Biz çok medenice ayrıldık. Öyle dört alternatif falan da yoktu. Şimdi devamlı şu sorgulanıyor; Fatih Terim mi istifa etti, Canaydın mı görevine son verdi? Bunun Türk spor kamuoyuna ne faydası olabilir. Ben seçilmiş biriyim, o atanmış biri. Sürekli Fatih Terim'in bana seçim kazandırdığı söyleniyor. Peki gönüllerdeki bir antrenörü görevden almak seçim mi kazandırır, seçim mi kaybettirir? Soruyorum size bir antrenörün arkasında, bu neticelerden sonra benim kadar duranı gördünüz mü?
Bu ekonomi ve bütçeyle Avrupa'da bir yerlere varmamız mümkün değil. Ticari gelirlerimizi artırmamız ve futboldan gelen gelirleri 50 milyon dolara çıkarmamız lazım. Euro Kart projesi için 100. yılı bekledik. Avrupa'da 800 bin Galatasaray taraftarı var. Her şey hazır. Organizasyon hazırlandı. Yakında film çekimleri başlayacak.
Ali Sami Yen Stadı çok açık ve net. Hem devlet, hem belediye orada stat yapılmasını canı gönülden istemiyor. İstanbullu olarak düşünürseniz orayı 23 bin kişilik bir staddan, 45 bin kişilik bir stada dönüştürürseniz, maç bitince herkes aynı anda çıkınca oluşan trafik, şehircilik anlamında kimsenin işine gelmiyor. Avrupa'da krediciye gidiyorsunuz. Adam geliyor tapuyu kontrol ediyor. Nedir bu üst hakkı, toprak kimin diyor. Devletin yanıtını alınca el freni çekiliyor. Benim ısrarla Ali Sami Yen'in tapusunu almak istemem bu yüzden. B ve C planımız da var. Eğer tapuyu alamazsak daha önce sayın Ünal Aysal'la imzaladığımız kredi anlaşmalarıyla yeni stadımızı yaparız. Ama önemli olan para koymadan stat yapmak. Ali Sami Yen'e dönersek eski açığı kullanamayız. Fiziki bir tahribat var. UEFA'nın ve belediyenin bu konuda yazısı var. Ekonomik açıdan da hiç cazip değil. 4 bin kişi eksik oynayacaksınız. Belki portatif bir tribün yapılabilir. Bu şartlarda stadı kuvvetlendirebilirsek, seyircinin can güvenliğini sağlarsak tabii ki döneriz.
Olimpiyat Stadı'nın Galatasaray'a ne zararı var. İç sahada puan olarak durum ortada. Rakip yenince zemin etkilemiyor mu? Biz bu stadı ilk aldığımızda millet Galatasaray'a peşkeş çekiliyor diye ayağa kalkmadı mı?
İlk seçildiğimizde olaylara vakıf değildik. Ama bu dönemde olayları biliyoruz, içindeyiz, daha rahat olacağız. Sürprizle karşılaşmayacağız. Seçilen insanların her zaman seveni de olur sevmeyeni de. Akılsız değilim, çok zeki değilim, vasat bir zekam var. Ben kurnaz da değilim. Ama ben samimiyetin istismar edildiğini öğrendim.
100. yılda mutlaka muhteşem kutlamalar yapma mecburiyetindeyiz. Çünkü biz batıya açılan bir pencereyiz. Bu konuda profesyonel bir şirketle anlaşmak üzereyiz. Yakında açıklayacağız."