melo ne kadar 'top noktasında' futbol oynadıysa, Sabri ve kaleci Aykut Terim'i o kadar çıldırttı.

ERDOĞAN ŞENAY - MİLLİYET

Galatasaray'ın Arena'da Eskişehir ile yaptığı üç puan mücadelesinde dikkatleri çeken bir hırs ve kazanma arzusu yaşanmaktaydı. Geçmiş sezonlardaki teknik isimler ve yabancı olarak kalabalık bir “lüzumsuz adam" trafiğine forma uzatmış sarı-kırmızı renkler şimdilerde Fatih Terim farkını hissetmeye başlıyorsa, ekrandaki gözler ve tribünlerde Cim-Bom'da işler yoluna girecek hakikatı yeşermeye başlıyor demektir. Sarı-kırmızılı topçuları uyaralım. Haaa Cim-Bom ekibinin kazanmak için verdiği üst düzey mücadele anlayışıyla solda Riera, ortada Melo ve savunmada başta Hakan Balta ile tüm oyuncuların yarışmayı “hissederek taşımaları" ise Fatih Terim yasalarına “çok uyar"... Tüm Galatasaray soyunma odası zevatına tarafımızdan duyurulur.

AZİZ ÜSTEL - STAR

Koşmuyor, pres yapmıyor hatta maçı takım olarak bir iki faulle bitiriyordu. Fatih Hoca ise sabır diyordu... Dün gece “sabrın sonu selamettir" sözü bir kez daha doğrulandı. Galatasaray sahada ısıran, pres yapan, koşan, topsuz alanda da varolan takım görüntüsündeydi. Eskişehirspor'u hiç yabana atmamak gerek. Bu ligin en iyi takımlarından biri. Ama dün akşam Felipe Melo ve arkadaşları bölüm bölüm futbolun en güzelini sahaya yansıttılar. Kısacası Galatasaray, Eskişehir karşısında güzel futboluyla ve artan kondisyonuyla yavaş yavaş hazır olmaya başladığını gösterdi.

HAKAN YAŞAR - AKŞAM


G.Saray'ın kronik sorunları var... Mesela; Sabri kaptan olmayı başardı, hakeme saydırmayı iyi biliyor ama orta yapmayı bir türlü öğrenemedi. Terim'in onu fırça manyağı yapması, Hasan Şaş'ın '10 yıl oldu be Sabri bir orta yapamadın' bakışı sürpriz değil... Kazım'ı değil Terim, 4 yıldır değiştiremedi bu ülke. Patlayan forvet dediler, elde patlamaya devam! Cılız kalan Hakan'ın 'balta' sol bek kartviziti aynı...  Ujfalusi savaşçı katkısı 'eldeki kazma'lara göre oldukça iyi. Selçuk İnan; gelişim gösteren tek oyuncu şimdilik. Kötü başlayan ama nihayet ruhunu bulan 'inan'dıran bir performans... Haydi rastgele..



Webaslan mobil uygulamasıyla spor haberlerine herkesten önce ulaşmak için tıklayın
  Ana Sayfaya Dön
Webaslan Anasayfasına Dön