Galatasaray ve Milli Takım'ın yıldızı Neriman Özsoy, olimpiyatlar öncesinde milli takımdaki ve sarı kırmızlı takımdaki hedeflerini paylaştı. İşte tüm gelişmeler ve detaylar...
08/07/2012 Pazar VatanMilli voleybolcu Neriman Özsoy, Polonya'da oynamanın kendisine çok şey kattığını belirtip, “Polonya'nın en önemli sporcuları arasına girmiştim. Orada aldığım sorumluluk çok önemliydi. Hem voleyboluma hem karakterime büyük katkısı oldu” diye konuştu.
G.Saray ve Milli Takım'ın yıldızı Neriman Özsoy, Londra'daki hedefi Vatan'a açıkladı
İşte o röportaj:
Türkiye'yi Polonya ve Rusya'da başarıyla temsil etmiş, G.Saray'ın yeni yıldızı, milli takımın sayı makinesi... Sarı-kırmızılılarla yeni bir maceraya atılmaya nasıl karar verdiğini, milli takımın son dönemdeki gelişimindeki sırları ve Filenin Sultanları'nın Londra'daki hedeflerini Vatan'a anlattı.
“Olimpiyatlarda çok güçlü bir gruptayız. Brezilya ve ABD favoriler. Güney Kore hiç hafife alınmayacak, kadrosunda F.Bahçeli Kim'i bulunduran ve ayrıca başka yıldızları da olan bir takım. Sırbistan'la Grand Prix'de karşı karşıya geldik ve çok zorlu geçti bizim için. Yine Grand Prix'de tam kadro olan Çin'i de yendik.
'PSİKOLOJİ ÇOK ÖNEMLİ'
Orada hiçbir maçımız kolay olmayacak. Bunun bilincindeyiz. Ancak ufak tefek sakatlıklara rağmen olimpiyatlara hazır olduğumuzu düşünüyorum. Ayrıca Londra'ya hazırlanırken, Dünya Grand Prix'sinde madalya almamız da bizim için çok iyi oldu. Çizdiğimiz yol için çok önemliydi.
Olimpiyatlarda oynamayı çok istiyordum. Bu bizim için 3 ay öncesine kadar hayâldi ama şimdi biraz kademe atladık ve madalya istiyoruz. Grupta ilk 4'e girme şansımız var. Yalnız biz daha önce bu atmosfere hiç girmemiştik. Bayan voleybolunda psikoloji yüzde 60 etkili oluyor. Acaba olimpiyatlarda hangi psikoloji ile sahaya çıkacağız. Bence psikoloji olimpiyatlarda ne yapıcağımızı belirleyecek. Teknik, taktikten çok, o atmosferi kaldırabilmek çok önemli. Çok tecrübeli, Şampiyonlar Ligi şampiyonu olmuş oyuncularımız var. Bence bu ortamı kaldırırız.
'YORULSAK DA PES ETMEYİZ'
Madalya alınır. Ama hedefe adım adım gitmeli, sayı sayı oynamalıyız. İlk grupta mutlaka daha önce yaptığımız gibi Çin ve Sırbistan'ı yenmeliyiz ki ilk 4 arasında yer alalım. ABD ve Brezilya maçlarını da kazanabiliriz. Ancak zamanlamaları çok farklı. Onlarla çok fazla oynama şansı bulamadık. Grand Prix'deki maçlarda biz düşerken onlar üstümüzden vurdular topa. Ama bunları şimdi yaşamayacağımızı düşünüyorum.
Olimpiyat halkasıyla salona çıktığında herkes elinden geleni sahaya koyacaktır. Tek dezavantajımız 5 maç üst üste çok üst düzey takımlarla oynayacak olmamız. Bunun verdiği bir yorgunluk olabilir ama ne kadar yorulursanız yorulun, madalya gözünüzü bürüdüğü an, o hedefe doğru koşmalısınız.”
