Faryd Aly Mondragon... Bu isim, G.Saray’la adeta bütünleşmiş durumda. Sarı kırmızılı takımın kalesini 4 sezondur başarıyla koruyan Kolombiyalı file bekçisi, başarının sırrını tek kelimeyle özetliyor; ‘triangle.’ Yani Türkçesi üçgen... Ne anlama mı geliyor? G.Saray’ın 2-0 kazandığı Konya deplasmanında Mondi ile yaptığım söyleşide, ‘Sen bu ara hem neşelisin, hem de güven veriyorsun. Bunun nedenini öğrenebilir miyim?’ diyerek hem soruma yanıt vermesini, hem de üçgenle neyi kastettiğini açıklamasını istedim.
Mondi, başladı konuşmaya: ‘Tomas, Song ve ben... Bu üçgeni kurarken az zahmet çekmedik. Şimdi bunun meyvelerini yiyoruz. Kanatta oynayan arkadalarımızın da bu tablonun yaratılmasında büyük katkısı var. Çünkü hepsi çok tecrübeli futbolcular. Nerede, nasıl duracaklarını iyi biliyorlar. Onların önümde olması, hem benim, hem de takım için büyük bir avantaj.’
Tek kişiyle bu iş olmuyor
- Peki takım halinde nasıl olduğunuzu sorarsam, ne dersin?
‘Ben bu üçgeni sayarken sadece arka kısımdan bahsettim. Aslında futbol bir takım oyunudur. En geriden başlar ileriye kadar devam eder. Hakan, Necati, Conceiçao bu makinenin dişlileri... Takım savunması orada başlar, bize kadar gelir. Futbol tek kişilik bir oyun değildir. İyi bir topluluk olursunuz, başarınız devamlı artar. Biz de bunun peşindeyiz. Kenetlenmiş durumdayız ve birbirimizi seviyoruz.’
- Uzun zamandır buradasın. Kaleci antrenörün nasıl?
‘İlk geldiğimde Eser Hoca vardı. Ondan çok şeyler öğrendim. Onu bir kenara bıraktım. Eskiden usta bir kaleci ve usta bir öğretmendi. Şimdi ise Nezihi Baloğlu var. O da işini ezberlemiş ve sıkı sıkıya sarılmış. Nezihi disiplinli ve sakin bir insan. İşinde de çok usta. Ondan çok şey öğreniyorum. Ben, bu yaşıma kadar hep bildiklerimin üstüne ekliyorum.’
Dikkatli olmak zorundayız
- Sen üçgenden bahsettin. Cordoba’nın kurduğu üçgen gibi mi?
‘Evet, o zaman Cordoba çok rahattı. Çünkü önünde oyanayan Zago ve Ronaldo güven veriyordu. Onlar da bir üçgen kurmuştu. Şimdi ise bu rahatlığı ben yaşıyorum. Bu bir kaleci için en önemli şanstır. Paylaşmayı bilmek başarmanın yarısıdır. Çünkü burası sahanın en kritik yeridir. Bizim hatalarımızın affı yok. Çünkü, son durak biziz. Bir şey olduğu zaman topu ancak kaleden çıkartırız. Ama bunun telafisi yok. Biz de bunu dikkatli yapıyoruz. En küçük hata takımın oyun kalıbını bozar.’
İlhan Söyler/ Hürriyet
