Önceki Haber Sonraki Haber

Etik üzerine!

21/03/2006 Salı

Bir yanda olaylı Kayseri Erciyesspor maçı, diğer yanda ise sonucu merakla beklenen seçim. Öncelikle Erciyesspor maçına değineceğim, daha sonra ise başkanlık yarışında gözardı edilen konulara...

Sezon başından beri tartışılan hakem hatalarının yanı sıra, buna bir de Galatasaray aleyhine yapılan hakem hataları da eklenince, artık sadece G.Saray camiası değil, TV yorumcusundan, rakip takım futbolcusuna kadar herkes şaşırmış, olan biteni izliyor...

Şampiyonluk açısından hayati öneme sahip bu haftalarda, orta ve yan hakemlerin yaptıkları hatalar akıl almaz derecede. Hatalara zaten kamuoyunda yeterince değinildi ve artık nasıl bir "Hata" ise, rakip futbolcu bile itiraf etti ama hakem nasılsa göremedi. Buna rağmen son dakikalarda gelen 2 gol aklıma sadece şu cümleyi getirdi: "İlahi adalet"

Başkanlık seçimi...

Galatasaray'da futbolcusundan, taraftarına, medyasından adaylarına kadar herkes bu başkanlık seçimine kilitlendi. Sandıktan çıkacak isimden beklentiler bir hayli yüksek. Şimdiye kadar yaşanan sıkıntılar ortada. Yine de seçimlerde 6 aday yarışacak. Bu yarışta değinmek istediğim özellikle bir isim var; Turgay Kıran... Yazacaklarım Kıran'ın başkan olup olmamasıyla ilgili değil. Sadece ufak bir analiz ve işin içine rekabet girdiğinde ekstra dikkat edilmesi gereken etik üzerine... 

Aslında bu hikaye Kıran'ın geçen seçimlerde aday iken, Özhan Canaydın'ın listesine dahil olmasıyla başladı. Her nekadar birleşme olmuş gibi görünse de Kıran, yönetimin içinde muhalefet oldu, bunu da zaten yakın zamanda kendi demeçleriyle beyan etti.

Tromso karşılaşması için "bu takıma elenirsek ülkeyi terkederim" sözleri sonrasında, Galatasaray'ın Tromso'ya elenmesiyle bu sözleri kamuoyunda hiç te hoş karşılanmadı.

Yine yönetimde olmasına rağmen Canaydın aleyhinde açıklamalar yapması tartışılır bir durum. Tabi ki bir yöneticinin düşüncelerini açık bir şekilde dile getirmesi gayet doğal. Fakat muhalif olmasına rağmen neden yönetim kurulundaki görevine devam etti? "Yönetimin ve başkanın düşünceleri ile uyuşamadığım için istifa ettim" demesini beklerdim. Daha sonra sonuna kadar eleştirme hakkına sahip olurdu. Fakat seçime sayılı günler kalmışken ve hala yönetim kurulunda iken, puan toplamak amacıyla çeşiti eleştirilerde bulunmasını kabul edemiyorum.

Öte yandan yine basında çıkan demeçlerinde Raul, Zidane, Morientes, Juninho gibi futbolcularla temasta olduğunu ve bu futbolculardan bazılarını getirebileceğini beyan ediyor. Farkındayım çoğunuz bu isimlerin geçmesine bile gülüyorsunuz. Acaba Raul'a hangi kaynaktan yıllık 6-7 milyon Euro veya daha fazlasını verecek merak ediyorum.

Bu tür söylemler artık eskilerde kaldı. Ben Kıran'dan realist bir söylem bekledim. Kulübün borçlarının nasıl kapatılacağı ve kısa vadede ekonomik sıkıntıdan nasıl kurtulacağının yanında stat projesi için neler yapacağını açıkca söylemesini beklerdim.

Son olarak ta seçimden bir hafta önce kulübün 23 milyon dolarlık hisselerini satın almak istemesi... Kimileri bu olaya, hisse sıkıntısından kurtulmak olarak baksa da, benim aklıma şu soru geliyor; Futbolcular maddi yokluklardan dolayı ligin en kritik döneminde demoralize olmuşken, neden bu iyi niyetini o zaman kullanmadı?

Sonuç olarak Galatasaray, o koltuğa yakışan başkanını seçecektir... Ve eminim ki ilerleyen yıllarda bu sıkıntıların hepsi kötü bir anı olarak geride kalacaktır.



Webaslan mobil uygulamasıyla spor haberlerine herkesten önce ulaşmak için tıklayın
  Ana Sayfaya Dön
Webaslan Anasayfasına Dön