"Beni Şampiyonlar Ligi listesine bile almadılar. Bazı zamanlar antrenmanlara bile sokmadılar. Çoğu zaman 'Keşke gelmeseydim belki daha güzel olurdu' diye düşünüyorum. Oynamadığım sürece kimse bana bir şey söylemedi. Bir muhatap yoktu. Ne 'aferin' dediler, ne de eleştirdiler. Yuvam bildiğim yerde çok yalnız kaldım. Eğer faydalı olamayacaksam zaten kendim giderim. Sanki takımı bu hale ben getirdim. İsmim sürekli gidecekler listesinde yer aldı
Zincirleme hatalarla G.Saray bu hale geldi. Ama en belirgin hata biz futbolcularda. Bizim kulüpte sevgisizlik var. Diğer kulüplerde hiç böyle şeyler yaşamadım. Öyle duruma geldik ki, bu izlenimi dışarıya verdik. Sevgisizlik bizim başarısızlığımızda en etkili faktör. Takımdakilere tek tek bakıldığında kaliteli insanlar. Ama nedense o sıcaklık yok. Lucescu gittikten sonra her şeye garanti gözüyle baktılar. Şampiyonluk garantiydi. Şampiyonlar Ligi'nde en az çeyrek final hedefleniyordu
Ama beklenen başarı gelmeyince, takım olarak çöktük Hedefsizlik bizi rahatlattı. Bu yüzden ancak son 2-3 haftadır iyi oynamaya başladık. Daha erken kan değişikliği olsaydı, farklı bir konumda olabilirdik. Oyuncuların birbirleriyle ilgili açıklamalar yapması beni değil ama takımı rahatsız ediyor. Yöneticilerimizin bu konuya zamanında el atması lazımdı, geç kaldılar. Çıkıp 'Takımda sorun yok' diyecekler. Takımı medyanın önüne çıkartıp 'Bir şey yok' açıklaması yaptıracaklar. Bunu yapmayınca bazı futbolcular da birbirleriyle tartışınca kaos ortamı yaratıldı. Zor günlerimde takımın sadece bir kısmı bana destek verdi, hepsi değil. Ağabeylik önemli. Takımın büyükleri çok dikkatli davranmalı
Kendimi tam olarak G.Saray'a ait hissetmiyorum. Bugüne kadar oynadığım takımlarda hep başrol üstlendim. Burada o rolü bana vermediler. Verselerdi, iyi değerlendirir, kendimi daha fazla buraya ait hissederdim. Sorunların birikmesi insanın güvenini kırıyor. Ben G.Saraylılar'a kendimi göstermek istedim, çünkü bana çok ilgi gösterdiler. Ama ne yazık ki, bu fırsat bana hiç verilmedi."
Kaynak: Vatan