'ARTIK TAM TAKIM OLDUK'
“Son 2 yılda biz daha fazla takım oyunu oynamaya başladık. Toplar dağılmaya başladı, pasörlerin seçimleri değişti. Tam takım haline geldik. Bu değişim de 4-5 yıllık bir süreçte gerçekleşti. Çünkü bu başarı 5-6 ayda gelecek bir başarı değil. İnsanlar bu zaman içinde birbirleriyle oynamaya alıştı.
Şu anki milli takımı oluşturan jenarasyon tam 6 yıldır birlikte oynuyor. Önemli bir jenarasyon yakaladık. Kadromuzda çok yaşlı oyuncumuz da bulunmuyor. 2-3 tane bizden daha yaşlı oyuncularımız var ama onun dışında bu takım 3-4 sene daha değişmeyecek.”
'G.SARAY'IN BAŞARISI İÇİN...'
“Sorumluluk alabileceğim bir takıma geldim. G.Saray da benim gibi başarıya aç.”
“G.Saray ile uzun yoldaki hedeflerim uyuştu. G.Saray yurtdışında çok önemli, ismi duyulmuş, saygı gören bir kulüp. CEV Kupası'nda kendini gösterdi ve yeni bir atağa başladı. G.Saray voleybolda çok taze bir kan. Başkanımız Ünal Aysal'ın da çok büyük katkısıyla voleybolda başarıya aç bir kulüp. Ben de başarıya çok açım, madalya için savaşan takım oyuncusuyum. Bireysel ödüllere önem veren biri değilim.
Sorumluluk alabileceğim bir takıma geldim. Bence sorumluluğum çok fazla olacak G.Saray'da. Bunu taşımak istiyorum. Ben yurt dışında yabancı statüsünde oynadığımda sorumluluk aldığım için insanlar daha fazla oyuncu gözüyle bakıyolar ve kaybettiğinde hesap soruyolar. Ben bunu orada hissettim ve bunun peşini bırakmamaya karar verdim. G.Saray'ın başarısı için çalışmak istiyorum.”
“G.Saray'ın pasörü Lo Bianco dışardan hayranlıkla seyrettiğim bir oyuncuydu. Herhalde onun paslarına vururken heyecanlanırım. O kadar saygı duyduğum bir pasör. Onun oynatamayacağı oyuncu yoktur. Elini kolunu bağlasanız da o pası 4 numaraya çok düzgün bir şekilde atabilir. Çok güveniyorum ona. MASSIMO Barbolini'nin takımın antrenörlüğüne gelmesi, Rosir Calderon'un tekrar imza atması da benim G.Saray'a gelmemde etkiliydi. Bütün bunlar G.Saray'ın geçen sene CEV Kupası'nda gösterdiği başarıyı kalıcı kılmak istediğinin ispatı.”
'2+1 KURALI EN ÇOK YARADI'
“Milli takımımızın bu noktalara gelmesinde bence 2+1 yabancı kontenjanı dönüm noktası oldu. Bu uygulama ne kadar çok eleştirildiyse de Rusya'da da iki yabancı sınırlaması var. Onların +1'i bile yok.
Bizim yıldız takımımız hem Avrupa hem Dünya Şampiyonu oldu. Bu çocukların oynaması lazım. Tabii ki iyi yabancıların da gelmeli ama ligde 2 tane kaliteli yabancıyla da aynı başarı gösterilebilir. Baktığımızda Şampiyonlar Ligi şampiyonu yine Türkiye'den çıktı. Bunu iyi dengeleyebilen bir antrenörle neden olmasın?
Bundan 1 sezon önce kaptanımız olan Esra'nın takımında oynayamamasını yurtdışında şaşkınlıkla izlemiştim. Naz, Fofao'nun arkasında kalmıştı. Şimdi onlar daha fazla güvenli olarak geldiler. Kendilerini daha fazla geliştirmişler. Oyuncu oynadıkça kendini keşfedebiliyor. Bu yüzden 2+1 çok yararlı oldu.”
Yorumları okumak veya yazmak için üye girişi yapmanız gerekmektedir.